19 Haziran 2020 11:10

Tersane işçisi Doğan: Aynı gemideyiz ama biz balast tankında onlar kaptan köşkünde

21 yıldır Tuzla tersanelerinde işçilik yapan Ali Doğan, salgın döneminde tersanelerde yaşanan sorunları anlattı.

ARŞİV | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İş cinayetlerinin en çok yaşandığı alanlardan biri tersaneler. İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre, 2013 yılından 2019 yılına kadar toplam 179 tersane işçisi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. 2008 yılında işçilerin gösterdiği tepkiler ve yaptığı eylemlerle gündeme oturup, öncesine göre kısmı iş güvenliği önlemleri alınsa da tersanelerde her gün onlarca iş kazası yaşanmaya devam ediyor. Fakat yaşanan bu iş kazaları, yaralanan işçilerin tedavi altına alındığı kimi özel hastanelerle anlaşmalı taşeron firmalarca örtbas ediliyor.

TAŞERON YUVASI

Pandemi döneminde bile Tuzla Kaymakamlığndan alınan özel izinle çalıştırılan işçilerin önlem olarak yalnızca ateşleri ölçülmüş, ancak hayati öneme sahip olan F1 filtreli maske verilmediği ortaya çıkmıştı.

Tuzla tersanelerinde 21 yıldır işçi olarak çalışan Ali Doğan, tersanelerde dünden bugüne devam eden sorunları ve emek sömürüsünü anlattı.

TERSANE PİYASA KANUNU

Tersane işçilerinin yaşadığı en büyük sorunların başında taşeron sisteminin geldiğini söyleyen Doğan, taşeron firmalardan dolayı hem ücret hem de uzun süreli çalışmalarda ciddi sorunlar yaşandığını dile getirdi. Taşeron firmaların alınan işe göre işçi çalıştırıldığını belirten Doğan, iş bittikten sonra 3 ay çalışan bir işçinin rahatlıkla işten çıkarıldığını ifade etti. Yine taşeron sisteminden dolayı yevmiyeli işçiliğin fazla olduğunu vurgulayan Doğan, kalifiye işçiliği azaltan bu durumun iş kazalarına ve iş cinayetlerine davetiye çıkardığını vurguladı. Doğan, yevmiye usulü çalışmanın taşeron firmalar tarafında adeta ‘tersane piyasası kanunu’ haline getirildiğini söyledi.

YÜZLERCE İŞÇİ ÖLDÜ

Tersane işçilerinin iş güvenliği ve iş sağlığı konusunda geçmiş yıllarda çok daha ciddi sorunlar yaşadığını anlatan Doğan, verdiği mücadele sonucunda alınan önlemlerle ancak iş cinayetlerinin azaldığını kaydetti. Doğan, o yıllarda yaşanan iş kazalarını ve iş cinayetlerini şu sözlerle anlattı:

“Bir dönem iskele bile uzman kalifiye işçi olmadan kuruluyordu. İskele sağlıklı kurulmadığı için de birçok kaza ve iş cinayeti meydana geliyordu. Kaynak bölümünde çalışan arkadaşlarımıza iş güvenliği sağlanmadığı için iş cinayetleri ve kazalar oluyordu. Yine tersanelerde çok meşhurdur, filika testinin yapılması. Normalde filikanın içi kum torbalarıtla doldurulup, denize atılır öyle test edilirdi. Ama trajikomiktir tersanelerde filikanın içine işçileri bindirip denize attılar. Kimi işçi arkadaşımız bu testlerde boğularak öldü. Keza patlamalar, düşme gibi birçok olayda arkadaşımız ya iş cinayetine ya da iş kazasına kurban oldu.”

Bu tarz vakaların azaldığını belirten Doğan, önlemlerin yüzlerce işçi öldükten sonra alındığını ifade etti.

İŞ KAZALARI ÖRTBAS EDİLİYOR

Tersanelerde iş kazalarının hala sürdüğünü ancak bu kazaların taşeron firmalarla ile özel hastanelerin kurdukları ilişkiden dolayı örtbas edildiğini söyleyen Doğan, şunları belirtti:

“Örneğin göze çapa kaçma, düşüp bir yerlerini kırma, çekiçle parmağını ezme vs. gibi vakalar çok ağır vakalar değilse, iş kazası olarak yazdırılmıyor. Bunların iş kazası olarak yazılması için ya işçi örgütlü olacak ya da tedavi ettiği doktor vicdanlı olacak. Tabi firmaların iş kazasından sakınmalarının sebepleri var. Firmaların bir sicili vardır. O sicile çokça iş kazası yazılmışsa, onun hem SGK’de hem de tersaneler arasındaki prestijinde düşüş oluyor. Tersane sahibi taşerona iş verecekse bu sicilden dolayı iş vermeyebiliyor. Bunları örtbas etmek için iş kazası yazdırılmıyor. İşçi de işten atılma korkusuyla buna razı geliyor.”

230 İŞÇİNİN TESTİ POZİTİF ÇIKTI’

Salgının en yaygın olduğu dönemde bile tersane işçilerinin çalıştırıldığını anımsatan Doğan,  “Tersane işçisi için hayati öneme sahip olan ve yıllardır kullandığı F1 filtreli toz maskesi dahi verilmemeye başlandı. Yani anlayacağınız patronlar ‘korona fırsatçılığı’ yaptı. Bir firma dışında Kovid-19 testi yapan işyeri olmadı. Bu firmada da 30 kişinin testi pozitif çıktı” diye belirtti.

TESTE RAĞMEN ÇALIŞTIRILDI

Bu firmada test yaptıran bir arkadaşlarının Kovid-19 şüphesi olmasına rağmen test sonucumuz çıkana kadar 3 gün çalıştırıldığını söyleyen Doğan, “Ustabaşı ‘işimiz acil geleceksin’ diyor. 3 gün sonra test sonucu pozitif çıkıyor. Zaten ondan sonra firma işçilerine test yapıyor ve 30 işçinin salgına yakalandığı ortaya çıkıyor. Tersane patronlarına sorsanız her türlü önlemleri aldıklarını söylerler. Önlem yalnızca ateş ölçmekle mi oluyor?​” diye sordu.

'İŞÇİ MÜCADELE ETMEYİ GÖZE ALMALI'

Pandemiye rağmen tersane işçileri olarak çalışmak zorunda kaldıklarını kaydeden Doğan, sendikaların da salgın boyunca işçilere sahip çıkmadığı eleştirisinde bulundu.

İşçiler için mücadele eden birkaç sendikanın ötesinde diğer sendika yöneticilerinin yatacak yeri olmadığını ifade eden Doğan dayanışmanın önemine dikkat çekerek “Bu anlamda işçilere de büyük sorumluluk düşüyor. Ekmeğini kazanmak için ölümle burun buruna gelen işçi, mücadele etmeyi de göze almalı” dedi.

‘AYNI GEMİDEYİZ’ SÖYLEMİ

İşçilerin birleşerek örgütlü bir şekilde hareket etmelerinin önemi üzerinde duran Doğan, “Tersane işçisinin yapması gereken en temel şey, üretimin en başından en sonuna kadar dümene geçmesidir. O dümene en başından beri geçse, örgütlenip kenetlenecek. Ülke ekonomik krizle boğuştuğunda hep ‘aynı gemideyiz’ diyorlar. Evet, aynı gemideyiz ama biz balast tankındayız, onlar ise kaptan köşkünde. Gemi su aldığında ilk ölecek olan biziz. Ama işçiler bunların hepsini bir gemiye bindirip ve o gemiyi su aldırıp, bu sistemi batırabilir. Onun için tek bir yol vardır; birleşip, örgütlenmek” dedi. (İstanbul/MA)

ÖNCEKİ HABER

"Sağlık Bakanlığının 'ödül' dediği 'tavandan ödeme', ücrette adaletsizliği artırdı"

SONRAKİ HABER

Cam Keramik-İş: Kıdem tazminatı emekçiler lehine geliştirilmeli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa