18 Haziran 2020 00:45

Mata işçileri: Kıdem giderse geçici sözleşmeyle çalışmaktan farkımız kalmaz

Kıdem tazminatının "tamamlayıcı emeklilik sistemi" adı altında gasbedilmek istenmesine tepkiler sürüyor.

Mata Otomotiv işçileri

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Kıdem tazminatının ‘tamamlayıcı emeklilik sistemi’ adı altında gasbedilmek istenmesine işçilerin tepkisi sürüyor. Tuzla Serbest Bölge’de bulunan DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Mata Automotive’de çalışan bir işçi geçmiş deneyimlerinden örnek veriyor: “Bundan önce birçok fabrikada kadroya girebilirim diye çabaladım ama beşinci ayın sonunda kapının önüne koyuldum. Hiçbir hakkımı da alamadım. Kıdem tazminatımız gasbedilirse durumumuz bundan farklı olmayacak.

4 yıldır Mata Automotive’de çalışan bir işçi kıdem tazminatının kendileri için önemini şu şekilde anlatıyor: “2 çocuğum var ve biri lise diğeri üniversite sınavına girecek. Onlara iyi bir eğitim hayatı sunmak zorundayım. İşten ayrılmayı düşünmüyorum ama bu yasa Meclisten geçerse burada çalışan tüm arkadaşlarım güvencesiz şekilde çalışmaya başlayacaklar. Birçok fabrikada çalıştım. Patronun bizi işten çıkartmamasının en büyük engeli kıdem tazminatımız oluyordu. Şimdi bu durum değişirse önümüze bakma şansımız kalmayacak. Kıdem tazminatı elimizde kalan tek koz. Bunu da kaybedersek, çocuklarımızın geleceğini kaybetmiş olacağız.”

"BU İŞİN BEYAZ YAKASI MAVİ YAKASI YOK!"

Mata’da üretim planlama departmanında çalışan bir işçi de kıdem tazminatının etkisini mavi yakalı işçilerin yaşayacağı algısı yaratıldığını ifade ederken bunun yanlış olduğunu söylüyor. İşçi, “Beyaz yaka diye tabir edilen çalışanların durumu üretimde çalışan mavi yakalardan pek farklı değil. Diğer fabrikaları pek bilmem ama biz Mata’da beyaz yakayla mavi yaka iç içeyiz. Onlar gibi makina başlarında çalışmasak da çayımızı birlikte içeriz, sohbetimizi ederiz, her anlamda birbirimize yardımcı olmaya çalışırız. Eğer bu soruna karşı çıkacaksak bunun mavisi beyazı olmaz. Herkes için aynı bugüne kadar verdiğimiz emek elimizden gidecek” dedi.

"SÖZLEŞMELİ İŞÇİ GİBİ OLURUZ"

Uzun süredir işsiz kalıp, yakın zamanda Mata’da işe başlayan bir işçi de daha önce çalıştığı fabrikalarda ise sözleşmeli çalıştığını söylüyor. Genç işçi, “Patronlar yolunu bulmuş. İşleri yoğunlaşınca 5 aylık sözleşmeyle bizi işe alıyorlar. Siparişleri tamamlanınca kapıyı gösteriyorlar. 2 yıl bu şekilde çalışıyordum. Kadroya kalırım diye daha çok çabaladım işe başladığım fabrikalarda. Ama 5. ayın sonunda kendimi kapıda buldum hep. Buraya başlayınca çok mutlu oldum. En azından düzenli bir işim olur diye. Ama bunu (kıdem tazminatı) da kaldırırlarsa sözleşmeli çalışmaktan pek fark kalmayacak. Çünkü sözleşmeli çalışırken işten ayrıldığımızda hiçbir hakkımız kalmıyor. Ne farkı kalıyor ki sözleşmeli çalışmaktan?​” diye konuştu.

"İLERİDE ÇOCUĞUMA NE DİYECEĞİM"

Kıdem tazminatının ‘tamamlayıcı emeklilik’ adı altında kaldırılmasının sadece bugün çalışan işçileri etkilemeyeceğini söyleyen bir işçi de şunları söyledi: “Hangimizin 60 yaşına kadar yaşayacağının garantisi var? O para benim elime toplu şekilde geçmedikçe ne anlamı kalır ki? Bir çocuğum var. Yıllardır kiradayız zaten. Tazminatımızı alırsak en azından çocuğuma bir güvence bırakmış olurum. Birileri zamanında mücadele etmiş, haklar kazanmış. Hepsini kaybettik sayılır. Bir kıdem tazminatımız kaldı. Çocuğum ileride sorsa nasıl kaybettiniz bunca hakkı diye, valla yüzüm kızarır cevap veremem. Bu utancı hiçbir baba yaşamak istemez.”

"TÜM FABRİKALARDAKİ İŞÇİLER YAN YANA GELMELİ!"

Tuzla Serbest Bölge’de birçok örgütlü fabrika olduğunu söyleyen bir işçi de “Başta kıdem tazminatının gasbına karşı birlikteliğimizi elbette başta fabrikamızda sağlamak zorundayız. Ama bu bizim için yeterli olmayacaktır. Sendikalara baktığımızda birçoğu söylemde kalarak işçinin tepkisini yumuşatmaya çalışıyor. Sendikaları da harekete geçirecek birliktelik yaratmamız gerekiyor. Geleceğimizi onların eline bırakmamalıyız. Sendikayı hiçe sayalım demiyorum. Ama önce temsilciler adım atsın diye beklersek geç kalırız. Sadece bizim fabrikamız değil, yanı başımızda olan birçok sendikalı fabrika var. Tüm fabrikalar ortak hareket etmek durumunda. İş kolu, sendika ayırt etmeksizin bu birliği sağlamak en acil işimiz olmalı. Pandemi döneminde olduğumuz için kitlesel katılımlar elbette olmayabilir. Farklı alternatifler geliştirmek durumundayız. Yoksa yıllardır kırmızı çizgimiz diye bağırdığımız kıdem tazminatı elimizden kayıp gidecektir” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Deniz Gezmiş'in kardeşi Hamdi Gezmiş hayatını kaybetti

SONRAKİ HABER

İsveç işçi sendikalarına 4 yıl kadınlar önderlik edecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa