İşçilerin "devası" kendi birliğindedir!
Yeni kurulan partilere dair çok şey söylense de bizim ekmeğimizin küçülmesi ne patronların ne de patron yanlısı partilerin umurunda değil.
Fotoğraf: Pixabay
Kayseri’den genç işçi
Geçim derdi ve maddi kaygıları saymazsak, son günlerde koronavirüs dışında özellikle genç işçilerin en çok konuştuğu konulardan birisi de yeni kurulan partiler. Kayseri gibi milliyetçi ve muhafazakâr siyasetçilerin ve partilerin dikkatle takip edildiği bir şehirde ise kendi çalıştığım fabrikada yeni partilerin nasıl tartışıldığından bahsetmek istiyorum.
Geçim derdi ve maddi kaygıları saymazsak desem bile hem salgın sürecinin gidişatı hem de yeni partilerin tartışılması ekonomi üzerinden şekilleniyor. Yani konu sigaraya yapılacak yeni zamlar meselesinden bir anda Ali Babacan’ın partisine gelebiliyor. Çünkü ekonomiye yön veren şeyin doğrudan doğruya hükümetin politikaları olduğu bir gündemde, ekonomi de genç işçiler tarafından konuşulmaya açık bir mesele halinde. İktidar partisinin kendi içinde bölünerek 3 parti haline gelmesi durumu da parti içinde çıkar kavgalarının olduğundan tutalım da Ali Babacan’ın geleceğin cumhurbaşkanı olacağına kadar geniş bir biçimde tartışılıyor. Ekonomin kötü halde olmasının Babacan’ın Ekonomi Bakanlığı’nı bırakmasından dolayı kaynaklandığını savunanda var, “ne olursa olsun AKP’den ayrılmamalıydı” diyen de. Bunların yanında yeni kurulan bu partilerin çözüm olmayacağını söyleyen de var diyebilirim.
İŞÇİLERİN DERTLERİNİN ÇÖZÜMÜ KENDİ İKTİDARINDADIR
Ancak işçi sınıfının koskoca tarihine baktığımızda, iktidara hangi parti gelirse gelsin haklarımızın hep gasp edildiğini ve hakkımız olan savunduğumuzda ise sistemin çeşitli yönlerden şiddeti ile karşılaştığımızı söylemek gerek. Bu şiddet türleri gerek işçi grevlerinde polis şiddeti ile karşılaşmamıza gerekse iş yerinde yaşadığımız işten atılma korkusuna denk düşebilmektedir. İşçiler kendi düdüklerini kendileri çalmadığı sürece sistem bizim haklarımıza hep göz dikecektir. Ekonominin kötü olması patronları etkilemezken, biz işçiler kendi yaşamlarımızda bunu çok ağır bir şekilde yaşıyoruz. Ev geçindirmenin her gün giderek zorlaşması kendi aramızda en çok konuştuğumuz konu halini almış durumda. Bizim ekmeğimizin küçülmesi ise ne patronların ne de patron yanlısı partilerin umurunda değil. İşçi sınıfının yıllardır gördüğü, yaşadığı ve elde ettiği deneyimler bunu bize açık bir şekilde gösteriyor. Bu yalnızca bizim ülkemizde değil, gelişmiş ve ileri demokrasi olarak adlandırılan Avrupa ülkeleri dâhil olmak üzere dünyanın her yerinde aynıdır. İşçilerin dertlerinin sorunlarının çözümü ancak işçi sınıfının kendi iktidarında olacaktır. Yeni kurulan partilerde dâhil olmak üzere hiçbir patron yanlısı parti bizim dertlerimize deva olamayacaktır. İşçilerin devası kendi birliğindedir.