15 Haziran 2020 04:54

Emek mücadelesine devam

Sağlık emekçilerinin artık normal olmayan, normalleşme sırasında hak arama mücadelesi kaldığı yerden devam ediyor.

Fotoğraf: Evrensel

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

Tüm dünyayı kasıp kavuran, ülkemizde de 4 bin 807 vatandaşımızın ölümüne sebep olan koronavirüs salgını hızını kaybederken, emek mücadelesi hız kazanmaya başladı. Üç aydır ülkemiz gerek sağlık, gerekse ekonomik olarak pandeminin etkisinde. Salgını fırsat bilen iktidar ve yandaş patronlar, kendilerini sırça köşkte, sarayda saklarken, daha fazla kar güdüsüyle emekçilerin sağlığını hiçe sayarak çalıştırdılar. Bu salgın sırasında hastalanan ya da kaybettiğimiz vatandaşlarımızın sosyoekonomik yapısı, önümüzdeki günlerde mutlaka incelenmeli. Salgının öncelikle kimi vurduğu belirlenmeli ve sosyal devletlerin öncelikli olarak kimleri koruması gerektiğinin dersleri çıkarılmalı. Maalesef ki bunun ülkemizde olmayacağı kesin.

Doksan günü aşan salgın döneminde, on binlerce işyeri kapandı. Onbinlerce emekçi işinden, aşından oldu. Ülkedeki işsiz sayısı 6 milyonu geçti. Salgında bulaş riskine en fazla maruz kalan sağlık emekçileri, ne riskin karşılığını alabildiler ne de emeklerinin karşılığını. Üç aydır normal hasta bakamayan, yani poliklinik ve ameliyat gelirleri çok düşen üniversite, kamu ve özel hastaneler kriz içinde.

Üniversite hastanelerinin aldıkları malzemelerin ücretlerini ödeme süreleri iki yılı buldu. Bu süre kamu hastanelerinde 6-12 ay arası. Maliye bakanının ekonomik istikrar kalkanı bu alanlara uğramıyor. Şaşalı sözler ile adlandırılan, ama içi boş vaatler artık üniversite ve kamu hastanelerinde yöneticileri de, emekçileri de zor durumda bırakıyor. Salgın sırasında hekimler arasında da, diğer sağlık çalışanları arasında da haksızlığa yol açan ek ödemeler artık ödenmiyor. Üniversiteler yasal bir hak olmasına rağmen intörn hekimlerin zaten kısıtlı olan ücretlerini ödemiyor, sigorta primlerini yatırmıyor.

Sağlık emekçileri, salgın sırasında tüm etik değerlerine ve hastaya saygı gereği sesini çıkarmadan, beklentiye girmeden görevini yaptı. Alkışı hak etti, alkışı da sadece halkımızdan gördü. Artık normal olmayan, normalleşme sırasında hak arama mücadelesine kaldığı yerden devam ediyor. 3 hafta önce Atatürk Eğitim Araştırma hastanesinde yapılan üç günlük uyarı eylemi sonuç verdi. Bugün de Dokuz Eylül hastanesinde sağlık emekçileri İzmir Tabip Odası, SES, Eğitim Sen, Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası başta olmak üzere kamu sendikalarının desteği ile basın açıklaması yapıyor
.
Talepleri özetle; ek ödeme kesintilerinin kaldırılması, şeffaflık, fiili hizmet süresi zammının bir an önce çıkarılması, ek gösterge rakamlarının tüm sağlık iş kolunda 3600 ‘a çıkarılması, pandemi sırasında dağıtılan primlerin eşit olması, ve 4-C ile çalışanların 4-A kapsamına alınması.
Dokuz Eylül asistanları da bu eylemde varlar. İntörnlerin de hak arama mücadelesinde yer almaları ve emek mücadelesinde bayrağı taşımaları gerek. Bugün Türkiye’nin emek tarihinde çok önemli yeri olan 15-16 Haziran Şanlı İşçi Direnişi’nin 50. yılı. Emek mücadelesinde her adım kıymetli. Bu mücadeleye emek, hatta canını veren yiğit devrimcileri saygıyla anıyorum. Emeğinize, mücadelenize sağlık.

Sağlıkla kalın.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI