Devlet esnafı ortada bıraktı: Esnaf için normalleşme yok
Geçici olarak kapatılan ve geliri kalmayan esnaf iflas noktasına geldi. Devletin kendilerini ortada bıraktığını söyleyen esnaflar, “Ya cepten yedik ya borç biriktirdik. Bize normalleşme yok" dedi.
Fotoğraf: Evrensel
Selinay UZUNTEL
İstanbul
Koronavirüs salgınıyla beraber devlet tarafından geçici olarak kapatılan esnaf iflas noktasına geldi. Esnafa hükümet tarafından doğrudan gelir desteği sağlanmadı. Geliri olmamasına rağmen kira, stopaj gideri süren, faturası eksik olmayan esnaf kara kara düşünüyor. Esnaf, devlet tarafından destek görmek istiyor.
Bugünden itibaren restoran, kafe gibi işletmelerin faaliyetlerine başlayacak. 65 yaş üstü işletme sahibi esnaf ve sanatkar da işinin başına dönecek.
Kağıthane’ye bağlı Nurtepe Mahallesi’nde konuştuğumuz esnafı salgın vurdu.
60 günü aşkın süredir kapalı olan berber dükkanını yakın zamanda açan Bedir isimli esnaf, “Faturalar, kira masrafları bu süreçte hep cepten yedik” dedi. Hükümet tarafından koronavirüse karşı açıklanan ekonomi paketinde esnafa ilişkin kredi verildiğini hatırlatan esnaf, “Bu krediyi ödemek de zor. Berberler 4 gün kapalı olduğunda masraflarımızı çıkarmamız çok zor oluyor. Bu haliyle devletin sağlamış olduğu krediyi çekip ya ödeyemezsek ne olacak? Yarın ne olacağımız belli değil. Krediyi veremezsem de devlet bunu benden fazlasıyla alacak” dedi.
Esnaf şöyle konuştu: “Kiralar, faturalar ertelenecek dendi hiçbir şey yapılmadı. Mal sahibi geliyor, ‘Ben kiramı isterim’ diyor. Hiçbir yardım olmadı. Günlük kazanan günlük yiyen insanlarız. Koronavirüs büyür ikinci bir dalga gelirse yine olan yoksula ve küçük esnafa olur. Hiç Etiler’deki kuaförle buradaki kuaför bir olur mu? Müşteriler de kuaföre gelince kaygılı bizler de. Saatte bir müşteri alarak randevu veriyoruz. Maske de taksak önlem de alsak bizler daha çok maruz kalıyoruz. Gelen müşteri hasta mı değil mi, bilemiyoruz.”
"BİR DAL SİGARAYI BORÇ İSTEYEN VAR"
Tekel bayi işleten Müslüm isimli esnaf da müşteri sayısının büyük oranda düştüğünü söyledi. “Bir dal sigarayı borç istemeye gelenler var” diyen esnaf şöyle konuştu: “Faturalar çok yüksek geliyor ödeme sıkıntısı çekiyoruz. Bu süreçte devletin destek sağlaması gerekir. Kira olsun, faturalar olsun destek almamız gerekir. Müşteriler borçlanarak alışveriş yapıyor. Tüm geçimimiz dükkan üzerinden. Dükkan kira, ev kira.”
Petshop işleten Cafer isimli esnaf da, “Mahalle esnafı olarak yarı yarıya bir düşüş gerçekleşti. Kira, fatura, stopaj, vergiler… Zor bir zamanda ödemeye çalışıyoruz. Vergileri ödeme sürelerini uzatsalar da yine bir şekilde ödeyeceğiz. Devlet bu konuda yardım etmedi bizlere. Cumartesi-pazar iş yapan esnafız normalde ama cumartesi-pazar yasakları dolayısıyla iş yapamadık. Devletin herkese yardımcı olması gerekiyor. Çalışan işçiye, işsiz kalanlara, esnafa herkese aynı eşit şekilde yardım etmesi gerekir ki bu süreci bizler normal geçirebilelim” dedi.
"HAYATTA BİR NORMALLEŞME YOK"
Giyim dükkanı olan Oktay, bayram sürecinde satışa yapabildiğini ancak haziran itibarıyla satışların durmasını beklediğini söyledi. “Kimse faturalarını ödeyemiyor bir de kıyafeti nasıl alacaklar” diyen Oktay şöyle devam etti: “Hayatta bir normalleşme yok. Bayramdan sonra ikinci dalganın geleceği söyleniyor. Bu devletin normalleşmesidir. Devletin bu süreçte yapabilecekleri kuşkusuz vardı. Kiraların yarısını ödeyebilirdi. Esnaflara faizsiz krediler vermeli. Vergiler alırken kasada para olur ama bu tür durumlarda bir geri dönüşü olur ama olmuyor. Esnaf kendi halinde bir şeyleri oldurmaya çalışıyor. Eskiden 1 haftada bir kişi borç yazdırmak isterken şimdi günde bir kişi borç yazdırmak istiyor. Kadın geliyor, ‘Çocuğuma bir şeyler giydireceğim borç yazabilir misin’ diyor. 1 haftadır eşimi annesine bırakmak zorunda kaldım. Ona da bulaştırırım diye korkuyoruz.”
10 BİN LİRALIK KREDİ BİLE ALAMADI
Bakkal olan Hasan isimli yurttaş da “Herkes panikle marketlere saldırırken bakkallar çok iş yapamıyor” dedi. 10 bin TL tutarında kredi başvurusu yaptığını söyleyen Hasan, “3 bin TL kredi çıktı. O parayı da elinden alamam oğlumun onun da ihtiyaçları var. Eşim çalışıyor. Diğer oğlum çalışıyordu onu işten çıkardılar. Burada akşama kadar 4-5 ekmek satarak akşam etmeye çalışıyoruz. Bakkalın açılış saati bile marketlere göre belirleniyor. Karın tokluğuna çalışıyorum. Normalde durulacak bir yer değil ama borçlarım var. Döndüremiyorsun ama kira kadar fatura geliyor, vergi de onun cabası. 5 sene öncesinde kasamızda şu kadar paramız var dediler. O paralar bugün kasada olsaydı dağıtırdı insanlara. İnsanların ve toplumun sağlığı her şeyden önemli.
KİRA, STOPAJ, FATURALAR…
Ayakkabı dükkanındayız. Yılmaz isimli esnaf korona sürecinde dükkanı siftahsız kapattığını belirterek, “Kira, stopaj, faturalar yük oldu. Devlette her şey o kadar adaletsiz ki bir ay boyunca bir liralık satış yapmadım. Ama devlet ‘Sen buradan sigortanı yatırıyorsan demek ki bir gelirin var’ diyor. Ben çocuğumun maaşından alıp sigortamı yatırıyorum ama devlet ona bakmıyor. ‘Asgari ücret kazandıysan stopajını da öde’ diyor. Yani ben sıfır siftahla dükkan açıp kapatmışım ama spotaj, kira, gelir vergisi, faturalar benim cebimden çıkıyor. Devletin vadettiği tek şey vatandaşı borçlandırmak krediler ile yaptığı başka bir şey yok” ifadelerini kullandı
"DEVLET STOPAJI İPTAL ETMELİ"
İlkay isimli yurttaş tarafından işletilen markette de veresiye yazdırmak isteyen müşteri sayısı artmış. “Çünkü insanların günlük kazançları yok” diyen İlkay şöyle devam etti: “İkinci ay herkes borçlandı. Bu süreç herkesi bir yıl geriye attı. 500 liralık vergim ertelenmedi ama stopajım ertelendi. Devletin kredi desteğine müracaatta bulundum ama marketi en az 6 aylık işletmediğimiz için yararlanamadık. Vergiler faturalar kiralar alınmamalıydı. Merkez faturalandırma sisteminde evime gelen doğal gaz faturası normalde 120 TL idi, 290 TL geldi. Devlet stopajı ertelemek yerine tamamıyla iptal etmeli.”
TAKSİCİYE ORTALAMA 30-40 LİRA YEVMİYE
Taksi Şoförü Gökhan da “İlk 15 gün taksilerde tek ve çift plaka uygulaması vardı. İki günde bir geliyorduk ama kazanabiliyorduk. Şimdi saatlerce taksi durağında sıra bekliyoruz, yevmiye çıkmıyor. Taksi sahiplerinin ve plaka sahiplerinin durumu bizden daha iyi. Devletin taksicileri insan yerine koyması gerekiyor. Sigortalarımızı da kendimiz yapıyoruz. Ortalama yevmiyemiz 30-40 TL anca çıkıyor. 3 aydır kirayı ödemiyorum. Yiyeceği de dostlarımızın paylaştıkları ile idare ediyoruz” dedi.
"BORÇ BİRİKTİRİYORUZ"
Taksici Adem ise “İstanbul plakaları 5 tekel galerici üzerinden yönetiliyor. Artık bunlara mafya mı denir bilemiyorum. Tekel olduğu için rakip yok. Canları nasıl isterse o şekilde kiraya fiyat biçiyorlar, plakalara istedikleri gibi şekil getirebiliyorlar. Şoförün yevmiyesi de bu galericilerin elinde. Plakanın getirdiği vergiyi 350 bin TL gösteriyorlar. Aynı plakayı almaya kalktığında 2 milyon lira. 12 saat direksiyondayız, mal sahibine para gidiyor, yakıta gidiyor, kendi sigortanızı yatırmanız gerekiyor. Stopajı kendiniz yatırıyorsunuz. Ev kira. Hepimiz borçları biriktiriyoruz. Biz ırgatız, devlet vaatlerini ev sahiplerine, patronlara uygulatması lazım. Taksicilerin borcu olmayanı yok devlet verdiği kredileri de borç olmayınca veriyor. Yüzde 80 işimiz düştü ama yakıta harcadığımız para aynı. Yakıtta indirim yapması gerekli. Bu süreçte en çok çalışanın cebine 40 lira girdi” dedi.
Bir başka taksi şoförü de “İşe gitmek zorunda taksiciler, pandeminin ortasında dolanıyoruz. Her türden insan taşıyoruz bu koşullarda artı emeğe gelince ortada verilen emeğin karşılığı yok” dedi. Taksici şöyle devam etti: “Taksici plaka sahiplerine çalışmak zorunda. Akşama kadar müşteri almak zorunda. Tüm bu zorluklar içerisinde taksici akşam eve gidince bir şey götüremiyor. Yaptığımız kilometre, yaktığımız yakıt ortada yaptığımız işi de zaten herkes biliyor. Taksiyi kullanım azaldı. Sağlık sorunu olan insanları taşıyoruz, risk aynı zamanda taşımadığımız zaman da risk. Devletin emekçilere yardımda bulunması lazım. Sigortaları devlet tarafından karşılanması gerekiyor.”