04 Haziran 2020 07:30
Son Güncellenme Tarihi: 04 Haziran 2020 15:31

Enis Berberoğlu, Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'nın milletvekilliği düşürüldü

Meclis Genel Kurulunda okunan fezlekelerle CHP'li Enis Berberoğlu ile HDP’li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'nın milletvekilliği düşürüldü.

Enis Berberoğlu | Fotoğraf: DHA & Leyla Güven | Fotoğraf: Evrensel & Musa Farisoğulları | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Meclis Başkanlığı Divanı'nda CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğlu ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in haklarındaki yargı kararı okunarak milletvekillikleri düşürüldü. Yargı kararı, CHP ve HDP milletvekillerinin uzun süre sıralara vurduğu protestolar eşliğinde okundu. Milletvekilleri sık sık “Demokrasi düşmanı AKP” sloganları attı.

CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğlu ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven hakkında cezaların bir yıldan fazla olması gerekçesiyle yargı kararları Mecliste okunarak milletvekillikleri düşürüldü. Beklenmedik bir biçimde Genel Kurul'da gündeme gelen gelişme tepkilere neden oldu.

Meclis Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç, yargı kararlarını okumadan önce CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay söz aldı. Bu kararların okunmasının Anayasa ve iç tüzüğe aykırı olduğunu belirten Altay, “Okumayın” çağrısı yaptı. Bilgiç’in bir aykırılık olmadığını ifade edip okuyacağını belirtmesi üzerine usul tartışması açıldı. Partiler adına konuşmalar yapıldı. Altay, bu tutumun millet iradesine bir darbe olduğunu söyledi.

ENGİN ALTAY: PARLAMENTOYA DARBE

CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay, üç milletvekili hakkındaki fezlekenin apar topar Meclise getirilmesini "parlamentoya darbe" olarak niteledi. Altay, "Enis Berberoğlu’nun Yargıtay'da onaylalanan cezası ile ilgili AYM’ye başvurusu var. Yani yargılaması devam ediyor. Bu devam ederken bu fezlekeleri okutarak hukuku iğfal etmeyin" dedi. CHP'li Enis Berberoğlu, "MİT TIR'ları Davası"ndan 25 yıl hapis cezası almış ve bu ceza Yargıtay tarafından onanmıştı. Milletvekilliği sona erinceye kadar Berberoğlu'nun cezasının infazının durdurulmasına ve tahliyesine karar verilmişti.

BEŞTAŞ: BU İKTİDAR DARBECİDİR

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'na ceza veren hakimlerin FETÖ davası nedeniyle hapiste olduklarını hatırlatarak "FETÖ’den ceza verdiğiniz hakimlerin ceza verdiği milletvekillerimize bugün halkın yüzbinlerce oy verdiği ve vekil seçtiği milletvekillerini düşürmeye çalışıyorsunuz" diyerek tepki gösterdi.

Beştaş, “Değerli milletvekilleri 4 Kasım darbesi devam ediyor. Bu iktidar darbecidir, bu iktidar hukuku esas almıyor. Bu iktidar insanlığı esas almıyor. Bu iktidarın parlamentoyla halk iradesiyle hiçbir işi kalmamıştır. Geçen dönemde bunları defalarca anlattık. Sayın Leyla Güven ve Musa Farisoğulları ceza aldı. O davada ceza veren hakim ve savcılar şu anda FETÖ davasından içerideler biliyor musunuz? Ahmet Karaca da Menderes Bey de. Diğer hakimlerin adını da tek tek biliyorum. Müebbet cezalar, ağırlaştırılmış cezalar aldılar. FETÖ’den ceza verdiğiniz hakimlerin ceza verdiği milletvekillerimize bugün halkın yüzbinlerce oy verdiği ve vekil seçtiği milletvekillerini düşürmeye çalışıyorsunuz. Sakın FETÖ ile mücadele ediyoruz demeyin. En iyi esin kaynağınız FETÖ’cülüktür, kumpastır. Onlar sizin kıblenizi gösteriyor. Çünkü birazcık FETÖ ile mücadele edilmesi gerektiğine inansaydınız ceza verenlerin hapiste olduğu bir davada yeniden yargılanma talebini kabul ederdiniz. Defalarca avukat arkadaşlar başvuruda bulundu. Bu savcı ve hakimler FETÖ’den içeride diye. 4 kasım darbesinde ne olduğunu arkadaşlarımız uzun uzun anlatacaklar. 27. dönemde de 25. ve 26. dönemde olduğu gibi biz darbeci olmaya devam edeceğiz diyorsunuz. Darbe tamtamları çalarken en büyük darbecinin siz olduğunu bütün Türkiye halkı da biz de biliyoruz” dedi.

"HAKAN FİDAN'IN YARGILANMASINA NEDEN İZİN VERMEDİNİZ?"

Beştaş konuşmasına şu ifadelerle devam etti: 

"Birazdan Meclis Başkanvekili diyecek ki ‘Ya ne yapayım, Meclis Başkanı önüme gönderdi. İç tüzük var, Anayasa var, ben mecburen okuyacağım.’ Bende onlara şunu söylüyorum Hakan Fidan’ın yargılanmasına neden izin vermediniz? Kim izin vermedi? Hukuk değil miydi o da? 

Peki burada 17-25 Aralık’tan başlayıp bugüne kadar gelip Man Adasından dünyanın öbür ucuna kadar gelen hırsızlıklara, yolsuzluklara, hilelere, suçlara neden yargılama izni verilmedi mi ve engellendi? Siz işinize gelince yargılamayı engelliyorsunuz, işinize gelince yargıya talimat verip kararı çıkarttırıp onaylatıp Meclis önüne getiriyorsunuz. Bu yüzden soruyorum Sayın Grup Başkanvekiline de Sayın Meclis Başkanına da; neden bugün geldi bu dosya buraya? Kimden talimat aldınız? Talimat almadıysanız vahiy mi geldi? Kim, ne oldu? Bu dosyalar okunmuyordu da bugünün anlam ve önemi nedir acaba? Bu talimatın halk iradesine, halk iradesinin temsil edildiği, sözde en yüksek makama burada sizler gibi bizler gibi sandıktan çıkıp gelen halkın vekillerinin vekilliğini hangi yetki ile düşürüyorsunuz? 

"YÜZ BİNLERCE İNSANIN İRADESİNİ GASBEDİYORSUNUZ"

Anayasa Mahkemesini, AİHM’in önünü engellemek için, davalar gitmesin diye çıkardınız, bunu biliyoruz. Anayasa Mahkemesinin önündeki bir davada yüzde yüz AİHM’den ihlal çıkacak, aklanacak hatta talimat vermezseniz, rahat bırakırsanız AYM’den çıkabilecek bir davada, siz, yüz binlerce insanın iradesini nasıl gasbediyorsunuz! Bunu nereye sığdırıyorsunuz. Bunu sığdırdığını bir kavram varsa bunu yürekten söylüyorum anlamak istiyorum. 

“BU DARBEYE SES ÇIKARIN”

Bu çoğunluğun oligarşisidir. Bu faşizimdir. Darbecilik kaynağını işte tam da buradan alıyor. 

Lütfen hukuk bilginize, seçilme sürecinize, bu halkla olan bağınıza ve Türkiye’nin geleceğine ve en önemlisi evlatlarınızın yüzüne nasıl bakabileceğinizi düşünün ve bu darbeye ses çıkarın. Bu darbedir, darbedir.”

ÖZKAN'DAN İÇ HUKUK SAVUNUSU

3 milletvekili hakkındaki fezlekelerin Meclise getirilmesiyle ilgili konuşan AKP Grup Başkan Vekili Cahit Özkan, "Kesinleşmiş yargı kararının AYM ya da AİHM’de yargılamaya konu olması acaba Meclis Başkanlığının, parlamentonun yapması gereken görevi engeller mi engellemez mi, buna bakmak lazım. İç hukuk mekanizmasında karar kesinleşmiştir" sözlerini sarf etti.

AKP Isparta Milletvekili Recep Özel ise Meclis Başkanlığının sadece usulü yerine getirdiğini savunarak yargı kararlarının bağımsız olduğunu öne sürdü.

PROTESTOLARA RAĞMEN YARGI KARARI OKUNDU

Tepkilere rağmen Sadi Bilgiç kararları okudu ve üç ismin milletvekilliği düşürüldü.

Meclis Başkanlığı divanında milletvekilleri hakkındaki yargı kararı okunmaya başlanınca tansiyon yükseldi. Karar okunurken HDP ve CHP milletvekilleri ayağa kalktı ve sıralara vurarak uzun süre protesto etti. Salonda sık sık “Demokrasi düşmanı AKP”, “Hak, hukuk, adalet” sloganları atıldı. Protesto ve sloganlara rağmen okunan yargı kararının ardından oturuma ara verildi.

ENİS BERBEROĞLU: BU KARAR SÜRPRİZ OLMADI

Enis Berberoğlu, milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından CHP Genel Merkezinde açıklama yaptı. Berberoğlu, "Kalan cezamın infazına devam edilmesi bir anlamda kararlaştırıldı. Önümüzdeki günlerde kalan 18 aylık cezamı yatmak üzere teslim olacağım. Bu karar sürpriz olmadı. Çünkü benim cezaevinden çıktığım günden itibaren demokrasi koşullarında herhangi bir düzenleme yok. Dolayısıyla bana da isabet edecek bir demokrasi piyangosu beklemek fazla saflık olur. Mecliste yaptıklarım ve yapamadıklarımdan dolayı hepinizden helallik istiyorum. 5 yıl müddetle belki siyaset yasağı uygulanacağı için karşınızda olamayabilirim ama bilin ki her zaman CHP’liyim, CHP’li kalacağım" dedi.

KILIÇDAROĞLU: MİLLET İRADESİ YOK SAYILIYOR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Twitter hesabından konuya dair yaptığı paylaşımında "Enis Berberoğlu'nun Milletvekilliğinin düşürülmesi, içinde yaşadığımız 20 Temmuz Sivil Darbe sürecinin bir sonucudur, millet iradesinin yok sayılmasıdır. Adaleti, hakkı ve hukuku sağlamak için demokrasi mücadelesine devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

LEYLA GÜVEN: CHP BU DURUMUN SUÇ ORTAĞI

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven, millletvekilliğinin düşürülmesi kararına “Bu, Kürt siyasetini demokratik zeminden tasfiye etme girişimidir. Bu bir darbedir, başka bir adı yoktur” ifadeleriyle tepki gösterdi.

Mezopotamya Ajansına konuşan Leyla Güven, “Bu olay, tarihte 2 Mart 1994’te DEP milletvekilleriyle başlayan, 2016’da 4 Kasım darbesi ve belediyelerin gasbedilmesinin devamıdır. Bu Kürt siyasetini demokratik zeminden tasfiye etme girişimidir” ifadelerini kullandı.

Güven, 20 Mayıs 2016 tarihinde Meclis Genel Kurulu’nda dokunulmazlıkların kaldırılmasına “Evet” oyu kullanan CHP’yi eleştirdi ve “4 Kasım öncesi CHP böyle bir tutum içerisine girmemiş olsaydı, daha güçlü bir duruş sergilemiş olsaydı AKP ve MHP bugün bunu yapmaya cesaret edemezdi. Dokunulmazlıklar kaldırıldığında, CHP bunun suç ortağı olduğunda bugünlerin geleceği belliydi” diye konuştu.

KILIÇDAROĞLU, "BİZ HAYIR DESEK 'VAY HDP'LİLERİ DESTEKLİYORLAR' DİYECEKLER" DEMİŞTİ

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun tweetinde HDP’li Güven ve Farisoğulları’nın adını anmaması sosyal medyada tepki çekti. Tepkilerin hedefindeki Kılıçdaroğlu, dokunulmazlıklar gündeme geldiği dönemde 14 Nisan 2016’da katıldığı bir TV yayınında “Asıl mesele HDP'lileri yargılamak. Biz ‘hayır' desek, ‘vay HDP'lileri destekliyorlar' diyecekler” ifadelerini kullanmıştı.

O programda dokunulmazlıkların kaldırılması için Meclis’e üç ayrı teklif götürdüklerini belirten Kılıçdaroğlu “Anayasanın 83. maddesini yeniden kaleme alalım kürsü dokunulmazlığı hariç dokunulmazlıkları kaldıralım' dedik. Yolsuzluğu parlamentoda milletvekili yapmaz. Kim yapar, bakan yapar. ‘Bakanların da dokunulmazlığını geçici olarak kaldıralım' dedik, o teklifi verdik, ‘biz hemen evet deriz' dedik. Bakanları bunun dışında tutalım diye bir teklif geldi. Biz buna ‘evet' diyeceğiz. Neden diyeceğiz? Gerekçesi AKP’lilerin yüzlerini ortaya çıkarmak. Niye getiriyorlar bunu. Asıl mesele HDP'lileri yargılamak. Biz ‘hayır' desek, ‘vay HDP'lileri destekliyorlar' diyecekler. Bağımsız olmayan bir yargı herhangi bir yazarı çizeri hapse atıyor biz buna itiraz ediyorsak, bir siyasetçi de bunu göze almalı. Biz bunu göze aldık. 4 akademisyen hapiste bildiriye imza attılar diye" demişti.

DEMİRTAŞ "CHP EVET DEMESEYDİ BU KONU KOMİSYONA BİLE GELEMEZDİ" DEMİŞTİ 

O dönem HDP Eş Genel Başkanı olan cezaevindeki Selahattin Demirtaş ise, dokunulmazlık teklifi Anayasa’ya aykırı olsa da ‘Evet’ oyu vereceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu’nun Genelkurmay’dan brifing aldığını ileri sürmüştü.

Demirtaş, 30 Mayıs 2016’da verdiği demecinde CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlıkların kaldırılması konusundaki tutumu eleştirmiş, “Klasik devlet politikasının Türkiye’deki her siyasi partiye bir miktar sinmiş rengi vardır. CHP’de bu renk daha ağırdır. HDP’lilere dokunmak, HDP’lilere bir şekilde vurmak gündeme gelmiş ise bunu AKP’den önce devlet adına CHP yapmalıdır. CHP’ye göre AKP zaten devleti temsil etmiyordur. CHP’deki birçok arkadaşı tenzih ederek söylüyorum. Mutlaka farklı yönde düşünen birçok insan var orada. Ancak kurumsal akıl böyle…. CHP ‘evet’ demeseydi bu konu komisyona bile gelemezdi. Sayın Kılıçdaroğlu’nun 'evet oyu vereceğiz' açıklamasından sonra AKP cesaret edip, Meclis’e bu teklifi getirmiştir. Dolayısıyla teklifin sahibi AKP değil, Kılıçdaroğlu’dur. Bu çok nettir. Çünkü Erdoğan dayatmasına rağmen Davutoğlu cesaret edemedi. Muhalefet partisinin desteğini alana dek beklettiler, ondan sonra parlamentoya geldi. Şimdi kıvırmanın hiçbir anlamı yok. Bu teklif doğrudan CHP’nin teklifi olarak tarihe geçti.”

BAHÇELİ DE ÇAĞRI YAPMIŞTI

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de geçtiğimiz günlerde yeni kurulan partilere milletvekili transferinin önlenmesi için Seçim Siyasi Partiler Yasası değişikliğinin yanı sıra “Milletvekilleri dokunulmazlığı ile ilgili beklentiler karşılanmalıdır” demişti. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

YÖK: Yükseköğretimde uzaktan öğretimle verilebilecek ders oranı yüzde 40'a çıkarıldı

SONRAKİ HABER

BTS üyeleri dört koldan Ankara'ya geldi, TCDD Müdürü görüşmeye gelemedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa