CPJ Türkiye Temsilcisi Özgür Öğret: İktidarın tek sesli Türkiye özlemi var
Gazeteciler ve basının durumunu konuştuğumuz CPJ Türkiye Temsilcisi Özgür Öğret, iktidarın tek sesli Türkiye özlemi çektiğine dikkat çekti.
Fotoğraf: Evrensel
Özgür ÖĞRET
CPJ Türkiye Temsilcisi
Türkiye’de basın özgürlüğü ve dolayısıyla halkın haber alma hakkı bu sene de önceki senelerde olduğu gibi gerilemeye devam etti. Bu gerileyişin geometrik olarak arttığını düşünüyorum çünkü her geçen yıl yeni kuşaklardan gençler haber izlemeye, gündem takip etmeye başlıyorlar ve gözlerini açtıkları ortamı normal kabul ediyorlar. Normal bu değil. Türkiye medyasının normali deyince farklı farklı anlaşılır, farklı farklı düşünülür ama burada iyi veya kötü haber yapmaktan değil, haber yapabiliyor olmaktan bahsediyorum. Çok değil, on yıl öncesine bakarsak Türkiye medyasının günahıyla sevabıyla ne kadar renkli ve çok sesli olduğunu görürüz. Bugün ise medyaya baktığımızda iktidarı körlemesine savunan ezici çoğunluğun karşısında varlığını sürdürebilmiş bir avuç eleştirel haber kurumu buluyoruz. Türkiye’de basın özgürlüğünün gerilemesindeki en bariz göstergenin bu çoraklaşma olduğuna inanıyorum.
YA BUNU ALKIŞLAYIN YA DA ŞUNU LANETLEYİN…
Haber ne olursa olsun, farklı bir açıdan bakacak, haberleştirecek, yorum yapacak sesler susturulduğu için ya siyah ya da beyaz olarak sunuluyor; ya bunu alkışlayın ya da şunu lanetleyin diye paket program bir habercilik anlayışı makbul görülüyor. Bu ortamda halkın haber alma hakkı nereden bakarsanız bakın zarar görüyor. Sadece iktidarın izin verdiği veya uygun gördüğü kadar bilgilenen bir halk nihayetinde karanlıkta bırakılmıştır, körlemesine hareket ediyordur.
Türkiye basın özgürlüğü bakımından dünyada beklenmedik bir yerde. En büyük ticari partneri Avrupa Birliği olan, NATO ve G20 üyesi bir ülke olarak, sıklıkla dünyanın en çok gazeteci hapseden ülkesi unvanını taşıması dışarıdan bakıldığında ilginç bulunuyor.
SESSİZLİKLE BOĞULMUŞ BİR ÜLKEYİZ
Tabii ki Türkiye’nin RTÜK ve BİK gibi kurumların statüleri ve işlevleri gibi, basın kartlarının devlet tarafından veriliyor olması gibi, güvenlik güçlerinin saha muhabirlerine muamelesi gibi pek çok basın özgürlüğü problemi var ama genelde Türkiye’deki basın özgürlüğü dünya çapında gündeme geldiğinde bu hapisteki gazeteciler veya internet sansürü üzerinden gerçekleşiyor.
İktidarın tek sesli bir Türkiye özlemi sayesinde neredeyse norma dönüşen sansür ve otosansür de medya ortamını işlevsizleştiren başlıca tehditlerden biri ancak bunu yeterince konuşmuyoruz.
Uzak geçmişe bakıp Türkiye’de basın özgürlüğü hep bir sorundu diye kestirip atabilirsiniz ama günümüzde neden Türkiye’nin basın özgürlüğü sorunlarıyla bu kadar sık anılan bir durumda olduğunu böyle açıklayamazsınız. Türkiye nereden nereye geldi derseniz, onlarca farklı kesimin kendi medyası ile sesini duyurduğu bir ülkeyken bugün istisnalar dışında sessizlikle boğulmuş bir ülkeyiz derim.