İskender Bayhan: Halk ve halktan yana bilim insanları virüsle baş başa kaldı

Gazeteci İskender Bayhan, artan Kovid-19 vakalarını ve kıdem tazminatının fona devrini Gündem Özel'de değerlendirdi.

18 Haziran 2020 14:00
Paylaş

Gazeteci İskender Bayhan, artan Kovid-19 vakalarını ve kıdem tazminatının fona devrini Zeliş Irmak'ın sunumuyla Gündem Özel'de değerlendirdi.

İskender Bayhan'ın değerlendirmelerinden satır başları şöyle:

Sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde de salgının etkili olduğu bütün ülkelerde hükümetler, devletler bütün sorumluluklarını yerine getirmiş ve topu vatandaşa bırakmış, bu iş artık vatandaşın disiplin, görgü, kurallara uyma işi olarak ilan edilmiş durumda. Hükümetlerin bundan sonra salgına dair hiçbir sorumluluk almayacağının açık ilanı gibi. Avrupa’da da böyle.

Türkiye’de Sağlık Bakanı’nın açıklamalarına bakıyoruz, bakanlığın sorumluluğu ne, hükümetin sorumluluğu ne, ne yapması lazımla ilgili tek bir cümle kurmuyor. Halkın, vatandaşın yapması gerekenleri anlatıyor. Hükümet bu sürece dair iyi olan, başarılı olan, olumlu olan ne varsa bunları biz yaptık diyor, ama halk kurallara uymuyor onun için de vakalar artıyor, imasında bulunuyor. Bu tutum kapitalizmin, devletlerin virüs karşısındaki yenilgisidir bir açıdan da. Bunu kabul ettiler ve havlu attılar. Bu virüsle mücadele etmek değil. Halk, halktan yana bilim insanları ve virüs artık baş başa kaldı. Sistem yenildi, sistem teslim oldu, hükümetler virüse teslim oldu ama şimdi mücadeleyi halk, bilim insanları ve sağlık emekçileri omuzlayacak ve önümüzdeki dönem virüs karşısındaki tabloyu onların direnci tayin edecek.

Bugüne kadar halk sağlığı için ciddi tedbirler almış değillerdi. Yeni duruma göre ne tedbirler alınabilir kısmını ise hepten bıraktılar.

Bütünüyle artık sistemin ihtiyaçları için virüs yokmuş gibi çarkları döndüreceklerini ilan ettiler. Virüsle mücadeleyi terk etmiş durumda iktidar. Bu sistem virüsle mücadele edemez. Bunu açık olarak ilan etmiş durumda bütün hükümetler ve devlet yönetimleri.

EMEKÇİ ÇOCUKLARI YKS VE LGS’DE CİDDİ BİR SORUNLA YÜZ YÜZE

Sağlık Bakanı, Milli Eğitim Bakanı ve Cumhurbaşkanlığı. Bu üçü ilk elden sınavlarla ilgili kararlar alabilirler. Ama bu dönemde bu koordinasyonun bile olmadığını görüyoruz.

Türkiye’de zaten eğitim sistemi tepetaklak duruyor. Sınavı nasıl sağlıklı yapabiliriz diye düşünmenin alemi yok. Türkiye’de eğitim sisteminin kendisi zaten sağlıksız. Bozuk eğitim sistemi için en riskli koşullarda sınav yapılacak. Burjuvazinin en üst kesimleri ve onların çocukları bir tek korunaklı durumda. Bir tek onların çocuklarının gelecekte biraz daha iyi bir eğitim alabilmek için bir yarış içine girmesine gerek yok. Onlar dışındaki bütün toplum kesimlerinin çocukları YKS ve LGS’de ciddi bir sorunla yüz yüze.

KAPİTALİST İŞÇİNİN SAĞLIĞINI DÜŞÜNMEZ

Tüm fabrika ve işyerlerinde test yapmadılar çünkü maliyeti yüksek. Aynı zamanda test sonuçlarının olumsuz çıktığı koşullarda alınması gereken tedbirler var. O tedbirleri de almak istemiyorlar. Herhangi bir çalışma alanında 3 kişinin Kovid-19 testi pozitif çıksa, diğer işçileri de karantinaya almanız gerekiyor. Antikor testlerinin uygulanmaya başlamasının sebebi de kontrollü bir şekilde durumu görmek istiyorlar. Sağlıklı bir işçi bir kapitalistin en çok isteyeceği şeylerden biri. Ama bu ilkeyi terk edeli çok oluyor. İşyerinde kendini asan işçinin yanında üretimi durdurmayan bir kapitalist işletme test meselesi olunca işçinin sağlığını düşünür mü? Salgın koşullarında sağlıklı işçiye bakmaz kapitalist. Yetişmiş iyi bir iş gücü varsa onu son ana kadar sömürüp elden ayaktan düşünce diğeriyle yürümeye bakar.

KIDEM TAZMİNATINDA SON SÖZÜ İŞÇİLER SÖYLEYECEK

Kıdem tazminatı tartışması 11 Kalkınma Paketiyle birlikte kararlı bir şekilde gündeme geldi. Türkiye’de tek adam yönetimi sömürüde ve işçilerin kırıntı halinde de olsa kalan temel kazanılmış haklarını gasbetmede çok mahir, çok usta ve çok fırsatçı bir hükümet. Çünkü önümüzde salgın süreci içinde kıdem tazminatına dair ciddi adımlar atacaklarını ilan ettiler.

Kıdem tazminatı hakkını gasbettirmemek için işçilerin tutacağı yol 15-16 Haziran yolu. İşyerlerinde sağlam bir örgütlenmeyle bu fonun olup olmayacağını sendikalar hükümet temsilcileri sermaye temsilcileri bunların bir araya gelip karar vereceği iş değil. Son sözü işçiler söyleyecek. (WEB TV)

ÖNCEKİ HABER

Yeni Zelanda’da 7.1 büyüklüğünde deprem

SONRAKİ HABER

Tarım işçilerini taşıyan minibüs kamyonla çarpıştı: 1 ölü, 7 yaralı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa