Bursa Demokrasi Güçleri: Salgın kriziyle birlikte rejim kriziyle de karşı karşıyayız
Bursa Demokrasi Güçleri hükümetin, meslek odalarına yönelik saldırı girişimleri ve halk iradesini yok sayarak vekilliklerin düşürülmesini protesto etmek için basın toplantısı düzenledi.
Bursa Demokrasi Platformu | Fotoğraf: Evrensel
Bursa Demokrasi Güçleri, Bursa Akademik Odalar Birliğinde (BAOB) yaptığı açıklamada; “Ülkemizde ve dünyada son 3 ayda ciddi bir koronovirüs salgını ve salgının yarattığı krizle karşı karşıyayız. Koronovirüs salgınınında yüzlerce işçimiz yaşamını yitirmiş, resmi rakamlara göre 4 Milyon 250 bin olan işsiz sayısına bir o kadar daha eklenmiş, kapatılan işyerleriyle birlikte ele alındığında işsizlik rakamı 15 milyona dayanmıştır. İfade edilmesi iktidarın hoşuna gitmese de sadece salgın krizi ile değil rejim krizi ile de karşı karşıyayız! Salgın sürecini siyasal fırsata çevirmek isterken uygulamaları ve açıklamaları ile büyük tepki toplayan iktidarın hevesi kursağında kalmışa benziyor! İnsanlarımız salgın nedeniyle ciddi sağlık tehdidi altında iken dahi iktidar çevrelerinin hâlâ ayrıcalıklar, usulsüzlükler peşinde koşması, milyonlarca emekçinin yetersiz tedbirler altında fabrikalarda, inşaatlarda çalıştırılarak “salgınla ya da açlıkla ölüm” arasında tercihe zorlanması, bir maske dağıtımını dahi aylardır yapamayıp para ile satılması noktasına dönülmesi gibi gelişmeler halkta, emekçilerde ciddi tepkilere yol açmış, yapılan anketlerde iktidarın ciddi oy kaybı yaşaması bu tepkinin her kesimde yükselmeye başladığını göstermiştir” denildi.
“AKP ve saray iktidarının temel yönelimi bellidir. Kendisi kazandığı sürece seçim ve seçim sonuçları iyidir. Ancak kendisi kazanamıyorsa o zaman o seçimler makbul değildir ve mutlaka kazanacak bir duruma dönüştürülmelidir. Son günlerde yaşanan baro ve meslek örgütleri seçimleri üzerinden yapılan tartışmalar bunun göstergesidir” denilen açıklamada “Bu kurumlar kuruldukları günden bu yana en azından 4 darbe onlarca iktidar görmüş, ancak hiçbir iktidar bu kurumların seçimlerine ve iç işlerine karışmaya yeltenmemişlerdir” ifadeleri kullanıldı.
İKTİDAR MİLLET İRADESİNİ YOK SAYIYOR
Açıklamada, “Milletin seçtiği vekillerin görevleri süresince herhangi bir baskı altında kalmadan özgürce düşüncelerini açıklamaları, görevlerini yapmalarından yanayız. 50 gündür kapalı olan ve yurttaşların birçok derdini görüşmesi gereken meclis ilk gün “Bekçiler Yasası” nı ikinci günde apar topar üç milletvekilinin kararlarını görüşmüş ve milletvekillikleri düşürülerek cezaevine gönderilmişlerdir. Aslında millet iradesini yok saymanın en önemli örneklerinden biri de bu uygulamadır. Yıllardır millet iradesi sözlerini dilinden düşürmeyen iktidarın aslında millet iradesinden ne anladığının somut göstergesi bu gelişmedir. İktidarın amacı gayet açıktır; bir yandan muhalif baro ve odaların iç işleyişine müdahale ederek yandaş kurumlara yenilerini eklemek bir yandan da seçilen insanlara saldırarak toplumsal muhalefetin sesini kısmak, etkisizleştirmek istemektedir. Kayyum, tek adam iktidarının demokrasi ve halk karşıtlığının göstergesidir. Bizler iktidarın saldırdığı kurumların yanında olacağımızı, saldırılara yönelik olarak aldıkları kararları destekleyeceğimizi, mücadelede omuz omuza olacağımızı ifade ediyoruz. İktidarın seçilmişleri görevden alma, emek ve meslek örgütlerine müdahale girişimlerini kınıyor, bu tür girişimlere derhal son verilmesini istiyoruz” denildi. (Bursa/EVRENSEL)