18 Haziran 2020 00:48

Prof. Dr. Mesut Yeğen: Yürüyüşün tamamlanması için muhalefet ses çıkarmalı

“HDP Türkiye kamuoyuna ve Türkiye’yi yönetenlere de bir şeyler söylüyor. Söylemek istediği zannımca şu: Türkiye’de hem demokrasinin hem de Kürt meselesinin seyri itibarıyla yeni bir sayfa açılabilir."

Fotoğraf: MA

Paylaş

HDP’nin Edirne ve Hakkari’den başlattığı Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü, engellemelere karşın sürüyor. Siyasetin gündeminde yer alan yürüyüşle ilgili Prof. Dr. Mesut Yeğen Evrensel'in sorularını yanıtladı. Muhalefet partilerinin mevcut durumu değiştirmek için HDP’nin desteğine muhtaç olduğunu belirten Yeğen, “Ancak HDP’nin rejim tarafından sıkıştırılmışlığı muhtaç olunan HDP’ye karşı mesafeli kalma lüksünü veriyor muhalefete” dedi. HDP’yi sıkıştırıldığı yerden çıkarmak için muhalefete görev düştüğüne dikkat çeken Yeğen, “HDP eninde sonunda Türkiye’nin 3. büyük partisi, yasal bir parti, kuvvetli bir meşruiyete sahip ve halen Kürt meselesinde başat temsilci ve muhatap. Bu sebeple, HDP’nin Ankara yürüyüşünün selametle tamamlanması için muhalefetin de sesini çıkarması gerekiyor. Hem anayasal bir hakkın ifa edilebilmesi, hem HDP’nin meşruiyetinin onaylanması ve hem de Kürt meselesinde 2016’da kurulan statükonun çözülebilmesi için” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Mesut Yeğen’in sorularımıza yanıtları şöyle:

HDP’nin Edirne ve Hakkari’den Ankara’ya doğru başlatmış olduğu “Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü”ne karşı hükümet ve hükümete yakın basın suçlayıcı ifadeler kullanırken, ana muhalefet de temkinli yaklaşarak “Yürüyüşün zamanı olmadığını” savundu. Pandemi koşullarını da göz önüne alarak, HDP’nin Ankara’ya başlattığı bu yürüyüşü nasıl değerlendiriyorsunuz?

HDP yürüyüşünü önemli buluyorum. Şundan: HDP 2016’da başlayan ve ardı kesilmeyen siyasi darbelerden sonra neredeyse ilk kez bu kadar etkili bir siyasi faaliyete girişiyor. 2016’da başlayan karanlık dönemden çıkmak üzere bir inisiyatif geliştirmek istiyor HDP belli ki. Anladığım kadarıyla, birbiriyle ilişkili en az üç amacı ve muhatabı var bugünkü faaliyetin. HDP, öncelikle seçmenlerine umut aşılamak, partinin halen ayakta olduğunu göstermek, moral vermek ve 2016’yla oluşan statükonun geçici olabileceğini göstermek istiyor. İkinci olarak HDP elbette AKP-MHP harici siyasi partileri muhatap alıyor ve onlara da en az iki şey söylüyor: Sistemin meşru bir aktörüyüm ve mevcut antidemokratik durumdan çıkış ve iktidar değişikliği için desteğimi istiyorsanız meşruiyetimi tanımak zorundasınız. Son olarak HDP bütün Türkiye kamuoyuna ve Türkiye’yi yönetenlere de bir şeyler söylüyor. Söylemek istediği zannımca şu: Türkiye’de hem demokrasinin hem de Kürt meselesinin seyri itibarıyla yeni bir sayfa açılabilir.

Yürüyüşün Edirne ve Hakkari’den Ankara’ya yapılıyor olması, Selahattin Demirtaş’ın cezaevinden yaptığı diyalog çağrısı ve HDP’nin yerel seçimlerde muhalefet adaylarına verdiği desteğin mahiyetine dair izahatı, bütün bunlar HDP’nin 2016’da oluşan statükoyu değiştirmek üzere yeni araçlar ve söylemlerle siyaset yapmaya hazırlandığını ve herkesle diyaloğa hazır olduğunu gösteriyor.

"HDP’Yİ SIKIŞTIRILDIĞI YERDEN ÇIKARMAK İÇİN MUHALEFETE GÖREV DÜŞÜYOR"

HDP’nin yürüyüşü, iktidar blokunun baskılarına maruz kalanlar veya etkilenenler açısından nasıl değerlendirilebilir?

HDP harici muhalefet iki şeyin farkında: 1. HDP desteği olmadan mevcut antidemokratik durumdan çıkış da mümkün değil, iktidar değişikliği de 2. HDP rejim tarafından lanetlenmiş olmaktan ötürü sıkışık durumda. Bu iki faktörün birlikte çalışması bir taraftan, HDP’yle yakınlaşmanın siyasi maliyeti olma ihtimali diğer taraftan muhalefet partilerine HDP’ye mesafeli durma imkanını veriyor. Muhalefet partileri mevcut durumu değiştirmek için HDP’nin desteğine muhtaç, ancak HDP’nin rejim tarafından sıkıştırılmışlığı muhtaç olunan HDP’ye karşı mesafeli kalma lüksünü veriyor muhalefete. Oysa, HDP’yi sıkıştırıldığı yerden çıkarmak için muhalefete de görev düşüyor. HDP eninde sonunda Türkiye’nin 3. büyük partisi, yasal bir parti, kuvvetli bir meşruiyete sahip ve halen Kürt meselesinde başat temsilci ve muhatap. Bu sebeple, HDP’nin Ankara yürüyüşünün selametle tamamlanması için muhalefetin de sesini çıkarması gerekiyor. Hem anayasal bir hakkın ifa edilebilmesi hem HDP’nin meşruiyetinin onaylanması ve hem de Kürt meselesinde 2016’da kurulan statükonun çözülebilmesi için.

"DEVLET KÜRT MESELESİNİN MÜZAKERE KONUSU OLMASINI İSTEMİYOR"

Yürüyüşün başlayacağı 15 Haziran gecesi Irak Kürdistan bölgesinde bulunan Mahmur Kampı, Şengal ve Kandil, TSK’ye ait savaş uçakları tarafından eş zamanlı olarak bombalandı. Hava saldırısının eylemin başladığı güne denk gelmesi tesadüf mü?

Bu türden hava operasyonları malum epey zamandır yapılıyor. O itibarla bir denk gelme olabilir de olmayabilir de. Lakin, devlet Kürt meselesinin yeniden demokratik siyasetin ve müzakerenin konusu haline gelmemesi için elindeki imkanları daha epey bir zaman kullanmak isteyecektir. Bu da açık. (İstanbulEVRENSEL)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

AYM, Leyla Güven ve Musa Farisoğulları hakkında 25 Haziran'da karar verecek

SONRAKİ HABER

Almanya Gütersloh’da et fabrikasında çalışan 7 bin kişi karantinaya alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa