Ayasofya, siyasetin gündeminden düşmüyor | ‘Statü’ tartışmalarına uluslararası itiraz
Ayasofya'nın ibadete açılma tartışması ABD Dışişleri Bakanlığı, Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu'na girdi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ABD'ye tepkisinde “Ayasofya ulusal egemenlik konusudur" dedi.
Fotoğraf: Ahmet Dumanlı/AA
İstanbul'un "fethinin" yıldönümü nedeniyle yapılan kutlama törenleri kapsamında 29 Mayıs'ta Ayasofya'da Fetih Suresi okunması ile yeniden alevlenen Ayasofya'nın tekrar ibadete açılmasına ilişkin tartışmalar sürüyor. Başta Yunanistan bir çok ülke ibadet tartışmalarına tepkili. Ayasofya’nın müze olarak kalması gerektiğini savunuyor. Sık sık gündeme getirilen tartışma, siyaset sahnesinden inmiyor.
ABD'NİN "ULUSLARARASI DİNİ ÖZGÜRLÜKLER" RAPORU
ABD Dışişleri Bakanlığı, birçok ülkedeki dini kısıtlamalar ve azınlıkların durumunu değerlendirdiği Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu'nun (USCIRF) güncellenmiş son halinde, Türkiye'de dini özgürlüklerin endişe verici bir boyutta seyrettiği değerlendirmesinde bulundu. Ayasofya tartışmalarına da yer verdi. Raporda, "Erdoğan, İstanbul'da Türkiye'nin ilk Süryani kilisesi olduğu belirtilen ibadethanenin temel atma törenine katıldı. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan diğer yandan, tarihi Ortodoks Bazilikası olan ve 1935 yılından bu yana müze statüsünde olan Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesi yönünde birçok kez çağrıda bulundu" ifadelerine yer verildi.
Raporda ayrıca Yahudi karşıtlığı ve düşmanlığıyla alakalı söylemlere dikkat çekilirken, dine ve kutsal değerlere hakaret etme ile zorunlu askerlik yasasında bir alternatif bulması, vicdani redde izin vermesi gerektiği belirtildi.
USCIRF'nin üzerinde durduğu bir diğer konuysa Türkiye'de yaşayan Rum, Ermeni ve Süryani azınlıklara ait birçok sorunun devam etmesi ve bu azınlıklara ait birçok tarihi sit alanı ve mezarlıkların tahrip edilmesi oldu.
ÇAVUŞOĞLU: AYASOFYA ULUSLARARASI BİR KONU DEĞİLDİR
Ankara’dan rapora yanıt gecikmedi. Ayasofya'nın tartışmaya açılmasının 'manidar' olduğunu söyleyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Ayasofya kesinlikle uluslararası bir konu değildir. Ulusal egemenlik konusudur" dedi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu NTV canlı yayınına katılarak konuyu şöyle değerlendirdi: "Ayasofya kesinlikle uluslararası bir konu değildir. Ulusal egemenlik konusudur. Kimse Türkiye'yi sorgulamasın. ABD gibi bir ülkenin Türkiye'yi sorgulaması abesle iştigal. Irkçılık var, Müslüman düşmanlığı, yabancı düşmanlığı var. Türkiye ise tam tersini yapıyor. Böyle bir durumda Ayasofya'nın tartışmaya açılması, fetihten 567 yıl sonra Ayasofya'yı hatta İstanbul'u tartışmaya açmak manidar. 1972 UNESCO sözleşmesine baktığımızda herhangi bir mülkiyetin tarihi dokusunun başka bir şey ama o mülkiyetin bu şekilde cami ya da başka türlü kullanılmasına ilişkin bir şey yoktur.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy da yazılı açıklamayla "Ayasofya ve Kariye, Türkiye Cumhuriyeti'nin mülkiyetindedir ve her türlü tasarruf yetkisi Türkiye'nin iç işlerini ilgilendiren bir konudur. Bu eserlere dair verilmiş ya da verilecek kararlar başka ülkelerin işi olamaz" dedi.
AYASOFYA'NIN GÜNDEME GETİRİLİŞİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2013'te, yani İstanbul'un fethinin 560. yıldönümünde "İstanbul'un fethinin imzası olan Ayasofya yeniden ibadete açılsın" açıklamalarına bunun "bir oyun" olduğunu söyleyerek, neyi ne zaman yapacakların bildiklerini söyleyerek yanıt vermişti. O dönem Başbakan olan Erdoğan, Mayıs 2013'te, partisinin Kızılcahamam'daki kampında milletvekillerinin konuyla ilgili soruları üzerine "Sultanahmet çok boş. Sultanahmet dolarsa Ayasofya'yı da gündeme alabiliriz" yanıtını vermişti.
Erdoğan, Ayasofya konusunu geçen yıl 31 Mart'ta yapılan yerel seçimler öncesinde de birkaç kez gündeme getirdi. İlk kez 16 Mart 2019'daki Tekirdağ mitinginde bir vatandaşın Ayasofya'nın cami yapılması çağrısına Erdoğan, "Büyük Çamlıca Cami'ni yaptık. 4 tane 5 tane Ayasofya eder, o kadar büyük. Anadolu yakasında, tüm İstanbul ve Türkiye'de en büyük camii. Biz ne zaman neyin nasıl yapılacağını çok iyi biliyoruz” demişti.
Bu açıklamadan bir hafta sonra ise 31 Mart yerel seçimlerinin ardından bu konuda adım atabileceklerini söylemişti. Erdoğan seçim mitingi konuşmasında Ayasofya'nın isim değişikliği konusunu gündeme getirmiş ve "Seçimlerden sonra Ayasofya'yı tekrar aslına rücu ettiririz. Bu ne demektir? Yani Ayasofya'yı müze olmaktan çıkarıp Ayasofya'yı cami ismiyle müsemma hale getiririz" ifadelerini kullanmıştı. Erdoğan'ın açıklamalarına UNESCO'dan "Onayımız gerekir" yanıtı gelmişti.
Yine bir süredir iktidara yakın medya ile AKP-MHP sözcüleri Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesini gündeme getiriyor. Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, "Ayasofya konusu ciddi" başlıklı yazısında, 1934'teki Ayasofya kararnamesinin iptalinin araştırıldığını yazdı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Ayasofya’nın tekrar ibadete açılması konusunda bir çalışma yapın, getirin" dediğini gündeme getirdi. Ardından Cumhur İttifakı'nın ortağı MHP'nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Ayasofya'nın cami olması ile ilgili yapılacak çalışmalara destek vereceği yönünde açıklama yaptı.
9 Haziran'da ise İYİ Parti Ayasofya'nın cami olarak ibadete açılması talebiyle önerge verdi. Ancak önerge AKP'nin ret, MHP ve HDP çekimser oylarıyla reddedildi. AKP'li Mehmet Muş, "İbadete açılması önerisine şimdi ret veriyoruz ama temmuzda gerekli adımlar atılacak" dedi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise bundan sonra atılacak adımlar için Danıştay kararının beklendiğini söyledi.
Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği, Ayasofya’yı müzeye dönüştüren bakanlar kurulu kararının iptali için, Danıştay’a başvurmuştu. Karar 2 Temmuz’da görülecek.
AYASOFYA HANGİ TARİHTE İNŞA EDİLDİ?
360 yılında Bizans İmparatoru İkinci Konstantin tarafından açılışı yapılan kilisenin tahta çatısı, 404 yılında yandı. O tarihte ilk kez büyük bir tamirattan geçen kilise, şimdiki halini 532-537 yılları arasında, Bizans İmparatoru Birinci Justinyan'ın emriyle yapılan inşaat çalışmaları sonrasında aldı.
AYASOFYA NASIL CAMİ OLDU?
29 Mayıs 1453'te, Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u aldığında ilk Cuma namazını burada kıldı ve Ayasofya'nın Osmanlı yönetimi altında cami olarak hizmet vereceğini duyurdu. Ayasofya Osmanlı döneminde çok kez onarımdan geçti, kubbeler ve minareler yapıldı, mozaikler kapatıldı.
CUMHURİYET DÖNEMİNDE NELER DEĞİŞTİ?
Ayasofya, 1923'te Cumhuriyetin ilanından sonra kullanılmaya devam etse de, 1931'de kapatıldı. 1931'de Amerika Bizans Enstitüsü'nün kurucusu Amerikalı arkeolog Thomas Whittemore, Ayasofya'daki mozaiklerin tekrar ortaya çıkarılması için Türkiye'deki yeni yönetimden izin istedi. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği izin sonrası başlayan çalışmalar 15 yıl sürdü ve 1947'de tamamlandı. Çalışmalara başladıktan bir süre sonra, halihazırda kapatılmış olan Ayasofya'nın, 24 Kasım 1934'teki Bakanlar Kurulu kararıyla müze olarak yeniden açılmasına karar verildi.
Müze aynı zamanda UNESO Dünya Mirası listesinde. Zaman zaman farklı bölümlerde yeniden başlayan restorasyon çalışmaları, günümüzde de devam ediyor.
TAPUDA YAZAN İFADE
Ayasofya Müzesi'nin resmi internet sitesinde, "1936 tarihli tapu senedine göre, Ayasofya ‘57 pafta, 57 ada, 7. parselde Fatih Sultan Mehmed Vakfı adına Türbe, Akaret, Muvakkithane ve Medreseden oluşan Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’ adına tapuludur" ifadesi yer alıyor. Müzenin yeniden camiye dönüştürülmesini talep edenler, bu ifadeyi esas alıyor. (HABER MERKEZİ)