Mültecilerin koşulları salgın döneminde daha da ağırlaştı
Mültecilerin mağduriyetleri salgın günlerinde bir kez daha arttı. Suriyeli Mülteciler Derneği Başkanı Muhammed Salih, işyerlerinin çoğunun kapanmasının büyük sıkıntılar yarattığını söyledi.
Fotoğraf: Evrensel
Ramis SAĞLAM
İzmir
Yaşadıkları topraklardan zorunlu olarak göç eden mültecilerin mağduriyetleri salgın günlerinde bir kez daha arttı. Mültecilerin yoğun olarak yaşadığı illerden olan İzmir’de Suriyeli mültecilerin kurduğu Suriyeli Mülteciler Derneği Başkanı Muhammed Salih ile salgın günlerinde yaşadıkları sorunları konuştuk.
Dünya çapında etkili olan Kovid-19 salgını ülkemizde de en çok üretimi sürdüren işçileri, yoksulları ve kayıt dışı çalışmak zorunda kalan mültecileri etkisi altına aldı. Suriyeli mülteciler başta olmak üzere Türkiye’de yaşayan mültecilerin karşılaştıkları sorunların başında ayrımcılık ve dışlanmışlık olmuş. Pandemi sürecinin hemen öncesinde toplanan Cumhurbaşkanlığı Güvenlik Zirvesinde bir dizi karar içinde mülteciler için Yunanistan’dan, Avrupa’ya açılan sınır kapısının tek taraflı olarak açılması olmuştu. Edirne’den Yunanistan’a açılan Pazarkule Sınır Kapısı’nda yaşananlar sürerken, başlayan Kovid-19 salgını mültecilere ikinci darbeyi vurdu.
UMUDA YOLCULUK MU?
Umuda yolculuk sürecinde neler yaşandığını sorduğumuz Suriyeli Mülteciler Derneği Başkanı Muhammed Salih, “İzmir’de yaşayan Suriyeli mültecilerin bir kısmı Avrupa hayaliyle sınır kapısına doğru yola çıktı. Tek taraflı alınan kararın ardından, sınır kapısına giden mülteciler, Yunanistan’ın kapılarını açmaması sonucunda kötü muamele ile karşılaştı. Yunanistan tarafından taşla, sopayla, yakalamayla gözaltına alındılar. Onların elbiselerini paralarını aldılar” dedi. Dalga dalga sınıra giden mültecileri sınırda bekledikleri o günlerde, Kovid-19 salgını yakalamıştı. Salih, o günlerde yaşananları gazetemize şöyle anlattı “Gidenlerin bir kısmı bir süre orada kalsalar da onlarda bir süre sonra mecburiyetten yaşadıkları yerlere geri dönüş yaptılar. Dönenler Türkiye’de karantinaya alındılar. 14 günlük karantinanın ardından vahim bir şekilde dağıtmaya başladılar.”
PANDEMİ GÜNLERİNDE SAĞLIK SORUNU
Kimliksiz olanların değişik illere gönderilmesiyle devam eden süreç, mültecilerin kayıt yapılmamasıyla devam etmiş. Kayıt yapılmayan illerden birinin de İzmir olduğunun altını çiziyor Salih. Kayıtları yapılmayan mültecilerin yaşadığı sıkıntıların başında sağlık sorunları geliyor. Pandemi sürecinde mültecilerin yaşadığı sorunlar sadece sağlık sorunu tabii ki değil. Sınır kapısına sürülen mültecilerin, giderlerken bir daha geri dönmeyecekleri düşüncesini taşıdıklarını belirten Muhammed Salih, “Gidip de dönenlerin bir kısmı, giderken var olan üç beş parça eşyalarını satmış, parasını cebine koymuşlardı” diyerek umutları sınır kapısına bırakan mültecilerin geri dönerken ceplerindeki parayı da tükettiklerini söyledi. Kovid-19 virüsünden herkes gibi kendilerinin de etkilendiğini aktaran Salih, “Aynı diğer Türk vatandaşları gibi karantinaya alındık, test yapılıp, hastaneye yatırıldık. Salgından etkilenen sayısı çok azdı. Virüsten bizim bildiğimiz İzmir’de sadece bir Suriyeli mülteci yaşamını yitirdi” dedi.
EVDE KAYIT DIŞI KALMAK!
Salgının büyük bir felaket olduğunu söyleyen Salih, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de on binlerce insanın işsiz kaldığı gerçeğini bir kez daha vurguladı. Tabii ki bu süreçte aynı sorunu hatta daha fazlasını yaşayan mülteciler, kayıt altında çalışmadıkları için sorunu daha ağır yaşıyor. Mültecilerin büyük bir bölümünün inşaat ve küçük atölyelerde kayıt dışı günlük işlerde çalıştırıldığını söyleyen Salih, asıl sorunun bu işyerlerinin kapanması üzerine yaşandığını söyledi.
GEÇİM DERDİ BÜYÜK, YARDIM YAPILMADI
Pandemi sürecinde çalışamaz hale gelen mültecilerin en büyük sıkıntıları, Türkiyeli emekçiler gibi geçim derdi olmuş. Gıda maddeleri temin etmekte sıkıntı yaşadıklarını belirten Salih, “Koronavirüsten korunmak için evde kalmak için gelir yok. Biz kira ödemek için sıkıntı yaşadık. Mülteci olarak ev kiramızı ödeyemediğimiz için Türk ev sahipleriyle sıkıntı yaşadık. Bu durum bize karşı nefret yarattı” diye konuştu. Bu dönemde derneklerine yardım başvurusu yapan kadınlar ve erkeklerin olduğunu söyleyen Salih’i en çok yaralayanın, yardım başvurusuna gelen erkeklerin ağlaması olmuş. Erkeklerin ağlamasını ise şöyle dile getiriyor Salih: “Ne zaman erkek ağlamaya başlar o zaman dertleri o dağlar taşımaz. O yükü dağlar bile taşımaz.” Bu süreçte hiçbir kurumdan yardım alıp almadıklarını sorduğumuzda ise Salih, mülteciler olarak ne Suriyeli ne de diğer mülteciler olarak bu dönemde hiçbir sosyal kurumdan ve belediyelerden maddi ve gıda yardımı almadıklarını söyledi. Aldıkları tek yardımın sadece destek bilgilendirme ve korunma usulü bilgilendirme olduğunu söyleyen Salih, büyükşehir belediyesinden liste istendiğini, kendilerinin de liste ilettiklerini fakat hâlâ gıda yardımı beklediklerini ifade etti.