İşçi mektubu: Vekillere bunu yapan yarın bize neler yapmaz
"Ülke genelinde baskı artıyor, yasaklar geliyor, vekillere bir gecede artık vekil değilsin deniliyor."
Fotoğraf: MA
Metal işçisi
Kayseri
Salgın sürecini kısa çalışma ödeneği ile geçirmiş bir metal işçisi olarak yazıyorum. Esnek çalışmanın asgari ücretle geçinenler için hiçbir zaman olumlu bir tarafı olduğunu görmedim. Salgın süreci biz işçilere layık görülen hayatı bir kez daha gözler önüne serdi. Normal zamanda asgari ücretle geçinemezken, salgında yarısı ile geçinin denildi. El insaf. En az üç ay kaybımız oldu. Bir işçinin üç ay kaybı demek bir yıl geriye atar demektir. Zaten ekonomik olarak artıda değildik, şimdi tamamen eksideyiz.
SİGORTA PRİMİ DE MAAŞ DA TAM OLSUN
50-100 kişinin çalıştığı başka fabrikalardaki işçi arkadaşlarımla konuşuyorum. Salgında maaşımı tam alıyorum diyor. Ne kadar çalışırsak çalışalım eksik maaş yatmıyor diyenler oluyor. Sonra sordum nasıl oluyor diye. Meğerse sigorta primleri eksik yatıyormuş. Maaş tam olsun da sigorta primi önemli değil diye düşünemeyiz ki! Salgını ben çıkarmadım ki borcunu ben ödeyeyim. Sigorta primi de benim, maaş da… Hepsi işçinin hakkıdır diye düşünüyorum.
BEN PATRONDAN DAHA ZENGİN DEĞİLİM
Kiminle konuşursam konuşayım bıkmış durumda. İşyerlerinde amirden, şeften hatta ustabaşından baskılar oluyor. Onu getir bunu götür, orada çalış, burada çalış fabrikalar resmen sürgün yeri oluyor. Neden? Çünkü işten çıkarmalar haziranın ortasına kadar yasak. O zaman baskı yapılsın da işçi kendi bıraksın gitsin isteniyor. Yok öyle yağma ben patrondan daha zengin değilim.
Ülke genelinde de baskı artıyor diye düşünüyorum. Yasaklar geliyor, vekillere bir gecede artık vekil değilsin deniliyor. Hangi partiymiş, hangi milletvekiliymiş hiç önemi yok benim için. Bugün vekillere bunu yapanlar yarın bize neler yapmaz diye düşünüyorum.