Geleceğin mimar, mühendis ve şehir plancıları da yasaya karşı
Meslek odalarının yapısının değiştirilmesine yönelik yasa hazırlığına karşı çıkan geleceğin mimar mühendis ve plancıları; "Mücadele toplumsal olarak verilmesi gerekir" diyor.
TMMOB'nin #TMMOByeDokunma etiketiyle sosyal medyada başlattığı kampanyaya ait görsel
Selen AKÇAKOCA
Ankara
Meslek odalarının yapısının değiştirilmesine yönelik yasa hazırlığına, geleceğin mimar mühendis ve plancıları da karşı çıkıyor. Meslek odalarının iktidarın hedefi olmasına ilişkin konuştuğumuz Genç-İMO Üyesi ve ODTÜ İnşaat Mühendisliği Öğrencisi Fatih Erikçi, “Bu uygulamalara karşı mücadelenin üniversitelerden başlayarak meslek örgütlerince ve toplumun tüm kesimlerini içine alarak toplumsal olarak verilmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi. Erikçi İnşaat Mühendisleri Odasının “Saray’ın 1100 odası değil, halkın 24 odasından birisi” olduğunu söyledi.
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan oda ve baroların yönetimine müdahale etmeyi planladıklarını söyledi. Siz bu müdahalenin sebeplerinin ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Türkiye ve dünya salgınla mücadele ederken; adaletsizlik, gelir dağılımındaki dengesizlik, yolsuzluk ve bunların dayattığı yoksulluk hayatı olabildiğince zorlaştırmışken hükümet, halkın gerçek gündemini değiştirerek, krizleri; antidemokratik uygulamaları sürekli hale getirmek ve daha da otoriterleşmek için fırsata çevirme peşine düşmüştür. Bu antidemokratik uygulamalardan biri de TMMOB ve bağlı odalarının seçim sistemlerini değiştirerek odalarımızı işlevsizleştirmeye ve odaların toplum yararına çalışmalarının önünü kesmeye yöneliktir. TMMOB 1954 yılında kurulduğundan beri her zaman iktidarların hedefi olmuş, mühendis, mimar ve şehir plancılarının; sermaye çevrelerinin çıkarları için değil toplum yararı için verdikleri örgütlü mücadelesi rahatsızlık uyandırmıştır. TMMOB savunduğu politikaları, siyasal iktidara muhalefet olma dürtüsüyle değil, anayasanın verdiği görev gereği toplumsal olanı koruma sorumluluğuyla oluşturmakta ve hayata geçirmektedir. Bu girişim, toplumsal yaşamın her alanı ile doğrudan bağlantılı mühendislik, mimarlık, şehir planlamacılığı hizmetlerini bir bütün olarak piyasa güdümüne sokarak değersizleştirme, kararsızlaştırma ve işlevsizleştirip tasfiye etme çabalarıdır.
TMMOB çalışmalarına katılan gençler olarak bu karara karşı nasıl bir mücadele yürütülmesi gerektiğini düşünüyorsunuz?
Bu uygulamalara karşı mücadelenin üniversitelerden başlayarak meslek örgütlerince ve toplumun tüm kesimlerini içine alarak toplumsal olarak verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Toplumsal olarak verilmeli diyoruz, çünkü iktidarın bu çabasının; cumhuriyetin ekonomik ve sosyal kurumlarının yok edilmesi ve “rant imparatorluğunun” sınırsız, kuralsız tam hakimiyetinin kurulması, yargı bağımsızlığının ve hukuk devletinin ortadan kaldırılması ile doğrudan bağlantısı vardır. Bu karara karşı verilecek olan mücadele halkın mücadelesidir. Toplumsal zenginliğimizi ve ortak değerlerimizi hedef alan politikalara karşı tutum alan tüm kesimleri baskı ve zor yoluyla sindirmeye çalışanlara karşı toplumun tüm kesimleriyle birlikte örgütlü bir şekilde mücadele edilmelidir.
‘SARAY’IN 1100 ODASI DEĞİL, HALKIN 24 ODASINDAN BİRİYİZ’
TMMOB’nin gençlik içerisinde farklı çalışmalar yürüttüğünü biliyoruz. Sizin açınızdan bir meslek odasının gençlik içerisinde var olmasının önemi ne?
Geçmiş kuşakların kitlesel mücadelelerinin de üniversitelerde başlayıp üniversite içi sorunların, halkın sorunlarından ayrı düşünülemeyeceği, aslında bunun memleket sorunları içinde bir bütünün parçası olduğunu haykırdıklarını ve bu mücadelenin nasıl tüm Türkiye’ye yayıldığını görüyoruz. Bizler de meslek örgütlerimizde mücadelenin üniversitelerden başlatarak sürdürülmesi ve büyütülmesi gerektiğine inanıyoruz. Genç-İMO, TMMOB tarihini ve ilkelerini benimseyerek hareket eder. İlkelerimiz doğrultusunda; üniversitelerin piyasanın bir parçası olarak değil kamusal bir alan olarak kabulünü, öğrencileri hırs ve rekabet içinde birbirini sindiren değil birlikte çalışarak üretebilen insanlar olarak yetiştirilmesini, bilginin piyasa çıkarları için değil toplum yararı için üretilmesini, her ile üniversite açılmasını değil mevcut üniversitelerin ihtiyaçlarının giderilmesini, eğitimin zenginler için değil herkesin sosyal hakkı olduğunu ve devlet tarafından ücretsiz sağlanmasını “demokratik, bilimsel, parasız eğitim” talebimiz için şart olarak görüyoruz. Hem bu sorunların çözüm bulması hem de meslek örgütlülüğün büyümesi ve devamlılığının sürdürülebilmesi için gençlik örgütlenmesi büyük önem taşır. Anayasal kuruluşlar olan meslek odalarının bu otoriter ve antidemokratik düşüncelerle baskılanmaya ve işlevsizleştirilmeye çalışılmasına Genç-İMO olarak şiddetle karşı çıkıyoruz. Çünkü biz Saray’ın 1100 odası değil, halkın 24 odasından biriyiz.