"Adil yargılanma talebi ve tutuklu avukatların tahliyesi hukuki bir zorunluluktur"
Ankara’da avukatlar adil yargılanma hakkı ve toplamda 159 yıl hapis cezası ile tutuklu bulunan 16 ÇHD üyesi avukatın tahliyesini talep etti.
Fotoğraf: Evrensel
Ankara Barosu Eğitim ve Kültür Merkezi’nde (ABEM) Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Ankara Şube, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şube, Demokrasi İçin Hukukçular (DİH), Toplumsal Hukuk, Hukukçu Dayanışması, Adalet İçin Mücadele'nin ortak imzası ile avukatlar adil yargılanma hakkı ve tahliyesi talebiyle basın toplantısı düzenlendi.
Açıklamayı yapan Murat Yılmaz, bir yıl boyunca tutuklu bulunan 16 avukatın ilk duruşmada tahliye edildiğini ve aradan 24 saat geçemeden aynı heyet tarafından tekrar tutuklandığını ifade ederek, “Tahliye kararlarını birkaç saat içerisinde geri çekmelerine rağmen hakimlerin görev yerlerinin değiştirilmesi yargıdaki siyasallaşmanın açık bir göstergesidir. Adil yargılanma talebi ve tutuklu avukatların tahliyesi hukuki bir zorunluluktur” dedi. Yılmaz, 21 ülkeden 365 avukatın Yargıtay’a adil yargılanma hakkı ve avukatların tahliye edilmesi için dilekçe yolladıklarını ifade etti.
"HAPİSHANELER ADALET VE ÖZGÜRLÜK ARAYANLARLA DOLU"
Türkiye’de uzunca bir süredir yargı bağımsızlığının, adil yargılanma ve savunma gibi temel hakların saldırı altında olduğunu belirten Murat Yılmaz, “Hapishaneler ortak paydaları adalet ve özgürlük olan avukat, gazeteci, siyasetçi, öğrenci, insan hakları savunucusu, devrimci, sosyalist ve yurtseverlerle dolu” dedi.
ÇHD üyesi Ebru Titmtik ve Aytaç Ünsal’ın da hem kendileri hem de müvekkilleri için adil yargılanma talebiyle ölüm orucunda olduklarına dikkat çeken Yılmaz, “ÇHD üyesi 16 meslektaşımız ceza hukukuna ilişkin tüm temel ilkelerin çiğnendiği bir yargılama sonucu toplamda 159 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Mahkeme yüzü görmeden bir yıl boyunca tutuklu kalan meslektaşlarımız ilk duruşma sonrasında tahliye edilmiş aradan 24 saat geçmeden haklarında hiçbir yeni delil ve gerekçe olmadan tekrar tutuklama kararı verilmiştir. Tahliye kararını veren hakimlerin sonrası birkaç saat içerisinde kendi tahliye kararlarını geri çekmelerine rağmen görev yerlerinin değiştirilmesi, yargı alanındaki siyasallaşmanın açık göstergesidr” diye konuştu.
"TÜRKİYE’DEKİ HUKUKSUZLUKLARIN ETKİSİ TÜM DÜNYAYA YAYILDI"
Yargılamanın bağımsız yapılmadığını ve bu dosyada Süleyman Soylu’nun elinin olduğunu söyleyen Yılmaz, Yargıtayda inceleme aşamasında olana bu davanın hukuk tarihinde yerini aldığını belirtti ve “Türkiye’de bağımsız ve tarafsız bir yargı faaliyeti olmadığının en somut örneklerinden birisidir” dedi. Adil yargılanma talebinin kabul edilerek tutuklu avukatların tahliyesinin hem ulusal hem de uluslararası sözleşmeler gereği hukuki bir zorunluluk olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Hukuksuzluklar ve adil yargılanma hakkının ihlali sadece Türkiye kamuoyunun adalet duygusunu zedelemekle kalmamış, etkisi tüm dünyaya yayılmıştır” diye ekledi.
21 ÜLKEDEN 365 AVUKAT DİLEKÇE YOLLADI
Yılmaz, aralarında onlarca baro başkanının da yer aldığı ABD, Almanya, Avusturya, Belçika, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Haiti, İngiltere, İspanya, İsviçre, Japonya’nın da bulunduğu 21 ülkeden 365 avukatın Yargıtay’a adil yargılanma hakkı ve avukatların tahliye edilmesi için dilekçe yolladıklarını ifade etti. Toplantının ardından ise hukukçular temsilcileri ile birlikte adil yargılanma ve tahliye kararı için toplanan dilekçeleri Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne ileteceklerini belirtti. (Ankara/EVRENSEL)