21 Haziran 2020 00:01

CHP’li Utku Çakırözer, Silivri’deki gazetecileri ziyaret etti

CHP Milletvekili Utku Çakırözer, Silivri Cezaevindeki tutuklu gazetecileri ziyaret etti, "Artık bu hukuksuz tutukluluk bitmeli, gazeteciler özgür kalmalı” dedi.

Utku Çakırözer, Silivri Cezaevi önünde | Fotoğraf: Basın bülteni

Paylaş

Cezaevlerindeki görüş yasaklarının sona ermesinin ardından CHP’nin gazeteci kökenli milletvekili Utku Çakırözer, Silivri Cezaevindeki tutuklu gazetecileri ziyaret etti.

4 aydır Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve Odatv Muhabiri Hülya Kılınç; Yeniçağ Gazetesi Yazarı Murat Ağırel; Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik ile Yeni Yaşam Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser ve Yazar Ahmet Altan ile görüşen Çakırözer, 24 Haziran’da ilk kez hakim karşısına çıkacak gazeteciler için özgürlük çağrısında bulundu.

Salgın döneminde cezaevlerinde yaşananlar hakkında bilgi alan Çakırözer, “Zaten haksız hukuksuz cezaevinde yatırılan gazetecilere yönelik tecrit salgın döneminde daha da ağırlaşmış durumda. 4 aydır aileleri ile açık kapalı görüş yapamıyorlar. Tek bir ses dahi duymuyorlar. Artık bu hukuksuz tutukluluk bitmeli, gazeteciler özgür kalmalı” dedi.

Gazeteciler Silivri’de görüştükleri Çakırözer’e salgın döneminde cezaevi koşulları ve tutukluluk durumlarına ilişkin yaşadıklarını anlattı.

TERKOĞLU: TECRİTTEN SONRA SAVUNMAYA DA KISITLAMA

Tutuklu gazetecilerden Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu şunları söyledi:

“Tutuklandığımız günden bu yana 4 aydır tecrit altındayız. Eşimi üç ay sonra bugün ilk kez gördüm. Burada salgın nedeniyle tüm cezaevlerinde uygulanan bir tecrit var. Ama bir de bu davaya, bizlere özel bir tecrit var. Geldiğimizden beri her birimizi 4 aydır tek başımıza tutuyorlar. Salgın nedeniyle avukat görüşleri açık yapılamıyor. Bu süreçte bizim avukatlara, avukatların bize verdikleri evraklar denetime tabi oluyor. Oysa avukat görüşlerinde içerik denetimi olamaz. Bazen verdiğimiz evrakı infaz koruma görevlisi geri getiriyor. Buna ne gerek var deniyor. Tartışıyoruz sonra yine gönderiyoruz. Yani savunma hakkımız kısıtlanıyor. Buna baroların itiraz etmesi gerekir.”

PEHLİVAN: CENAZEYİ DUYURAN MUHTAR TANIK, YAZANLAR SANIK!

Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan da yargılamaya konu cenaze haberini MİT Kanununa aykırılık teşkil etmemesi için büyük özenle yaptıklarının altını çizerek şunları söyledi:

“Şaşırma duyusunu yitirmemeye, alışmamaya çalışıyorum. Biz bu iddianameler gibisini çok gördük. Ama ‘bunlar böyle’ diye bu hukuksuzluğu kabullenemeyiz. Bir fotoğraf yüzünden 4 aydır tutukluyuz. Fotoğrafta siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar demişiz. 'Hayır, siz MİT mensuplarını fotoğrafladınız’ deniyor. Orada MİT mensupları olduğunu bilsek koymazdık. Ortada aslında suç yok. Yargılanan gazetecilik!"

AĞIREL: BURADA TUTMAK İÇİN YENİ DAVALAR AÇILIYOR

Yeniçağ Gazetesi Yazarı Murat Ağırel de 100 gündür haksız yere özgürlüğünden mahrum bırakıldığını belirterek, “İki dosyayı birleştirdiler. Odatv, ben ve Yeni Yaşamcılar 6 tutuklu sanık aynı davadayız. Ama bizim birbimizle irtibatımız yok. HTS kayıtlarımız yok. Baz istasyonunda birbirimizin yanından dahi geçmiyoruz. İnsanın bu iddialara baktığında akıl ve mantığını yitirmesi işten bile değil. Üstüne bir de tecrit uygulanıyor. İlk duruşmada 24 Haziran’da tahliye edilmemiz gerekir. Beni burada tutmak için başka davalar da açılıyor. Kitabımda belgelerini ortaya koyduğum yolsuzluklarda ismi geçenlerin hepsi İsmail Kahraman, Berat Albayrak, Bilal Erdoğan, düğmeye basılmış gibi tek tek davalar açmaya başladılar” dedi.

KILINÇ: BİZİM TARAFIMIZ DOĞRUNUN, HAKLININ YANI

Odatv Muhabiri Hülya Kılınç da 104 gündür tutukluluğunun ve tecrit halinin devam ettiğini söyleyerek, “Ama moralim çok iyi. Çünkü haklı olduğumu biliyorum. Haksızlığa, hukuksuzluğa uğradığımı herkes biliyor. Buradan daha çok üzüldüğüm tek şey var ise o da Müyesser Yıldız’ın tutuklanması. Bizler direneceğiz ve beraat edeceğiz. Çıktığımızda da yazmaya gazeteciliğe devam edeceğiz. Bizim tarafımız doğrunun, haklının yanıdır” mesajını verdi.

KESER: ARTIK KENDİMLE KONUŞUR HALE GELDİM

Aynı davadan tutuklu Yeni Yaşam Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser de “24 Haziran’da neyin savunmasını yapacağız ben de bilmiyorum. Sohbet hakkımız bile yok burada. Artık kendi kendimle konuşur hale geldim. Bu sağlıklı değil. Bizim aynı gazeteden Ferhat Çelik ile bir arada kalma dilekçelerimize yanıt bile verilmedi. Adnan Oktarcılar bir dilekçe verse istedikleri yapılıyor. Bizden sonra başka suçlardan tutuklananlar oldu. Hemen istedikleri koğuşlara verildiler. Ama bizim bir arada kalma dilekçelerimizin birine bile yanıt verilmedi” dedi.

ÇELİK: KES KOPYALA CASUSLUK

Yeni Yaşam Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik de “İddianameye bizim gazetede çıkan haberleri koymaya utanmışlar. Çünkü kes kopyala bir haber o. Kaynak belirterek yazmışız. İçinde MİT geçmiyor. İsim vesaire yok. Bundan casusluk üretiyorlar. Birlikte tutuklandığımız ve yargılanma olduğumuz isimleri tanımıyoruz. Tabii ki gazeteciliklerine saygımız var ama görüşlerimiz farklı. Twitter'da takip dahi etmiyorum. Onlar da bizi tanımıyor. Hepimizi bir torbaya neden koyma çabasındalar hâlâ anlamadım” dedi

ÇAKIRÖZER: 24 HAZİRAN’DA ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ

Çakırözer de 24 Haziran’da ilk kez hakim karşısına çıkacak olan gazeteciler için özgürlük çağrısında bulunarak, “Bu gazetecilerin bildikleri işi yapmış, haber yapmış. Ortada hiçbir suç unsuru yok. Derhal serbest bırakılmaları gerekir. Cezaevinde gördükleri tecrit de ayrı bir cezalandırma. 24 Haziran’da serbest kalmalılar. Artık haberden terör, gazeteciden terörist yaratılmasından vazgeçilmelidir” dedi.

MASKE VE ELDİVEN ŞART

Çakırözer, salgın döneminde ziyaret ettiği Silivri Cezaevinde yaşananları ve koronavirüs önlemlerini de şöyle aktardı:

  • Karayolundan Cezaevi’ne saptığınızda iki kez jandarma araması var. Cezaevi kampüsünün girişinde yine jandarma beyaz önlükler ve maskelerle görev yapıyor.
  • İçeride cezaevinin girişinde kayıt noktasında tüm girenlere maske ve eldiven veriliyor. Tüm aile, avukat, ya da milletvekillerinin maske ve eldiven takması zorunlu.
  • Görüşmeler ailelerle cam arkasından telefonla yapılıyor. Avukatlarla ise arada plastik bir örtünün olduğu kabinde telefonsuz yüz yüze yapılıyor. Her görüşme sonrası görüşme kabini ve telefonlar dezenfekte ediliyor.
  • Aile görüşleri başladı. Ama sadece bir kişiye izin veriliyor ve kapalı görüş yapılıyor. Telefon görüşmeleri ise 10 dakikadan 20 dakikaya çıkarıldı.
  • İnfaz koruma memurlarıyla tutuklu ve hükümlülerin tek teması yemek dağıtımında oluyor.
  • Cezaevi içindeki infaz koruma görevlileri 15 gün aralıksız cezaevinde kalıyor. Evlerine gitmiyor. Daha sonra 15 gün evlerinde ve 15 gün de karantinada kalıyor.
  • Hastaneye sevkler acil durumlar dışında durmuş durumda. Gazeteler bir gün bekletilerek veriliyor. (MEDYA SERVİSİ)
ÖNCEKİ HABER

Rıfat Doğan: Gazetecinin ahlakı kalemine çamur bulaştırmamaktır

SONRAKİ HABER

İHD’den Dünya Mülteci Günü açıklaması: Herkes için insan hakları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa