09 Haziran 2020 23:00

Meslek lisesi: ölüm-kalım meselesi

Erken kalkmak zorunda olanlar servis duraklarında bekleyen işçilerin salgından dolayı evde kal çağrılarının kapsamında olmadıklarını göreceklerdir, aynı durum meslek liseliler için de geçerli.

Fotoğraf: Pxfuel

Paylaş

Uğur DÜZGÜN

Ankara

Sokağa çıkma yasağının kaldırıldığı, belirli sosyal mesafe uygulamalarıyla “normalleşmeye” dönüldüğü söyleniyor. Caddelerin kalabalıklaşmaya başladığı, restoran ve kafelerde koltukların tekrardan dolduğu bugünlerde Abidinpaşa Meslek Lisesi öğrencileriyle yeni “normali” konuştuk.

Yasakların kaldırılmasının akabinde inşaatlarda çalışmaya başlayan bilişim bölümünden bir öğrenciyle konuşuyoruz. Yasak kalktığında ertesi gün işe gidebildiği için şanslı olduğunu söylüyor. Koronavirüsün ardından iş bulabilme şansının gittikçe azaldığını şu sözlerle ifade ediyor: “Sağlık Bakanı ‘Gençlerimiz sokağa bir süre daha çıkamayacak.’ dedi ama ben kısıtlama kalkar kalkmaz iş başı yaptım. Meslek öğrencisi yazın çalışır çünkü liseye meslek öğrensin de bir an önce ailesine maddi katkı yapsın diye gönderilir. Virüs ailemizin ekonomisini gittikçe geriletti, diğer bir yanıyla da işe alımları ve çalışan işçi sayısını azalttı. Bu arada hem virüse karşı önlem alarak hem de ceza yeme korkusuyla her delikanlı çalışamaz” diyor gülerek.

“ÇALIŞMAK ZORUNDAYIM...”

Abidinpaşa Meslek Lisesi öğrencileriyle daha öncesinde yaptığımız haberde* “istihdama dayalı eğitim” projesi ile ne ifade edildiğini konuşmuştuk. Pandemi süresince de ucuz iş gücüne duyulan ihtiyacın meslek liseleri üzerinden de sağlanmaya devam ettiğini başka bir bilişim öğrencisi açıklıyor: “Uzun bir aradan sonra kafeler, parklar tekrardan gençlerle doldu. Ben ise nerede iş bulabilirim diye, atölyeleri gezdim. Yasaklara rağmen iş bulabildim çünkü özellikle günlük işleri çok daha ucuza yaptırabiliyorlar” diyor. 18 yaşından küçük olması nedeniyle sokağa çıkma yasağını konuştuğumuzda ise cevabı şöyle: “Çalışıyorsan kimse yasağa bakmaz. Ben böylesi sağlık sorunlarının olduğu bir dönemde çalışıyorsam anlamı şudur; ben sürekli çalışmak zorundayım çünkü biriktirebileceğimiz bir para yok.”

Arkadaşımızın bitirdiği sözlerle devam edecek olursak, sermayenin genişleyerek üretme hırsının, üretimi karşılamanın zora girdiği dönemlerde üretimin ana aktörü olan işçi sınıfıyla arasındaki uçurumu daha da görünür kıldığını söyleyebiliriz. Her iki diyaloğun merkezinde bulunan ekonomik kaygıları da bundan bağımsız incelememek gerekir. Genç nüfusun toplu alanlardan uzak tutulduğu pandemide de ucuz iş gücü halindeki genç işçiye ihtiyaç vardır. OSTİM’de çalışan makine bölümü öğrencisinin söylediği gibi “Korona sürecinde atölye açık olduğu sürece çalışmaya devam ediyorum. Bir piramit çizersek ben meslek liselileri bunun en altına koyarım. İşçi yetiştiren bir okul olduğunu varsayarsak yetiştirme aşaması dahi çalıştırmak ve para kazanmak üzerine” diyerek de anlatılabilir. Burada araya girerek işçilerin de salgın süresinde belirli kısıtlamalar dışında çalıştığını ve bunun onun için nasıl bir karşılığı olduğunu soruyorum. “Makine bölümünde okuyan arkadaşlarımdan biri bana MAN Fabrikası’nda çalışan işçilere virüs bulaştığını söylemişti. Sohbetin başında normalleşme üzerine konuşuyorduk ya işte bizim başımıza gelebilecek en iyi normal bu. Çünkü MAN öğrenciler açısından çalışabilecek en iyi yerlerden biri olarak görülüyor. Diyeceğim o ki sokakların boş olduğu günlerde fabrika servisi bekleyen işçileri erken uyanırsanız görebilirsiniz. Ölüm riskinin olduğu böylesi bir dönemde çalışmak zorunda olmak bizim geleceğimizi gösteriyor” diyerek cevaplandırıyor.

“NEDEN İŞÇİLER ÇALIŞIYORSA AYNI”

Önceki sohbetlerimize dayandırarak Abidinpaşa Meslek Lisesi öğrencilerinin fabrikalardaki gidişatı gündemlerine daha da fazla aldıklarını söyleyebiliriz. MESS’in bir yazılım şirketi ile anlaşarak işçilerin fabrika içerisindeki hareketlerini kontrol etmek amacıyla duyurduğu MESS-Safe adlı cihazla birlikte yeni bir normali nasıl karşıladığını metal bölümünden bir öğrencisi ise “Korona da varken hazır aradan çıkaralım demişler. Okulda sıra üretiyorum ki derslerden geçebileyim. Bu da ona benziyor” diyerek açıklamaya başlıyor.  MÜSİAD’ın izole üretim planını duyurduğu “çalışma kampları”nı konuşuyoruz. İlk verdiği cevabı buna da örnek olarak sunuyor: “Bence ne olursa olsun işçiler çalışacak daha doğru. Bu da virüs gibi çalışmayı aksatacak bir sorun ortaya çıkarsa onu engellemek amaçlı. Dediğim gibi ben nasıl okulda buna maruz kalıyorsam işçi için de aynı; makinenin başında durmaya zorlanmak.”

ÇALIŞMAYA DEVAM ETMEK ZORUNDA OLANLARIN BİRLİĞİ

Yazımızı bitirmeden önce ettiğimiz sohbetler ve aldığımız görüşler doğrultusunda meslek liseli öğrencilerin “yeni normal” olarak tarif edilen pandemi koşulları altında yasakların gevşetildiği döneme sağlıklı kalabilmenin hiçe sayıldığı, çalışma ve iş bulma kaygısını da arttırarak girdiğini söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra öncesinden beri var olan çocuk işçiliğinin 18 yaş altına sokağa çıkma yasağına rağmen devam ettiğini görüyoruz. Bir yanıyla yasak bir yanıyla da virüs bulaşma kaygısının, pandemi süreciyle de artan ekonomik sorunlarının önüne geçmediğini söylemek mümkün. Meslek liselerinde istihdam ve nitelikli iş gücü söylemlerinin patrona ucuz iş gücü yetiştirmekle programlandığını, önümüzdeki süreç itibariyle de pandemi sürecindeki kar aksaklığını giderebilmek açısından patrona bir fırsat olarak sunulacağını belirtebiliriz. Tüm bunların karşısında “meslek liselileri nasıl bir gelecek bekliyor?​” sorunusun cevabı ise işçilerin bugünkü sorunlarını eklemeden bitmiyor. Söylediklerime de bir katkı olması açısından önümüzdeki yıl staj yapacak olan makine bölümünden bir öğrencinin dedikleriyle bitirelim: “Bizi bekleyen normal diğer liselileri bekleyen normalden çok farklı. Onlar sürekli tarihi değiştirilen YKS’yi konuşuyorken, ben staj yapacağım yeri dert edinmiş durumdayım. 16 Mart’tan bugüne birçok sınıf arkadaşım dönemine göre çalıştı. Ben de OSTİM’de bir dönem çalıştım. İşçiler işyerleri kapanmadığı tüm koşullarda çalıştı. Yani bir onlar bir de biz vardık. Haliyle kendimize başka bir gelecek çizmenin hayaline düşmektense işçilerin yaşadığı sorunları kendi sorunlarımız bilmek çok daha gerçekçi” diyerek sözlerini noktaladı.

 

*https://www.evrensel.net/haber/397875/meslek-liseliler-agalarin-bizden-beklentisi-farkli

ÖNCEKİ HABER

Haziranda ölmek zor

SONRAKİ HABER

Tutarsız yönetim, tutarsız kararlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa