Metal işçileri: Kıdem tazminatı için sendikalar ortak davranmalı
Türk Metal'in örgütlü olduğu Ankara'daki Türk Traktör ve Man fabrikalarında çalışan işçiler kıdem tazminatının gasbına karşı sendikaları ortak tutum almaya çağırıyor.
Fotoğraf: Evrensel
Hasan KARA
Ankara
Kıdem tazminatının fona devredileceği Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’ni konuştuğumuz çeşitli fabrikalardan metal işçileri, bunun patron ve hükümetin işine yarayacağı bir sistem olduğunu söylüyor. Emekliliğin artık hayal olduğunu belirten işçiler sisteminin kendi lehlerine değişmesini istiyor. İşçiler, sendikalara kıdem tazminatının gasbına karşı ortak tutum alma çağrısı yapıyor.
Türk Traktör’de çalışan bir işçi, “Kıdem tazminatının fona devredilmesini hükümet pişirip pişirip önümüze getiriyor. Hükümetin elindeki para bittiği için böyle yeni fonlar oluşturuluyor. İşsizlik fonu gibi bir sistem isteniyor benim anladığım. Yani aslında işçiden çok patronların kullandığı bir sistem. Patronun ve hükümetin başı sıkışınca elinin altında para olsun maksadıyla gündeme getiriliyor diye düşünüyorum. Buna karşı sendikalar ortak davranmalı. İşçinin en büyük güvencesi olan kıdem tazminatı elimizden alınmamalı. İşçiler de buna izin vermemeli” ifadelerini kullandı.
10 yılı aşkındır fabrikada çalışan bir Türk Traktör işçisi ise "Sürekli gündeme getirmeleri yüzünden bunu ciddi ciddi istediklerini anlıyoruz. Aslında bu işçinin olduğu gibi patronun da işine gelmeyen bir sistem. Çünkü bu hayata geçirilirse kesinlikle çok büyük bir tepki oluşur ve zaten sıkıntılı olan ülke ekonomisini etkileyecek düzeyde eylemler yapılır. Patron da zarar eder bu durumda. Bunu en çok isteyenin ben de hükümet olduğunu düşünüyorum” dedi.
"MİTAŞ’TA HAPŞIRSAN BURADA DUYULUR"
Bir başka Türk Traktör işçisi de salgın sürecinde iş korkusu ve geçim sıkıntısı yaşadıklarını belirterek geçtiğimiz hafta Mitaş fabrikasında en az 24 işçinin konavirüse yakalandığını hatırlattı: İşçi şunları aktardı: “Mitaş bizim fabrikanın dibinde. Orda hapşırsan burada duyulur. Sağlık ekipleri falan geldi Mitaş’ın önüne. Sonra Mitaş’ı bir süreliğine kapattılar ama biz de tedirgin olduk. Bizim fabrikada şu ana kadar tek tük vakalar çıktı ve genel olarak herkes halinden memnun gibi. Her saat başı maske değiştirebiliyoruz ama şu an Ankara’da vaka sayısı çok artmış durumda. Sağlık Bakanlığının uygulamasındaki haritadan baktığında da genelde düşük gelirli kesimin oturduğu bölgeler kıpkırmızı görünüyor. Yani bu salgın döneminde can korkusundan ziyade iş korkusu ve geçim sıkıntısı ağır bastı.”
"EMEKLİ OLACAĞIMIZI DÜŞÜNMÜYORUZ"
Man otobüs fabrikasında İŞKUR üzerinden çalışan bir işçi, kıdem tazminatının işçinin en büyük güvencesi olduğunu vurguladı. Bu konudaki planlara karşı tepki gösterilmesi gerektiğini belirten işçi, “Özellikle benim gibi genç işçilerin çoğunda emeklilik beklentisi yok. Kimse emekliliğini göreceğine inanmıyor. O yaşa kadar bu çalışma temposuyla yaşayıp yaşamayacağımız bile belli değil. İşveren her zaman maliyeti düşünüyor. Kıdem tazminatını da bu mantıkla bir yük olarak görüyor” dedi.
İŞKUR’LU OLMAK ‘HARRANLI’ OLMAK DEMEK
Fabrikada binden fazla İŞKUR’lu işçinin çalıştığını anlatan işçi, bu nedenle aynı haklara sahip olamadıklarını anlatıyor: “Biz işe girerken sendika bize ‘Sendikalı işçilerden farkınız olmayacak’ demişti. Ancak geçen gün benim gibi İŞKUR’lu olan bir arkadaş sendikanın götürdüğü otellerden birinde tatil yapmak istediğini sendikacılara söylediğinde, ‘Sen sendikalı değilsin, o yüzden bu sizi kapsamıyor’ yanıtını aldı. Aklıma Kemal Sunal’ın repliği geldi, ‘Onlar sendikalı da biz Harranlı mıyız?’ Yani İŞKUR’lu olmak demek Harranlı olmak demektir. Fabrikada aynı şartlarda çalışıyoruz ama ücret, sigorta, haklardan yararlanma konusunda çok daha gerideyiz” dedi.
"HER GÜN 20 KİŞİ YÜKSEK ATEŞ YÜZÜNDE GERİ GÖNDERİLİYOR"
Başka bir Man işçisi de zaten ekonomik kaygıların insanları yıprattığını, geçim sıkıntısının çok arttığını ifade ederken, bir de bunun üstüne kıdem tazminatının gasbedilmek istenmesine tepki gösterdi. Man işçisi, “Elimizde bir kıdem tazminatı kalmıştı. Onu da almak istiyorlar. Canımızın derdine bile düşemedik. Herkes bu virüse yakalandığını düşünüyor. Ben bir aydır halsiz hissediyorum, sürekli öksürüyorum. Buna rağmen çok yoğun bir tempoda her gün işe gidip geliyorum. Her gün 20-25 kişi kapıda yüksek ateş nedeniyle geri gönderiliyor. Bu hafta bin civarında kişiye test yaptılar fabrikada. Bu testten önce 11-12 kişinin virüse yakalandığı söylentisi vardı. Hâlâ ailemize bulaştırırız diye tedirgin oluyoruz. Ama öte yandan da çalışmak zorunda kalıyoruz” ifadelerini kullandı.
Kovid-19 salgını nedeniyle 2021’deki yurt dışı otobüs siparişlerinin iptal olduğunu ifade eden başka bir Man işçisi, “Yeni fabrika kurma projeleri söz konusuydu. İşi büyütmek istiyorlardı. Sürekli otobüs sayısında artış vardı. Ama salgından sonra siparişler iptal oldu. Şu an fabrikanın planındaki otobüs sayısı 2021’in ocak ayına kadar götürür. Ondan sonra işten çıkarmalar başlar. Şu an bine yakın İŞKUR’lu var ve önce onlar işten çıkarılabilir” diyor.