ABD'de direnişin şarkısı
ABD’de sokaklar sadece kolektif öfkenin gücünü değil aynı zamanda dayanışmanın coşkusunu da örgütlüyor. Direnişin satır aralarında, geleceğe söylenen şarkıların sesi geliyor…
Eyalet yönetimlerinin sokağa çıkma yasaklarına, Trump’ın tehditlerine ve polisin ara vermeyen şiddetine rağmen ABD’nin başta başkent Washington ve New York gibi büyük kentleri olmak üzere birçok bölgesinde kitlesel protestolar sürüyor.
Polisin saldırmadığı yerlerde bir yandan “Adalet yoksa, barış da yok”, “Siyah hayatları değerlidir” sloganlarıyla eşitsizliğe karşı isyanın sesi yükseltilirken, bir yandan da şarkılar söyleyen ve dans eden her renk ve ulustan Amerikalının görüntüleri yansıyor; sokaklar sadece kolektif öfkenin gücünü değil aynı zamanda dayanışmanın coşkusunu da örgütlüyor.
"GÜÇLÜ OLMADIĞINDA, YASLAN BANA"
Washington’da önce yere yatarak ve 8 dakika boyunca “Nefes alamıyorum” diye haykırarak Floyd’un son anlarını canlandıran binlerce kişi, daha sonra hep bir ağızdan “Lean on me/Yaslan bana” şarkısını söylüyor: “Güçlü olmadığında/ Yaslan bana/ Arkadaşın olayım/Devam etmene yardım edeyim/ Çünkü çok sürmez/Benim de ihtiyacım olur/Yaslanacak birine..”
Surreal, beautiful, peaceful scene outside the White House as a man sings “Lean On Me” and thousands and thousands of protesters raise lighted cellphones and join their voices with his. pic.twitter.com/iAr0WWYc3u
— Hannah Natanson (@hannah_natanson) June 4, 2020
Sosyal medyada ise birçok kentte direnişin satır arası notları dikkat çekiyor. Birbirlerine ücretsiz maske dağıtanlar, yemek yapıp protestoculara verenlerin fotoğraf ve görüntüleri düşüyor arka arkaya.
HALKLAR BİRBİRLERİNDEN ÖĞRENİYOR
Halklar birbirlerinin direnişlerinden de öğreniyor. Hong Konglu gençler Twitter’a “Gaz bombasını etkisiz hale getirme” yöntemlerini açıklıyorlar. Ne de olsa bir yıllık deneyimleri var. Bir diğer videoda ABD’nin Portland kentinde gençlerin bu yöntemleri sokakta birebir uygulamaya geçtikleri görülüyor; gaz fişekleri trafik konileriyle kapatılıp su dökerek etkisizleştiriliyor.
Amerikan Emek Partisi (APL) Twitter hesabından ise şöyle soruluyor: “Sokaktaki eylemlere katılamıyor musunuz?”. Yanıt herhangi bir nedenden dolayı “hayır”sa, paylaşılan broşürde 26 maddede nasıl katkı sağlanabileceğine dair öneriler sıralanıyor: Açıklamaları farklı dillere çevirip yayın, protestoculara yemek hazırlayın, gözaltına alınanların kefalet ücretlerini ödeyin…
SAFINI BİLENLER…
Bir başka paylaşımda dayanışmanın “gizli kahramanları” ifşa ediliyor. Ruhal Dubey bunlardan biri. Salı gecesi başkentte devletin kapısına, Beyaz Saray’a dayanan binlerce kişiye polis saldırırken 44 yaşındaki Hint-Amerikalı Rahul Dubey evinin kapılarını protestoculara sonuna kadar açıyor.
Yazılanlara göre, kitleyi üç yanından sarıp sıkıştırarak gerilete gerilete bir noktaya sıkıştırma taktiğini uyguluyor polis. Dubey’in kapısının önünde ise, safları ezmek için sıklaştıranların taktiği, safları dayanışma için sıklaştıranların taktiğine yeniliyor. Dubey polisin yüzüne kapıyı çarpıveriyor.
"What did they do to your house?"
— “Ideas That Are Lying Around” (@_waleedshahid) June 2, 2020
Rahul Dubey: "They shot tear gas through the window...they put me up against the wall."pic.twitter.com/FhQAwU94g6
En az sekiz saat boyunca komşularıyla birlikte gaz bombalarından ve saldırılardan protestocuları koruyor, Gıda ve tıbbi yardım örgütlüyor, yetmiyor sabah güvenli bir şekilde evden çıkabilsinler diye avukat buluyor. Paylaşılan bir başka videoda ise şöyle söylediği duyuluyor: “Umarım 13 yaşındaki oğlum da onlar (protestocular) kadar harika bir insan olarak büyür.”
ÇALMAK İSTEDİĞİM TEK ŞEY…
Direniş şakaları, kolektif motivasyonun olmazsa olmazları.. Gecenin ikisinde bir mağazayı “korumak” için nöbet tutan polislerin fotoğrafının üzerine “Polisler annenizin doğum günü hediyesini koruyorlar” yazılmış, alayla… Bir başka paylaşımda “yağma” eleştirilerine yanıt verilmiş: “Bu yağmalama bana farkettirdi ki çalmak istediğim tek şey senin kalbin…”
Videonun birinde ise, mağazaları “Yağmadan korumak” için tahta panellerle kapatan işçilerin, önlerinden geçen yürüyüşçüleri nasıl da coşkuyla selamladıkları görülüyor.
İşçilerin olmaları gereken yerle olmak zorunda kaldıkları yer arasındaki çelişkinin arafından, gelecek direnişler göz kırpıyor.
Fotoğrafına denk geldiğimiz yaşlıca bir siyah Amerikalı, üzerine giydiği dev tabelada yazanlarla belki de bu geleceğe sesleniyor: “Amerika, yurttaşlarını, tanrıyı ve insanlığı hayal kırıklığına uğrattın. Tam boy devrimden aşağısını istemiyoruz” (DIŞ HABERLER)
Evrensel'i Takip Et