15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi'nin yıl dönümü: Kıdem tazminatımıza sahip çıkacağız

15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 50’nci yıl dönümü nedeniyle Türkiye'nin pek ilinde açıklamalar yapıldı. Kıdem tazminatının fona devredilmek istenmesine tepki gösterilen açıklamalarda, "Kıdem tazminatımıza bedeli ne olursa olsun sahip çıkacağız” denildi.

ESKİŞEHİR'DE KIDEM TAZMİNATI VURGUSU

Eskişehir’de DİSK tarafından 15-16 Haziran işçi direnişinin kutlamasına iktidarın gündeme getirdiği kıdem tazminatı damgasını vurdu. Açıklamada; “Kıdem tazminatımıza bedeli ne olursa olsun sahip çıkacağız!” denildi.

Kutlamada basın açıklamasını okuyan DİSK Eskişehir Bölge Temsilcisi Günay Ayaz, 15-16 Haziran’ın yalnızca anılması gereken bir “tarih” değil, işçi sınıfının elini kolunu bağlama girişimine karşı bir itiraz, sendikal hak ve özgürlükleri savunma direnişi olduğunu vurguladı. 

15-16 Naziran’ın işçi sınıfının burjuvaziye, tüm sömürüye nasırlı ellerin yumruğunu vurduğu gün olduğunu vurgulayan Ayaz; “15-16 Haziran. İşçilerin DİSK’e güvendiği ve sahip çıktığı gündür. Uğursuz kehanetler tutmadı, engeller işe yaramadı. İşçiler fabrikalarda, sokaklarda ve meydanlarda direnerek DİSK’e sahip çıktılar. Tüm baskılara rağmen DİSK yoluna devam ediyor” dedi.

DİSK olarak kıdem tazminatı konusunda bir müzakere sürecinin parçası olduğunu ve bu sürecin son derece hukuksuz ve eşitsiz bir süreç olduğunun altını çizen Ayaz şunları söyledi; “DİSK her zaman her yerde sözünü söyler ve DİSK’in sözü kapalı kapılar ardında, masa başında söylenen sözler değildir. Kıdem tazminatı üreten, üretmeyen, iş arayan hatta iş aramaktan umudunu kesmiş ve yeni doğan çocuklarımızın geleceğidir. Geleceğimizi kimsenin çalmasına izin vermeyeceğiz.” 

GREVSE GREV, DİRENİŞSE DİRENİŞ!

Kıdem tazminatını işveren yükümlülüğü olmaktan çıkaracak, son ücret ile bağını koparacak, iş güvencesi dayanağı olmaktan çıkaracak her türlü dayatmanın, bir müzakerenin değil ancak mücadelenin konusu olabileceğini vurgulayan Ayaz, “Kıdem tazminatı sadece dünün ve bugünün değil geleceğimizin de kazanımıdır. Gençlerimizin ve çocuklarımızın emanetidir. Buradaki asıl amaç kamusal emeklilik sistemini (KES) kaldırmak, ne olduğu belli olmayan Tamamlayıcı Emeklilik Sigortası (TES) ve Bireysel Emeklilik Sigortasını (BES)’i bize dayatmaktadırlar.Buradan çağrı yapıyoruz “şimdi değilse ne zaman?​”; “haydi o zaman genel grev, genel direniş!” deme zamanıdır. 100 yıllık mücadelemiz olan kıdem tazminatını kaldırmaya AKP’nin kıdemi yetmez” dedi. (Eskişehir/EVRENSEL) 

ÇORUM: İŞÇİLERİN ALIN TERİNİN PEŞKEŞ ÇEKİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ

Çorum Emek ve Demokrasi Platformu tarafından 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 50’nci yıldönümü nedeniyle bir basın açıklaması yapıldı.

Kadeş Barış Meydanı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşan DİSK’e bağlı Sosyal-İş Sendikası Temsilcisi Ergül Öztürk, işçilerin sendikal mücadelesinin önünü kesmek için yapılmak istenen yasal düzenlemelere karşı 15-16 Haziran 1970 tarihlerinde gerçekleştirilen büyük işçi eylemlerinin 50. yılını coşkuyla selamladıklarını ifade ederek, “Şanlı direniş 50. yılında yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor” ifadesini kullandı.

Öztürk, işçi sınıfının, tarihinden gelen mücadele deneyimi ile otoriter, baskıcı ve yasakçı düzene geçit vermediğini ve vermeyeceğini vurguladı.

Öztürk, kovid-19 virüsünün yarattığı belirsizlik ortamında işçilerin kıdem tazminatının tasfiye edilerek Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi adı altında fona devredilme girişimlerinin son günlerde giderek hız kazandığını söyledi. Yapılacak düzenleme ile oluşturulacak fonun, işsizlik sigortası fonuna benzer bir zemine dönüştürülmek istendiğini kaydeden Öztürk, “Kısacası; işçilerin alın terinden elde edilecek yeni kaynaklar, sermaye sahiplerine peşkeş çekilmek istenmektedir” dedi.

“İşçilerin birliği sermayeyi yenecek”, “Yaşasın iş-ekmek-özgürlük mücadelemiz” sloganlarıyla sona eren basın açıklamasına Çorum Emek ve Demokrasi Platformu bileşeni siyasi parti, sendika ve demokratik kitle örgütlerinin başkan ve temsilcilerinin yanı sıra KESK ve DİSK’e bağlı sendikaların temsilcileri ve üyeleri katıldı. 

ANTALYA

15-16 Haziran işçi direnişinin 50. yıl dönümünde Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın metnini okuyan Mustafa Yahyaoğlu 15-16 Haziran’ın yalnızca anılması gereken bir tarih değil, işçi sınıfının elini kolunu bağlama girişimine karşı bir itiraz, sendikal hak ve özgürlükleri savunma direnişi olduğunu vurgusu yaptı.

15-16 Haziran’ın sahte, sarı ve güdümlü sendikacılığa karşı işçilerin gerçek sendikacılığı, sınıf ve kitle sendikacılığını savunma eylemi olduğunu belirten Yahyaoğlu “Burjuvazi, tüm sömürüye nasırlı ellerin yumruğunu vurduğu gündür. 1961 Anayasası ve sendikal yasalarla sağlanan haklar siyasi iktidar tarafından sindirilememiştir” dedi.

15-16 Haziran’ın kendiliğinden tesadüfi bir direniş olmadığını söyleyen Yahyaoğlu “Tehlikeyi gören DİSK yönetimi direniş kararı aldı. Direnişin yarattığı etki dengeleri değiştirdi. Başlangıçta yasaya destek veren siyasi partiler direnişten sonra tavrını değiştirdi ve yasaya karşı çıkmaya başladı. Demirel hükümeti yalnız kaldı. Yasa 1,5 yıl sonra 1972’de iptal edildi. Anayasa Mahkemesi yasayı sendika özgürlüğüne aykırı buldu” diye konuştu.

15-16 Haziran’ın ekonomik temelli bir direniş olmadığını hatırlatan Yahyaoğlu “İşçilerin sendikalarına ve DİSK’e sahip çıkma bilincini göstermesi açısından emek tarihinde özgün bir yere sahiptir. Örgütlü birleşik güç yenilemez. Hala görüyoruz ki, üretici güçlerin direnişi 15-16 Haziran, bugün de yolumuza ışık tutuyor. Yaşasın 15-16 Haziran direnişimiz” diyerek sözlerini noktaladı. (Antalya/EVRENSEL)

{{407275}}

{{407146}}

{{407296}}