10 Haziran 2020 11:56

Antep'te ilan edilen 30 günlük eylem yasağına tepki: Hak aramak fiilen engelleniyor

Gaziantep Valiliğinin Kovid-19 salgınını gerekçe göstererek kentteki eylem ve etkinlikleri 30 gün süreyle yasaklamasına işçilerle sendika ve siyasi partilerin temsilcileri tepki gösterdi.

DİSK-Tekstil Antep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen (solda) & Koza Halı'dan atılan ve fabrika önünde direnişe başlayan işçi & DİSK Antep Bölge Temsilcisi Ali Güdücü | Fotoğraflar: Evrensel

Paylaş

Cengiz Anıl BÖLÜKBAŞ
Deniz KAR
Antep

Gaziantep Valiliği tarafından “Koronavirüsün yayılmasının engellenmesi için normalleşme sürecine yönelik alınan tedbirlerin akamete uğramaması, aynı zamanda güvenlik ve istikrarın korunması” gerekçesiyle, kentte eylem ve etkinlikler 30 gün süreyle yasaklandı. Konuyla ilgili görüştüğümüz siyasiler, sendikacılar ve işçiler tüm tedbirlerin kaldırıldığı bir süreçte bu yasağın gerekçesinin gerçekçi olmadığını söylerken yasağın muhalefetin sesini kısmak ve işçilerin hak arama eylemlerinin fiilen engellenmesi amaçlı olduğunu belirttiler.

“HUKUK MANTIĞI AÇISINDAN YANLIŞ”

Bir yandan hayatın devamına yönelik alınan tedbirlerin geri çekilmesini yanlış gördüğünü ifade eden Antep Barosu Başkanı Bektaş Şarklı, “İnsan sağlığına yönelik tedbirlerin uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Bir yandan eğlence yerlerini açıp yasakları etkisiz hale getirip diğer yandan toplantıların, gösterilerin engellenmesi çelişkili bir durumdur. Gaziantep’te ciddi bir salgın tehdidi devam ediyor. Bunlar olurken tedbirleri esnetip basın açıklamalarının, toplantıların önüne geçmeyi hukuk mantığı açısından yanlış buluyorum. Valilik neye göre karar verdi bunu da anlamak mümkün değil” diye konuştu.  

“İŞÇİLERİN HAK ARAMASINI FİİLEN ENGELLEYEN BİR YASAK”

Yasaklama kararının gerekçesinde salgının yayılmasının engellenmesi ifadesinin geçtiğini ancak bu gerekçenin inandırıcı olmadığını dile getiren DİSK-Tekstil Antep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen de, “Virüsün asıl yayıldığı yerler fabrikalar. Test sonucu pozitif çıkan işçilerin olduğu fabrikalarda bile işçilerin zorla çalıştırıldığını biliyoruz. Yani asıl işçilerin sağlığını tehlikeye atan fabrikalara dair hiçbir önlem almayıp bu tür eylem ve protestoları yasaklamanın, işçilerin ya da halkın sağlığını korumakla hiçbir ilgisi olmadığını düşünüyoruz. Sokağa çıkma yasaklarında bile çoğu fabrikanın özel izinle çalışmasını sağlayanların, bu yasağı halkın sağlığını ve salgının yayılmasını önlemek için aldığına çocuklar bile inanmaz. Bu kadar haksızlık yapılırken, patronlar, fabrikalar, işçilerin sağlığını tehlikeye atarken, haklarını göz göre göre gasbederken, devletin yasağına rağmen kanunları, yasakları tanımayıp işçi atarken buna karşı işçilerin hak aramasını, sendikaların mücadele etmesini fiilen engelleyen ve yasaklayan bir karardır bu. Biz sendika olarak valilikten yetkililerle iletişim kurduk. Koza Halı’da haksız yere işten atılan iki işçi arkadaşımızın sürdürdüğü direnişi kapsayıp kapsamadığını sorduk, 'onu da kapsıyor' dediler. Bunu eleştirdik, tepki gösterdik, bunun antidemokratik olduğunu, bunun anayasayla, yasalarla güvence altına alınmış hak arama mücadelesinin bir kararla rafa kaldırıldığını söyledik” diye konuştu.

“EĞER RİSK VARSA NİYE HER YER AÇILDI?​”

Koronavirüsü bahane ederek demokratik tepkilerin, açıklamaların, kutlamaların yasaklandığını belirten DİSK Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, “Uzun zaman daha bu yasakları kullanacaklarını düşünüyorum. Hesaplarına gelmediği anda 'Kovid-19 nedeniyle her şeyi yasakladık' diyebilirler. Bunun yanı sıra hayatın her alanında yasaklar kalktı. Bu kadar insan bir araya gelirken iki işçinin bir araya gelip sorununu dile getirmesi yasaklanıyor. Bu artık bir devlet politikası haline geldi. Ülkenin her yerinde virüs bahane edilerek insanların tepkilerini dile getirmesi engelleniyor. Eğer virüs bulaşma riski varsa niye AVM’ler, kahvehaneler açıldı? Niye otobüslerde sosyal mesafe kaldırıldı?​” ifadelerini kullandı.

“HİÇ KİMSEYE SORMADAN KENDİ BİLDİKLERİNİ OKUDULAR”

KESK Dönem Sözcüsü Ömer Parlakçı ise bir yandan fabrikaların yasak döneminde bile çalıştığını bir yandan da YKS ve LGS sınavlarının her şeye rağmen yapıldığını vurgulayarak, “Bütün ticari faaliyetler serbest bırakıldı. Herhalde tüm toplum virüse karşı bağışıklık kazansın diye bir karar alındı, 'ölen ölür' misali bir anlayış var. Diğer yandan baktığımızda ise toplantı, gösteri ve yürüyüşler yasaklanıyor. İktidarın tercihini sermayeden yana, baskıdan yana, yasaktan yana sergilediğini görüyoruz. Aslında iktidarın gerçek yüzü açığa çıkıyor. Madem her şeyi serbest bıraktınız o zaman niye basın açıklaması yasak, toplantı yasak? Biz bunu kabul etmiyoruz, doğru bulmuyoruz, her zaman bilimsel açıklamalardan yana, bilimsel çalışmalardan yana olmaları gerektiğini söylüyoruz. Biz her zaman Bilim Kurulunun bilimsel kararları doğrultusunda kararlar alınmasını talep ettik ama hiç kimseye sormadan kendi bildiklerini okudular. Bazı sınavları ertelediler, bazı sınavları öne çektiler, turizmciler için sermaye için, ekonominin canlanması için birtakım kararlar aldılar” diye konuştu.

“YASAĞA RAĞMEN HAKKIMIZI ARAMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

 Antep Koza Halı'da fazla mesaiye kalmak istemedikleri için işten atılan işçilerin fabrika önündeki direnişleri sürüyor.

Pazar mesaisine kalmadığı gerekçesiyle işten çıkarılan ve fabrika önünde oturma eylemi yapan Koza Halı işçilerinden Mustafa Yavuz ise, “Gaziantep Valisi, gelip çarşıdaki kalabalığı görmüyor da sadece hakkını arayan işçileri mi görüyor? Şu an dolmuşlarda sosyal mesafe yok. AVM’ler, kıraathaneler açıldı. Benim mahallemdeki kahvehanede sosyal mesafe yok. İçi çe oturuyor herkes. Daha önce de hakkımızı, hukukumuzu aradığımız için fabrika önünde polisler dağılmamızı istediler. Fabrikada çalışmaya devam eden arkadaşlar bizi gördüklerinde moral buluyorlardı. Biz buradan valiye, belediyeye istediğimiz kadar seslenelim, sesimizi duymuyorlar. Sadece sendika sahip çıktı bize, bir de siz sesimizi duyuruyorsunuz.  Biz yasağa rağmen hakkımızı aramaya devam edeceğiz” diye konuştu.

 “ANTEP’TE SESSİZLİK İSTENİYOR”

Antep Valiliği’nin muhalefetin sesini duyurmaması için yasaklama ilan ettiğini söyleyen HDP Antep milletvekili Mahmut Toğrul, “Pandemi sürecinde fabrikaların açık olmasıyla birçok fabrikada işçilerin virüs tehlikesi altında çalıştırılması basında epey yer almıştı. Şu anda da 3 vekilin vekilliklerinin düşürülmesiyle de bir tepki söz konusu. Dolayısıyla, bu ikisini birleştirdiğimizde Antep’te sessizlik isteniyor. Uzun zamandır sıkıştıkları zaman valilik bir kararla eylem ve etkinlikleri yasaklıyor. Bunun kabul edilmesi mümkün değil. Özellikle organize sanayide birçok hak ihlali var. Normalde işçi çıkarmalar yasaklandı ancak işe gelmediği gerekçesiyle işçilerin üzerinde baskıyı çoğaltıyorlar ve işten atmalar gerçekleşiyor. Bu yasaklar keyfi bir tutumdur. Valiler iktidarın istediğini yapıyor. Bunun ilk etkisi de Antep gibi illerde gözüküyor. 2018’den beri neredeyse Antep’te sürekli eylem ve etkinlik yasaklanıyor” dedi.

“İŞÇİLERİN HAKLARINI ARAYACAĞI EYLEM BİÇİMLERİ YASAKLANDI”

Antep Emek Partisi de Antep Valiliği’nin koronavirüs gerekçesiyle eylem ve etkinlikleri 30 günlük yasaklamasına ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, salgın sürecinde fabrikaların özel izinlerle çalışmaya devam ettiği ve bu yasağın virüsün engellenmesine yönelik bir yasak olmadığı belirtilerek, işçilerin haklarını arayacağı eylem biçimlerinin yasaklandığı ve yasağın patronların güvenliği ve istikrarı için olduğu vurgulandı. Gaziantep Valiliği tarafından “Koronavirüsün yayılmasının engellenmesi için normalleşme sürecine yönelik alınan tedbirlerin akamete uğramaması, aynı zamanda güvenlik ve istikrarın korunması amacıyla” ifadeleri kullanılarak her türlü eylem ve etkinliğe yasak getirildiği belirtilen açıklamada, “Salgının ülkede yayılmaya başladığı ilk günden itibaren ilimizde hiçbir kural tanımadan, tedbirleri göz ardı ederek zorunlu ihtiyaç olmayan halı, iplik, kumaş, ambalaj gibi ürünler başta olmak üzere üretimi devam ettiren patronlar salgının yayılmasında en büyük pay sahibi iken, özel izinler ile üretimin devam ettirilmesini sağlayan Gaziantep Valiliği’nin bugün almış olduğu kararın virüsün yayılmasının engellenmesine yönelik bir yasak olmadığı ortadadır. Patronların salgın sürecinde her türlü zorbalığı göstererek çalıştırdığı, yasağa rağmen işçilerin kapının önüne konduğu ve alınması gereken tedbirleri almadıkları için her geçen gün virüsün işçiler içerisinde daha fazla artış gösterdiğinde patronlara karşı yaptırım uygulamayan Gaziantep Valiliği, bu yasak kararı ile salgının yayılmasını önlemeyi değil, işçilerin en demokratik haklarını kullanarak haklarını arayacakları eylem biçimlerini yasaklamıştır” denildi.

ÖNCEKİ HABER

10 Ekim Ankara Katliamı'nda yaşamını yitirenler anıldı: Adalet talebimiz devam ediyor

SONRAKİ HABER

TBMM Başkanlığı, Genel Sekreterliğin karantinaya alındığı iddiasını yalanladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa