İlhan Soytürk’ten iki kitap
Tacim Çiçek, İlhan Soytürk'ün "Adil Demir Sitesi" ve "Çerez Günler Eşiği" isimli kitaplarını yazdı.
Fotoğraf: Facebook
Tacim ÇİÇEK
“bunca yıldan sonra/ neden konuşulmaz, bir el uzanmaz/ çocukların öldürüldüğü coğrafyada/ kim bilir kimler safariye çıkıyor/ kirletilmiş zaman olsa da yeni düşler olacak/ biliyorum kanadı kırık bir güvercin/ kanasa da sevdası yarına zeytin dalı taşıyacak” (ölüm safarisi)
Yaklaşık yirmi yıl önce onun Yitik Zamana Ağıt adlı ilk şiir kitabı için “İyi bir şarap ustası olan ilhan Soytürk aynı titizliği, emeği ve işçiliği şiirine de göstermeli” demiştim. Gerçekten de “Aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz, akıp giden başka sulardır.” diyen Filozof Herakleitos haklıymış. 1958’de Sivas/Gemerek Kocaoğlu köyünde dünyaya gelen yazar, ilk ve orta öğretimi ilçesinde okuduktan sonra Adana Düziçi Eğitim Enstitüsünden mezun olup çeşitli illerde sınıf öğretmenliği yapar. İzmir’de çalışırken emekli olur ve benim de kadim dostlarımdandır. İlhan daha çok çocuklar için güzel ve etkili kitaplar yazmıştır. Büyükler için bir öykü ve adını andığım şiir kitabı vardır. Yazdığı çocuk kitapları ödül de almıştır.
İzmir’in 150. belediyecilik yılı dolayısıyla Heyamola Yayınevinin İzmirim Kitapları sersinde yayımlanan (Nisan 2019) Adil Demir Sitesi adlı yaşanmışlık içerikli kent kitabında sadece bir bölgeye adını veren bir sitenin gelişimini, insan sıcaklığını değil aynı zamanda İlhan’ın nasıl yazmaya başladığını, nelerin onu etkilediğini ve bu yazma sürecinde yolunun kimlerle kesiştiğini ki beni de hayrete düşürecek denli (Birkaç ufak tefek kusuru saymazsak ki bunlar devede kulak bile sayılmaz) ustaca yalın ve içtenlikli bir anlatımla dillendirdiğini öğrenecektir…
Okumaya başladığımda aradan geçen yirmi yılda onun daha da yetkinleştiğini, işçiliğe daha çok önem verdiğini ve elinden gelenin daha iyisini yapmaya çalıştığını görmek gönendirdi beni. Hele, mayıs 2020’de Klaros Yayınları tarafından yayımlanan Çerez Günler Eşiği adlı şiir kitabı, dili, sadeliği ve konuların insani olup yüreğe dokunması beni daha da şaşırttı. Çünkü herkes bilir ki şiir genelde ‘dil’dir. İşçiliktir. Seçerek azaltmak ve daha rafine hale yapmak için dizeleri… İyi bir şarap ustası arkadaşım aynı titizliği ve işçiliği bu kez şiirleri için de göstermiş, damıtarak kendi şiirini kurmuştur demek asla bir abartı olmasa gerek…
İkinci şiir kitabında da ad olan uzun şiirden tadımlık bir alıntıyla bitirmek istiyorum yazımı…
“sevdalı,/ bir ince gülüş mü arayacaksın,/ şiir bahçesiyle avunan şairler mi/ yoksa, yüreğiyle yaşamak için/ meydanlardan taşan insanlar mı?/ bu açmaz sevdanın yollarında/ bin türlüsü var sevmediğim, sevemediğim/ dilimin demeye yetmediği insancıklar içinde”