09 Haziran 2020 23:00

Savaşın arka planında yaşananlar: Full Metal Jacket

"Savaşın iyi niyetlisi olmaz. Bir savaş filmi savaşı asla haklı göstermemelidir. Bir savaş filminin yapması gereken tek şey, savaşın gerçekte ne olduğunu göstermektir."

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Sıla ÖZKAN

Avcılar Sabancı 50. Yıl Anadolu Lisesi/ İstanbul

Full Metal Jacket, bir savaş filmi olarak beklentilerinizi karşılamayabilir. Kubrick, diğer tüm filmlerinde olduğu gibi yine bu filminde de insanı merkeze koymuştur. Bu savaşı aksiyon türünde sunmak yerine psikolojik ve dramatik açıdan ele almıştır. Full Metal Jacket’da Kubrick, savaş karşıtlığıyla bizlere savaşın ve savaş politikasının yozlaşmış yöntemlerinin insanlarda ne denli büyük etkiler bırakabileceğini günlük hayatımızda karşılaşabileceğimiz sıradan figürler üstünden anlatmıştır.

SAVAŞIN YARATTIĞI DEĞİŞİM

Filmin başında Vietnam Savaşı için eğitilen deniz piyadeleri ve Çavuş Hartman ile tanışıyoruz. Çavuş Hartman’ın savaşın beden almış hali olarak resmedilmesi bu bölümde her sahnede gerilmenizi sağlıyor. Eğitimdeki askerleri aşağılayarak, küçümseyerek ve onları insan yapan tüm değerlerinden, hayallerinden ve fikirlerinden uzaklaştırarak en ideal ve en itaatkâr orduyu yaratmaya çalışan Çavuş Hartman’ın altında ezilenleri Kubrick bize kara bir mizahla anlatıyor. Filmin ilk bölümü olarak adlandırılan bu eğitim sürecinin filmin ikinci kısmına göre daha çok mesaj barındırdığını düşünüyorum çünkü bu bölümde askerlerin savaşta yaşadıkları şeylerden ziyade, savaş sırasında sistematik öldürme makineleri olmalarını sağlayacak baskıcı kültürün zihinlerini ele geçirmesini izliyoruz. Bu baskıcı kültür zihinlerini ele geçirirken aynı zamanda da cinsiyetçi ve ırkçı söylemlere maruz kalan askerler kimliklerini kaybediyor. Çavuş Hartman askerlerin dış görünüşleri ve davranışları üzerinden onları başkalaştırıp onlara isimler takıyor ve otoritesini korumak için askerleri daha da küçülterek onlara bir hiç olduklarını hissettiriyor, geriye onarılamayacak bir travma bırakıyor. Kadının bir obje, bir mal olarak görülmesini gerektiğini savunan Çavuş Hartman “gerçek bir adam” olabilmek ve “erkekliğini kanıtlayabilmek” için silahlarına kadın isimleri verip askerlere silahlarıyla uyumaları gerektiğini söylüyor.

SÜSLÜ KAHRAMANLIK DEĞİL ÇÖKÜŞ HİKÂYESİ

Filmin ikinci bölümünde savaşın ne olduğu ve ne olmadığı anlatılıyor. Askerlerin maruz kaldıkları psikolojik baskının ağır sonuçlarının geri tepişini izliyoruz. Filmin gidişatı boyunca tüm karakterlerin geçirdikleri değişimleri görmemek mümkün değil, en barışçıl karakterlerden olan Joker’in bile filmin sonunda soğukkanlılıkla öldürmekten çekinmemesi de eğitim süreci boyunca ona empoze edilen düşüncelerin ne kadar güçlü etki edebileceğini kanıtlıyor ve artık istenilen “ideal asker” kimliğini benimsiyor. Aynı zamanda bu bölümde medya ve savaş ikilisi arasındaki bozuk ilişki gösteriliyor ve Amerika’nın savaşın gidişatı hakkında yaydığı şatafatlı zafer propagandaları ile medyanın bu gibi durumlarda kukla gibi oynatılabildiğini anlıyoruz.

Uzun lafın kısası, Full Metal Jacket bize savaşın arka planında yaşananları en acı detayına kadar göstermeye çalışmıştır. Savaşın insana olan etkisini, süslü bir kahramanlık olarak resmetmek yerine karanlık bir çöküş hikâyesi olarak önümüze sunmuştur. Kubrick’in de dediği gibi: “Savaşın iyi niyetlisi olmaz. Bir savaş filmi savaşı asla haklı göstermemeli, onu taçlandırmamalı, göklere çıkarmamalıdır. Bir savaş filminin yapması gereken tek şey, savaşın gerçekte ne olduğunu göstermektir.”

ÖNCEKİ HABER

İşçilerin "devası" kendi birliğindedir!

SONRAKİ HABER

Yatay geçiş hakkı Kıbrıslılara!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa