14 Haziran 2020 13:34

Almanya’da ırkçılığa karşı eylemler sürüyor: Artık yeter diyoruz

Almanya’nın birçok kentinde hafta sonu boyunca ırkçılığa karşı eylemler vardı. Stuttgart’ta dün 2 binden fazla kişi sokağa çıktı. Mitingdeki konuşmalarda; “Sadece Amerika’da değil, dünyanın bir çok yerinde, Almanya’da insanlar renginden ve dilinden dolayı saldırılara uğramakta. 7 Ocak 2005’te Dessau Karakolunda katledilen Oury Jalloh’u unutmadık. Daha dün Hanau’da ırkçı saldırıda 9 kişi can verdi. Artık yeter, dünyanın neresinde olursa olsun ırkçılığa hayır” denildi.

Stuttgart’ta kitle örgütleri tarafından düzenlenen eyleme IG Metall üyesi işçiler de katıldı. Mitingin ardından gençler kentin değişik cadde ve alanlarında Nazi ve sömürgeci geçmişleri olan kişilerin isimlerinin verildiği yerlere George Floyd yazılı afişler astı.

Aynı gün Krefeld’de Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonunun (DİDF) çağrısıyla düzenlenen eyleme de 200 kişi katıldı. Ulm kentinde de 2 bin kişi ırkçılığı protesto etti. Çoğunluğu gençlerden oluşan göstericiler, ABD’de öldürülen Floyd’un “Nefes alamıyorum” diye feryat ettiği 8 dakika 46 saniye boyunca diz çökerek saygı duruşunda bulundu.

ALMANYA’DA POLİS BİR YILDA 14 KİŞİYİ ÖLDÜRDÜ

Bild am Sonntag’da yer alan habere göre Almanya’da 2019 yılında 14 kişi polis tarafından açılan ateş sunucu hayatını kaybetti. Aynı yıl 29 kişi de polisin açtığı ateş sonucu yaralandı. Haberde Alman polisi içinde ırkçı davranışların son yıllarda arttığına da dikkat çekildi. Özellikle Hessen ve Bavyera eyaletlerinde çok sayıda polisin ırkçılık nedeniyle görevden atıldığı basına yansımıştı. (Stuttgart/EVRENSEL)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et