14 Haziran 2020 14:30

HDP: 15 16 Haziran’ın 50. yılında emek mücadelesini yükseltelim

HDP tarafından 15-16 Haziran direnişi ile ilgili yapılan açıklamada; “15-16 Haziran Direnişinin 50. yılında hep birlikte emek mücadelesini yükseltelim” denildi.

Fotoğraf: MA

Paylaş

HDP 15-16 Haziran direnişi ile yazılı açıklama yaptı. Açıklamada; “15-16 Haziran Direnişinin 50. yılında hep birlikte emek mücadelesini yükseltelim” denildi.

15-16 Haziran 1970’te İstanbul ve İzmit’te iki gün fabrikalarda şartellerin indirildiği ve hayatın sokakta olduğu ifade edilen açıklamada; “On binlerce işçi, E5 karayolunu kapattı, polis ve asker barikatlarını yarıp yürüyüşlerine devam etti. İstanbul ve Anadolu yakasındaki işçilerin, yürüyüş kollarının buluşmasını önlemek için Boğazda deniz araçları açığa çekildi. Haliç köprüleri açıldı. 16 Haziran 1970 akşamı sıkıyönetim ilan edildi. Yüzlerce işçi karakollarda işkenceye maruz kaldı, tutuklandı, işten atıldı. Açılan davalar 1974 yılına kadar devam etti. 12 Haziran’da Meclis’te görüşülüp kabul edilen yasa, Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildi. Hükümet tasarıyı geri çekti. Değiştirilen yasa uygulanamadı” denildi.

“50 YIL ÖNCE İŞÇİ SINIFI ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE SAHİP ÇIKTIĞI, BEDEL ÖDEDİ”

50 yıl önce işçi sınıfının örgütlülüğüne sahip çıktığı ve bedel ödediği belirtilen açıklamada şöyle denildi; “Direniş, siyasi dengeleri alt üst etti. Kanun değişikliğini hazırlayan Adalet Partisi’nin yanında yer alan ve Meclis’te tasarıya oy veren CHP işçilerin direnişinden sonra tutumunu değiştirdi. Direniş toplumda hak alma bilincini geliştirdi, özgüven kazandırdı. 15-16 Haziran direnişi haklıydı, çünkü iktidar, işçi sınıfının mücadele örgütlerini, sendikalarını yasa yoluyla ortadan kaldıracaktı. Bu nedenle halk, eylemin haklılığına ve meşruiyetine inandı.”

15-16 Haziran direnişinin adaletsizliğe, hukuksuzluğa karşı direnmenin her dönemde, her koşulda bir yolunun bulunabileceğini kanıtladığının altı çizilen açıklamada; “Devlet o güne kadar işçi haklarını kısıtlamış, işçi örgütlerini baskılamış, sendikaları kapatmıştı. İlk olarak bir kanun, işçilerin direnişiyle karşılaştı ve uygulanamadı. Bu anlamda direniş, demokratik olduğu kadar siyasi anlam taşıyordu. Bugüne kadar, 15-16 Haziran direnişiyle korunan yasal mevzuat hükümetler tarafından defalarca değiştirildi. Grev hakkı, sendikal özgürlükler yok edildi. İşçi sınıfının “üretimden gelen gücü” bölündü, parçalandı, dayanışma yerini bireyciliğe, rekabete bıraktı. Devlet ve sermaye işsizlik, işini kaybetme tehdidi, yoksulluk, borçlandırma yoluyla işçilerin bugünü ve yarınını rehin aldı. Devrimci, mücadeleci sendikacılık geriletilmeye, sol etkisizleştirilmeye çalışıldı” denildi.

“50 YIL ÖNCEKİ DİRENİŞİN HAKLILIĞI VE MEŞRULUĞU BUGÜN DE GEÇERLİ”

Bundan elli yıl önce işçileri “isyan ettiren”, direnişi ortaya çıkaran haklılık ve meşruluğun bugün de geçerli olduğu vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Bugün emek mücadelesi işçilerle ve fabrikalarla sınırlı değildir. Toplumun büyük çoğunluğunu emeği ile geçinenler oluşturuyor. Yani bölünmüş parçalanmış da olsa, rehin alınmış da olsa hayatı döndüren işçi ve emekçilerdir. Emeğin hak ve özgürlük mücadelesi kesintisiz sürmektedir. 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin 50 yılını kutluyoruz. Direnişin işçi sınıfı üzerinde yarattığı moral üstünlüğünü sürdürmek, işçi sınıfının direniş ruhunu ayakta tutmak için emek mücadelesini var gücümüzle destekliyoruz. Biz biliyoruz ki aradan 50 yıl geçse de 15-16 Haziran aynı zamanda bugündür. Bu gün de işçi sınıfının önünde aşılması gereken devasa sorunlar var ve bu saldırıları durduracak tek güç direnmektir.” (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Çorlu'da işçi mahallelerinde vakalarda büyük artış

SONRAKİ HABER

İzmirli işçiler: Kıdem tazminatımızın gasbına karşı sokaklarda olmalıyız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa