Normalleşme sürecinde işçiler | AVM ve Sağlık çalışanları pandemi sürecini anlattı
İzmir'de AVM ve Sağlık çalışanlarıyla, koronavirüs salgınını ve normalleşme sürecini konuştuk.
Dilek OMAKLILAR
İzmir
Koronavirüs salgınının başladığı günden bu yana sağlık çalışanları ve AVM çalışanları taleplerini duyurmaya çalışıyor. İzmir’den Ege Üniversitesi Hastane çalışanı Selçuk Ökdemli ek ödemelerde adalet isterken AVM çalışanı Hasan Pirinç, AVM’lerin açılmasının erken bir karar olduğunu belirtti. Türk-İş’e bağlı Tez-Koop-İş Sendikası İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Caner Fırat ise pandemi döneminde işçi ve emekçilerin taleplerini, bu dönemde örgütletme eğiliminin arttığını anlattı.
“EK ÖDEMELERDEKİ ADALETSİZLİK MORALSİZLİK YARATTI”
Ege Üniversitesi Hastanesi’nde yoğun bakımda çalışan Selçuk Ökdemli, koruyucu ekipmanların temini konusunda sıkıntı yaşamadıklarını dile getirse de salgının başında sadece acillerdeki yoğunluktan kaynaklı sorun yaşadığını dile getirdi. En önemli sorunlarının ödemeler konusunda olduğuna dikkat çeken Ökdemli, “Pandemi sürecinde bazı haklarımız ötelendi. Sesimiz çok fazla gür çıkmıyor. Bunlardan ötürü arkadaşlarımız çok fazla mağdur oluyor. Özellikle ek ödemelerle ilgili kısımlar bu süreçte bizi moral olarak daha geriye götürüyor. En büyük problem aslında burada. Koruyucu ekipman vs. bir şekilde hastanemizin gücü bunları karşılamaya yetiyor. Ama devletten bize yönelik ek ödemeler hakkında bir geri dönüşün olmaması bizleri daha çok etkiliyor.”dedi.
“ÇALIŞANLARIN SAĞLIĞI DEĞİL EKONOMİ DÜŞÜNÜLDÜ”
Normalleşme ile birlikte açılan ilk yerlerin AVM olduğunu da hatırlatarak söz alan AVM’de 9 yıldır elektronik markette çalışan Hasan Pirinç ise aynı zamanda iş yeri baştemsilcisi. Pirinç, “ Müşterilerle doğrudan temasın olduğu ortamda tüm AVM çalışanları gibi büyük bir risk altındayız. Açık alanlarda bile kısıtlamanın bu kadar yoğun olduğu pandemi döneminde AVM’lerin açılması bulunduğumuz duruma çok ters bir durum olarak görüyoruz. Öncelikle bütün çalışanların sağlığını düşünmesi gerekirken İlk akla gelen yer nedense AVM’ler oldu. İstedikleri kadar önlem alınsa bile ortak kullanım alanları çok fazla. Yani hem personellerin kendi aralarında ortak kullandığı alanlar, hem müşterilerin çok büyük bir yoğunluk göstermesi burada çok büyük bir risk altında olduğumuzu zaten gösteriyor.”diye konuştu. AVM’lerin açılacağı zaman alınması gereken önlemlerin çok etkili olmadığını ifade eden Pirinç, “Şuan müşteri alırken güvenlik personelleri insanların ateşlerini ölçüyorlar. Ama biliyorsunuz ki bu aslında çok etkili bir yöntem değil. Çünkü insanlar ateşi olmadığında da vücudunda farklı komplikasyonlar ile virüs belirtileri bir şekilde kendini gösterebiliyor. Yani ateşi olmadan da bir insan bu virüsü taşımış olabiliyor. Burada aslında işçilerin hayatından çok düşünülen ekonomik sebepler.Bu yüzden biz AVM çalışanları olarak kendimizi çok değersiz görüyoruz.”diye ekledi.
“BU DÖNEMDE İŞÇİLER ÖRGÜTLENMESİ ARTTI”
Mevcut ekonomik krize pandeminin yarattığı kriz de eklenince AVM çalışanları içinde işsizliği sorduğumuz Tez-Koop-İş Sendikası İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Caner Fırat da, “Üstüne basa basa söylediğimiz bir şey vardı. Bu pandemi sürecinin yavaşlamasından sonra ekonomik sıkıntının giderek artacağıyla ilgili. Evet, biz AVM’lerde örgütlenen, işyerleri olan sendikalar bu nabzı iyi yokluyoruz. Şimdiden baktığımızda bu süreçte bile irili ufaklı iş yerleri ücretsiz mazeret izni adı altında –ki bu yıllarca yönetenlerin uğraşıp da yasaya sokamadığı bir şeydi, ama ne yazık ki pandemi sürecince bunu bir gecede onayladılar- birçok arkadaşımızı ücretsiz mazeret iznine çıkardılar.”dedi. Bu süreçte hükümetin sendikalarla bir araya gelerek bilgi alışverişinde bulunmadığını söyleyen Fırat, “Ne yazık ki yine tek adam rejiminde, tek başına bir karar alındı ve geldiğimiz sonuç da bu. Bunun giderek ağırlaşacağına inanıyoruz biz. Çünkü işverenler direkt en büyük maliyeti işçi gördüğü için üretimin daha da düşmesinden dolayı işçiye saldıracak. Üretim gücünün çok düştüğü bu süreçte çalışanlar açısından da işsizlik daha büyük sıkıntı yaratacağını düşünüyoruz.”diye ifade etti.
Pandemi dönemindeki işçi ve emekçilerin örgütlenme eğilimine de dikkat çeken Fırat, “AVM’lerin içindeki her arkadaş artık yönetenlere veya işyerlerindeki patronlara güvenin kalmadığını bir kez daha anladı. Zaten biz bunları AVM’lerde örgütlenen sendika olarak anlatıyorduk. Şu aşamada birçok işyerinde ve uluslar arası işyerlerinde de örgütlenme çalışmalarımız var, bu çalışma giderek artıyor. İşçiler artık şunun farkına varmaya başladı: Tek hakkını arayacağı yerin sendika olması ve örgütlenmesi gerektiğini.”dedi.
“AVM’LER İÇİN BOYKOT ÇAĞRIMIZI YİNELİYORUZ”
Tez-Koop-İş Sendikası’nın AVM’lere yönelik yaptığı boykot çağrısını hatırlatan Fırat, “Sadece İzmir’de çağrımız değildi, genel merkezimizin tüm sendikalara çağrısıydı. Kısmi olarak tam anlamıyla başarıya ulaştırmamış olabiliriz ama arkadaşlarımıza bu bilinci aşıladık. Çünkü bu süreci televizyonlarda verildiği gibi bir an önce biteceğini sanmıyoruz ve bunu bilimsel veriler üzerine söylüyoruz. AVM’lerin açılmasının erken bir karar olduğunu söylerken bilimin ışığında söylüyoruz, bizler hala aynı fikirdeyiz ve çağrımızı yineliyoruz. İnsanlar en azından olağan ihtiyaçları dışında AVM’lere gitmesinler. Çünkü orada çalışanlar da onların kardeşleri ve bu insanlar büyük risk altındalar. Ortak kullanım alanları var, müşteri ile birebir temas halindeler. Hiçbir şey olmazsa buralar kapalı devre klima sistemi ile havalandırılıyor. Bunun bile virüsü yaygınlaştırıp yaygınlaştırmayacağına ilişkin doğru dürüst bilgi yokken buraların kullanılması hem çalışanlara hem de halkın sağlığına zararlı. Bu boykot çağrısını tekrarlıyoruz,elimizden geldiğince AVM’lere gitmeyelim.
“EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI İSTİYORUZ”
Son olarak taleplerini dile getiren çalışanlardan Selçuk Ökdemli, “Hastane çalışanları olarak en önemli taleplerimiz, bu yalandan verdikleri kadronun 2020 yılının 10.ayında bitmesini hedefliyoruz. Bize 4+4’ü dayattılar. Biz bu devletin üvey evlatları muamelesi görüyoruz. Yüzde 4+4’ten kurtulmak istiyoruz. Biz de emeğimizin karşılığını almak istiyoruz.”derken AVM çalışanı Hasan Pirinç de “Çalışanların sağlığını riske atmamalarını, sömürüyü bırakmalarını istiyoruz. Hükümetin işveren odaklı değil de çalışan odaklı olmasını istiyoruz. Geçim sıkıntısı yaşayan insanlar var, 1177 TL ile ev geçindirmeye çalışanlar var, 2 ay faturaları birikenler var. Artık çözüm için adım atılmasını istiyoruz.”diyerek taleplerini sıraladı.
“PANDEMİ SÜRECİNDE DE SORUNLARIMIZIN ÇÖZÜLMEYECEĞİNİ BİLİYORDUK”
Caner Fırat da, pandemiden önce yaşadıkları sıkıntıların bu süreçte de çözülmeyeceğini bildiklerini ifade ederek, “696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile taşeron işçilerini 4d’li kadro yaptık diye 2 yıl boyunca 6 aylık süreçlerde 4+4 gibi açlık ve sefalet ücretinin altına çalışmaya mahkum ettiniz. Bu arkadaşlarımızın toplu sözleşme hakkını 1 Nisan 2018’de kadro vermelerine rağmen 2020’nin Ekim ayına ertelediniz, yetmiyormuş gibi bu pandemi sürecini bahane ederek bunun üzerine 3 ay koydunuz. Bu arkadaşlarımız çalışırken yüzdelik dilimler gibi asgari ücretin yüzde 10, yüzde 20 gibi fazla ücretleri varken bunu da tekrar kanunlara uygunsuz bir şekilde ödemediniz. Bizim insanca yaşayacak bir ücret talebimiz vardı. Ama siz ek ödeme vereceğiz dediniz, ama 696’dan kadro alanlara olmadı. Sağlık çalışanları zincirin birer halkasıdır, koparamazsınız. Ayrımsız bir şekilde ek ödemelerin tüm sağlık çalışanlarına yapılmasını istiyoruz.”dedi. AVM çalışanlarının ölümle yüz yüze kaldıklarını söyleyen Fırat, ücretli izin taleplerinin önemine değindi. Son olarak ise hükümete seslenerek işçi konfederasyonlarını görmezden gelmemeleri çağrısında bulundu.