"Kıdem tazminatına yönelik saldırının üstesinden örgütlülükle gelebiliriz"

Gebze Sendikalar Birliğine üye sendikaların temsilcileriyle, hükümetin ilan ettiği “İstihdam Kalkanı Paketi”ni ve yeniden gündeme getirilen kıdem tazminatının fona devredilmesi planını konuştuk.

17 Haziran 2020 01:00
Paylaş

Arzu ERKAN
Hasret Gültekin KOZAN
Gebze

Hükümet, Kovid-19 salgınına dair alınan tedbirlerin gevşetilmesi ve “Normalleşme” takvimiyle birlikte, bizzat Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı “İstihdam Kalkanı Paketi”ni de halkın önüne koydu. Bu paketle birlikte emekçilerin en önemli haklarından biri olan kıdem tazminatının fona aktarılması da yeniden gündeme getirildi.

Gebze Sendikalar Birliğine üye, üç farklı konfederasyona bağlı sendikaların temsilcileriyle, Hükümetin “İstihdam Kalkanı Paketi” adını verdiği paketin ne içerdiğini ve kıdem tazminatının fona devredilmek istenmesini tartışmaya açtık. Kıdem tazminatının fona devredilmesinin emekçilerin çıkarına olmadığını belirten sendika temsilcileri, buna karşı örgütlenme çağrısı yapıyor.

PETROL-İŞ: AKIL İŞİ DEĞİL

Gebze Sendikalar Birliği Dönem Sözcüsü ve Türk-İş’e bağlı Petrol-İş Gebze Şube Başkanı Eyüp Akdemir, kıdem tazminatının ciddi bir bütçe oluşturduğunu belirtti. Akdemir, “Maalesef bugünkü olağanüstü dönemde bile Türkiye işçi sınıfının bir takım kazanılmış haklarının elinden alınmasına ilişkin bir süreç işliyor. Mesela 1999 depreminin ardından sosyal güvenlik kanunundaki değişikliğin sancılarını EYT mağdurlarıyla yaşadık, gördük. O yüzden bu işi iyi anlatmamız lazım, bunun ardından daha neler gelecek... Sosyal devlet mantığından çıkıp, tamamıyla özel sektörün marifetiyle yapılan bir sistemden bahsediliyor. Bunun adımları yavaş yavaş atılıyor. Kıdem tazminatının çok ciddi bir bütçesi var. Bu bütçeyi çalışma hayatına dair kuracakları sistemde kullanacaklar. Emeklilik ve sağlık hizmetleriyle ilgili adımlar atıldı zaten” dedi.

Hakların korunması için mücadeleden başka yolun olmadığını belirten Akdemir, “Hükümetin geçmişte yaşananlardan ders çıkartmayıp, bunun üzerinden tekrar bir pazarlık konusu haline getirip, kıdem tazminatındaki bütçeyi devlet bütçesinde kullanabilmek gayretinde olması ve sistemin bütününü bozması akıl işi değil. Ne kadar ‘Şu kadar büyüdük, şu kadar geliştik’ deseler de bu paralara ihtiyaçları var. Ama böyle bir durumda bizlerin, sosyal güvenlikteki yapımızın topyekün bozulması, tamamıyla özel sektörün eline bırakılması vahim bir durum. Biz sendikalar gelecek nesillerimizin haklarımızın muhafaza edilmesi için sesimizi yükseltmek ve bunu durdurmak durumundayız. Başka da çaremiz yok” ifadelerini kullandı.

TÜMTİS: ÜSTESİNDEN HEP BERABER GELEBİLİRİZ

Türk-İş’e bağlı TÜMTİS Gebze Şube Başkanı Ali Rıza Atik, geçmiş fonlardan örnekler vererek, “Biz fonların akıbetini yaşayarak öğrendik. Zorunlu Tasarruf Fonu’nun nasıl kuşa döndürüldüğünü, Konut Edindirme Fonu’yla işçilerin nasıl konut sahibi olamadığını gördük” dedi. Kıdem tazminatının kimsenin işçilere bahşettiği bir şey olmadığını vurgulayan Atik, “Bazı koşullar oluştuğunda işçilerin hakkını aldığı bir karşılıktır. Kıdem tazminatı bir zamanlar emekli olan işçi için evdi, arabaydı. Ama bugün bir evin bir balkonu bile değil. Ülkenin kalkınmasında işçilerin emeği var. İş cinayetlerinde can veren, canı pahasına çalışan işçilerin alın terine göz dikiyorlar. Bu tam bir fırsatçılıktır. Evi yanan birinin, arkadan gelip evin içinde kalan eşyalarını almaya benzer. Sermaye sınıfı, patronlar güçlü oldukları dönemde fırsat bulduklarında emekçilerin hakkını elinden almaya çalışır. İşte gün o gündür” diye konuştu.

“Kıdem tazminatı fona devredilirse işçinin bütün güvencesi elinden alınmış olacak” diyen Atik şöyle devam etti: “Süslemeler, güzellemeler yapıyorlar. Neymiş, fona devredilirse bir gün çalışan dahi kıdem tazminatını alabilecekmiş. Elinizden tutan mı var, yıllardır iktidardasınız, çıkartırsınız bir kanun olur biter. Bu durum işçilerin lehine değildir. Böyle bir dönemde insanlar can derdindeyken kıdem tazminatının kalan kırıntısına da göz dikmek tam anlamıyla ahlaksızlıktır. O yüzden ülkenin gerçek sahibi olarak emekçiler, şu sendika, bu sendika demeden yan yana gelmeliyiz. Sermaye sınıfı emekçilerin karşısında bir plan dahilinde duruyor, bizim de üyelerimizi aydınlatmaya, bilgilendirmeye ihtiyacımız var. Bu kararla, inançla ve örgütlülükle saldırıların üstesinden hep beraber gelebiliriz.”

TEK GIDA-İŞ: ÜRETİMİ DURDURURUZ

Türk-İş’e bağlı Tek Gıda-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu da AKP iktidarının 18 yıl boyunca emekçilere yönelik uygulamalarının görülmesi gerektiğini belirtti. Sendika yönetimlerini de eleştiren Durdu, “Bugün geldiğimiz noktada kıdem tazminatıyla ilgili bu iktidarın konuştuğu her şey başlı başına yalandır. Topluma, emekçilere gerçekleri anlatmak için bizlere önemli işler düşüyor. Örgütlü olan yerler zaten gerekeni yapıyordur ama örgütsüz kesimlere bu gerçekleri anlatmamız gerekiyor. Tabanda şubeler bir şeyler yaparken yukarıda, üst düzeyde sadece tiyatro seyrediyoruz” dedi.

Sendikaların şapkayı önüne koyup düşünmesi gerektiğini belirten Durdu, “Pandemiyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti devletinin iflas ettiğini gördük. Fabrikaların dışında kalan küçük işletmeler evinde oturdu, fabrikalar çalıştı. İnsanlara 1000 lira bile doğru düzgün verilmedi. Yine insanlardan para toplayarak yardımlar yapıldı. İşçilere verilen paralar bile işsizlik ödeneğinden verildi. Bu durumda sendikaların aklını başına alması gerekiyor. Herkesin canının yandığı bir dönemde Tek Gıda-İş Sendikası olarak, özellikle konfederasyonumuzun aldığı ‘Kıdem tazminatı kırmızı çizgimizdir’ kararını uygulayacağız. Hükümetin alacağı bu kararda, biz tek başımıza da kalsak örgütlü olduğumuz bütün fabrikalarda üretimi durduracağımızı bir kere daha ifade ediyoruz. Sendikaların şapkasını önüne koyması lazım. Biz bir konfederasyona bağlı 30 sendika başkanını bir araya getiremiyoruz, işçileri yan yana getirmekten, milyonları örgütlemekten bahsediyoruz. Uyanık olmamız gerekiyor, üzerimize düşen görevi iyi yapmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

BİRLEŞİK METAL-İŞ: SALDIRILARA KARŞI DİRENÇ GÖSTERELİM

DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Gebze 2’Nolu Şube Başkanı Necmettin Aydın, verilen mücadelenin yetersiz olduğunu belirterek, “AKP eğer bir reform yapacağım diyorsa kesinlikle işçilere saldırıyor. Bu reformlar, bu kalkanlar, bu açılımlar dile geldikçe bizim kuşkulu bakmamız gerekiyor. Sendikalar olarak diri durmamız gerekiyor. Bizim AKP Hükümetinden olumlu bir beklentimiz yok ancak buna karşı verilen mücadelenin yetersiz olduğunu da biliyoruz” dedi. Kıdem tazminatı tartışmalarına dair tavırlarının net olduğunu söyleyen Aydın, “Kıdem tazminatı tartışmaları AKP’nin geldiği günden bu yana ısıtıp ısıtılıp önümüze getirildi. Bu konuyla ilgili tavrımız ortada. Birleşik Metal-İş olarak fabrikalarda bildiriler okuduk, üretimi durdurduk, refleks gösterdik. Sendikamız ve konfederasyonumuzun bu konuda kararlı duruşu var. Bazı sendikaların fonu destekleme durumu da Hükümeti cesaretlendiriyor. Bu konuyla ilgili mutlaka tepki vermemiz lazım, buna karşı durup kazanılmış hakkımızı geleceğimize aktarmamız lazım. Hükümetin yaptığı bu tartışmaları bizim aleyhimize olarak değerlendiriyoruz” dedi.

15-16 Haziran direnişini hatırlatan Aydın, “15-16 Haziran direnişinin 50. yılını geride bıraktık. Biraz oraya bakmak lazım, ne yapılması gerektiği aslında belli. O dönem ne olmuş, o günün hükümeti DİSK’i kapatmış, sen faaliyet yapamazsın demiş. Bütün kesimlerden işçiler bir olmuş, büyük bir direniş gerçekleştirmişler ve o dönem yasa geri çektirilmiş. Bunlar bizim tarihimiz, yapılabilir. O yüzden karamsar değiliz. Gebze Sendikalar Birliği de mutlaka burada bir şey yapmalı, bu gücümüz var. Hep birlikte bu saldırılara karşı direnç göstermemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

ÖZÇELİK-İŞ: BU KALKAN SERMAYEYE YÖNELİK

HAK-İŞ’e bağlı Özçelik-İş Gebze Şube Başkanı Şerafettin Koç ise sermayeye yönelik yapılan katkıların yanında işçiye yapılanın çok daha az olduğunu belirterek, “Bu kalkan daha çok sermayeye yönelik bir kalkan. Çalışanlar açısından baktığınızda kısa çalışma ödeneği ve bütün konfederasyonların ortak talebi olan işten çıkartmama talebi gerçekleştirildi. Gerçekten işten çıkartmaların kabul edilmemesi bizim açımızdan önemliydi. Böylesi kriz ortamları işverenler açısından fırsata dönüştürülebilirdi, bu fırsatın engellenmesi açısından alınan kararları olumlu buluyoruz. Öte yandan kısa çalışma ödeneğinin devletin bir katkısı gibi sunulmasını da kabul edemiyoruz. İşsizlik Sigortası Fonu üzerinden bize ödenen bu ödenek, çalışanların parası. Bütçeden veriliyormuş gibi yansıtılması doğru değil, bu işçinin kendi öz parası. Ama sermayeye yönelik alınan önlemlerin yanında bize yapılan katkıların çok küçük olduğunu, önemsiz katkılar olduğunu düşünüyoruz” dedi. Türkiye’de bir istihdam paketine ihtiyaç olduğunu söyleyen Koç, “Açıklanan verilere göre işsizlik oranı artıyor. İş aramaktan vazgeçen insan sayısı artıyor, yeni işsizler ordusuna yüz binlerce insan katılıyor ama buna rağmen işsizliğin yüzde 13.2 açıklanması garip. Genç nüfusta bu oran yüzde 25’ler civarında. Dolayısıyla üretime yönelik bir çözüme ihtiyacımız var. Ancak bu açıklanan paketin içerisinde istihdamı ne kadar arttıracağı konusunda endişelerimiz var” diye konuştu.

Kıdem tazminatının geçmişten bu yana problem oluşturduğunu belirten Koç, “Bu kriz dönemleri hükümetler için de fırsat dönemi. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik buhranı ve işsizlik oranını gizleyebilmek için kıdem tazminatını ısıtıp dikkatimizi buraya çekmek istiyorlar. Biz Hak-İş olarak kıdem tazminatında öteden beri bir problem olduğunu düşünüyoruz. Kıdem tazminatını alanların sayısı çok cüzi. Bir çözüme ihtiyaç var ancak Hükümetin bu açıkladığı mıdır, değildir diye düşünüyoruz. Kıdem tazminatı fonu ile ilgili 2001’de üç işçi sendikaları konfederasyonu ve TİSK ile ortak hazırlanmış bir taslak var. O taslak mevcut hakları koruyan bir fon öneriyor. Bugün onun gerisinde olan bir fonu kimse kabul etmez. Biz fondan yanayız ama fonun doğru belirlenmesi gerekiyor. 30 günlük ücret konusunda hassasız” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Milli Savunma Bakanlığı: Haftanin bölgesine "Pençe-Kaplan Operasyonu" başladı

SONRAKİ HABER

Türk-İş Başkanlar Kurulu, "kıdem tazminatı" gündemiyle toplandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa