21 Haziran 2020 00:53

Muhalefet partileri ve kadın örgütleri: Çocuk istismarının affı gündem dahi edilemez

Muhalefet partilerinin milletvekilleri ve kadın örgütleri "Çocuk istismarı faillerine evlilikle af düzenlemesi" gündeme gelirse asla kabul etmeyeceklerini söylüyor.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Paylaş

Elif Ekin SALTIK

Çocuklara cinsel istismar suçlarında mağdur ve failin evlenmesi halinde cinsel istismar suçundan tutuklu bulunan ya da hüküm giymiş olanların serbest bırakılmasını öngören yasa tasarısının Meclis gündemine getirileceği konuşuluyor. “Erken yaşta evliliklerden kaynaklanan cezaları affedecek yasa tasarısı” ile cezaevinde bulunduğu ileri sürülen 10 bin kişinin tahliye edileceği konuşulurken siyasi partiler ve kadın örgütleri bu sayının sadece 260 olduğunu dile getiriyor.

İlk kez 2016 yılı kasım ayında AKP tarafından Meclis gündemine getirilen ve tepkiler üzerine geri çekilen yasa tasarısında ise haberlere göre çocuklara yönelik cinsel istismar/tecavüz nedeniyle yargılanıp mahkum edilmiş ve cezası kesinleşmiş olanların;

  • Olay tarihinde başka bir kadınla evli değiller ise,
  • Mağdur 13 yaşında ise
  • Mağdur ile tecavüz faili arasında en fazla 15 yaş fark varsa,
  • Şikâyetten vazgeçilmişse ve yasanın çıktığı tarihten önce resmi nikah yapılmış ise, çocuk istismarcısının derhal serbest bırakılacağı konuşuluyor. Ayrıca bu evlilik beş yıl sürdüğü takdirde istismar faillerinin hiçbir şekilde cezalandırılmayacağı da dile getiriliyor.

Kamuoyunun, siyasi partilerin, kadın örgütlerinin tüm itirazlarına rağmen gündemde tutulan ‘Çocuk istismarı faillerine evlilikle af düzenlemesi’ne karşı muhalefet partilerinin milletvekilleri ise henüz böyle bir konunun gündemlerine gelmediğini ama gündeme gelirse asla kabul etmeyeceklerini söylüyor.


HDP: AKP ‘MAĞDURİYET’ SÖYLEMİ ÜZERİNDEN ALGI YARATIYOR, İZİN VERMEYECEĞİZ

Halkların Demokratik Partisi Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, böyle bir yasaya izin vermeyeceklerini dile getirerek şunları söyledi: “Bu yasa tasarısı uzun bir zamandır AKP’nin gündeminde. Biraz toplumsal refleksleri ve zamanlamayı hesaplayarak bunu gündeme getiriyor. Hem kadınların kazanımlarını ciddi anlamda törpüleyen hem de genç kadınların toplumsal yaşama katılımını engelleyecek bir yasa tasarısı bu. Bizim ‘tecavüz yasası’ olarak da tanımladığımız bu tasarının ciddi bir muhalefetle karşılaşacağını biliyor AKP. İnfaz yasası sürecinde de gündeme getirildi, nabız yoklamaya çalıştılar Mecliste, muhalefet partileri böyle bir şeyin gündeme getirilmemesi gerektiğine ilişkin tepki gösterdiler. Kadın örgütlerinin de çok ciddi mücadelesi var, ciddi bir toplumsal refleks var.

AKP’NİN YENİ REJİM İNŞASININ KADINLARA BİÇTİĞİ ROL BU TASARIDA

Hatırlarsanız bu tasarı ilk olarak “Boşanma Nedenlerinin Araştırılması ve Aile Bütünlüğünün Sağlanması Komisyonu” ile Meclisin gündemine geldi. O dönem daha çok genç yaşta evlendiğini söyleyen kadınların mağdur edildiği, eşlerinin cezaevinde olduğu, kadınların bir mağduriyet yaşadıkları söylendi. Kadınlar Meclise getirildi. Kısmi bir örgütlülük içerisindeydi bu aileler. AKP rıza meselesi üzerinde de durdu bu evliliklerle ilgili, ‘Toplumda bir mağduriyet var, biz bu mağduriyeti gidermeye çalışıyoruz’ diyerek bir toplumsal algı yaratmaya çalıştı. Ancak 200 aileyi geçmiyor bu sayı. Ama bu yasa tasarısıyla daha büyük bir şey hedefleniyor. AKP kadınların kamusal hayata katılımını da engellemek istiyor böylece. Çocuk yaşta evlenen biri daha kendisi çocukken çocuk doğuracak ve onun bakımını üstlenecek bir de. Daha çocuk dediklerimizin verdiği kararı nasıl olgun yaştaki bir insanın kararıyla bir tutabiliriz, bu çok tartışmalı bir durum. Bir de bir suç, bir istismar var ortada. Çocukları, genç kızları bir yere kanalize etmeye çalışıyorlar. Onların sağlıklı bireyler olarak gelişmesi, toplumsal hayata katılması gibi olanakların önünü de kapatan bir durum. Bu bir rejim inşasıdır. Bu rejimin inşasında tabii ki aileye, kadınlara biçilen bir rol var. Kadının adını anmak istemeyen, metinlerden çıkaran, kadınları aile içerisinde tanımlayan, erkek egemen algıyı cinsiyetçiliği besleyen bir iktidar ile karşı karşıyayız. Dolayısıyla bu yeni rejimde makbul kadınlar yaratmaya çalışıyorlar ve kadınlara küçük yaşta kendilerini gerçekleştirme olanakları vermeyen, itaat etmeye zorlayan, aileye, eşe zorlayan bir bakış açısıyla inşa etmeye çalışıyorlar bu yeni rejimi.

‘KIZ ÇOCUKLARININ GELECEĞİNİ SAVUNMAK ZORUNDAYIZ’

AKP iktidarı kötünün en sıradan halini yaşatıyor topluma. Kadınların kendi geleceği ile ilgili bir müdahaleye itiraz etmesi gerekiyor. Tecavüzü yasallaştıran bir iktidar yarın neler yapamaz, bunun bir sınırı ve ölçüsü yok. O yüzden kadınların, kız çocukların geleceğini bugünden korumak, savunmak zorundayız, toplumun algı operasyonlarına inanmaması, teslim olmaması gerekiyor bunun için de mücadele şart.


CHP: HER TÜRLÜ MUHALEFET YOLUNU KULLANACAĞIZ

Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil ise çocuk istismarının herhangi bir isim altında meşrulaştırılmasına karşı olduklarını söyleyerek şöyle devam etti: “Bu bizim kırmızı çizgimiz, infaz paketi görüşmeleri esnasında da bunu ifade ettik. Bunun gelmeyeceğini düşünmek istiyoruz. AKP’li, MHP’li kadın vekillerin de bunun ne kadar tehlikeli olduğunun bilincinde olduğunu düşünmek istiyoruz. Böyle bir hata yapmaya kalkarlarsa en şiddetli biçimde muhalefet edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Şunun  da altını çizmek gerek, erken evlilik mağduru denilen çocuklar bir cahillik etmiş gençler değil, 12-13 yaşında kız çocukları. Akran düzeyinde bir cinsellik yaşanmıyor burada, bir istismar var. Evlilik şartı getirmek, 12 yaşındaki kız çocuklarının ‘Gelin edilmesi’nin önünü açmak, meşrulaştırmak, ‘Ben bu suçu işlesem de nasıl olsa yarın bana af gelir’ demek ve bunu çağ dışı bir kültürün parçası gibi pazarlamaya çalışmaktır bu. Her türlü muhalefet yolunu kullanacağız bu tasarıya karşı.

Herkesin kendini bu kız çocuklarının yerine koyması gerekiyor ve herkesin tasarıya karşı çıkması gerekiyor. Her şey siyaset bu da bir siyasetin bakışı ve kapsamlı saldırıların bir ayağı.”


İYİ PARTİ: BAŞKA İSTİSMARLARA YOL AÇACAKTIR

İyi Parti Ankara Milletvekili Şenol Bal ise tasarıya ilişkin şunları dile getirdi: “Çocuk istismarı faillerine evlilikle af tartışmaları bizim kırmızı çizgimiz. Başından beri hem genel başkanımız açıklıyor hem de benim zaman zaman vermiş olduğum beyanlar var, asla böyle bir tasarıyı kabul etmeyiz. Bir kereye mahsus bile olsa başka istismarlara yol açacaktır.

Herkes empati kursun ve kendi çocuğunu o yaşta evlendirir mi evlendirmeyi göze alır mı düşünsün. İnfaz yasasında da gündem edildi hatırlarsanız, ama tepkiler üzerine getiremediler. Şimdi bir torba yasa ile getirmeye çalışabilirler, ancak böyle bir şey istismarın devam etmesine yol açar, bunu kabul etmemiz mümkün değil.”


HAVLE KADIN DERNEĞİ: TÜRKİYE TOPLUMU ERKEN YAŞTA EVLİLİĞE KARŞI

Havle Kadın Derneğinin bu yıl 12 şehirden 2 bin 818 kişiyle yüz yüze gerçekleştirdiği Erken Yaşta Evlilik Araştırması’na göre, kamuoyunda yaratılmaya çalışılan algının aksine erken yaşta evliliğe karşı toplumda belirgin bir karşı çıkış var. Erken yaşta evlilik için din gerekçe gösterilmezken, din bir destek unsuru olarak kullanılıyor ve dinde erken yaşta evliliği meşrulaştıran açık bir kapı olduğu düşünülüyor. Araştırmaya göre, toplumun büyük bölümü ideal evlilik yaşını kadınlar için 24, erkekler için 26 olarak görürken; “Kızınızı 18 yaşından önce evlendirir misiniz?​” sorusuna katılımcıların yüzde 91.8’i “hayır” diyor. Evlenme yaşı, 9 olabilir diyenlerin oranı ise sadece yüzde 0.7.


AVUKAT SELİN NAKIPOĞLU: BİR DOMİNO TAŞININ OYNAMASIYLA ÇOK FAZLA SUÇ ORTAYA ÇIKACAK

TCK 103 Kadın Platformu geçtiğimiz hafta 225 kadın örgütünün imzasıyla bu affın gündem dahi edilmemesi gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.

Platformdan Avukat Selin Nakıpoğlu 4 senedir çocukların cinsel istismarını meşrulaştırılacak af ve indirimlere karşı mücadele ettiklerini ve meseleyi tüm boyutlarıyla dile getirdiklerini hatırlatarak şunları söyledi: “2016’da AKP milletvekilleri bir teklifle bunu sunduklarında ‘Hapishanedeki kocalar çok mağdur, dışarıdaki bebekli kadınlar çok mağdur’ dediler. Hatta ‘Kasım 2016’ya kadar olan evlilikleri kapsayacak, bir kerelik bir af’ diye dile getirdiler. TCK 103 Kadın Platformu ve bu konuda çalışan tüm kadın örgütleri, kadınlar, avukatlar akademisyenler ise bunun bir kerelik olmayacağını ifade etti. Çünkü Anayasa Mahkemesinin en ufak bir kararıyla bu kalıcı bir düzenleme halini alabilirdi. Biz ‘Gelin meselenin en başına bakalım, bu çocukların evlendiriliyor olması, çocukların evlendirilmelerinin önüne geçilmemesi ve istismar suçunun devam etmesi yönünde atılan adımları konuşalım’ dedik ve bu çocukların evlendirilmek suretiyle istismar edilmesinde hem devletin hem ebeveynlerinin sorumluluğu olduğunu ekledik. Öncesine gidecek olursak da, 2015 yılının mayıs ayında resmi nikah olmadan dini nikah kıyılmasını ilişkin Anayasa Mahkemesi kararının iptali TCK 103’e ilişkin hazırlıkların ilk adımlarından biriydi. Bu ülkede dini nikahın kaydı tutulmuyor, dini nikah adı altında çocuklar istismar ediliyor, sayılar belli değil, istismar suçuna ilişkin herhangi bir veri çalışması yok, yapılmıyor çünkü çıkacak rakamlarla yer yerinden oynayacak. O yüzden itina ile veri tutulmuyor, cinsel suçlara ilişkin de tutulmuyor, ama özellikle çocukların cinsel istismarına ilişkin herhangi bir veri tutulmuyor. ‘Bu suçlara ilişkin cezaevinde kaç kişi var; bu insanlar dışarıdaki çocuklarla evlendirildiğinde bu çocuklar kaç yaşındaydılar; düğünlerinin olmasında kim önayak oldu, kimse ses çıkarmadı; hangi kamu görevlilerinin görev ihlalleri var, niye sustular’ gibi bir sürü soru var ve hiçbiri cevaplanmıyor. Çünkü bir domino taşının oynamasıyla çok fazla suç ortaya çıkacak. 18 yaş altı çocukların erken gebeliklerine ilişkin de birtakım durumlar ortaya çıkacak bu domino taşının oynamasıyla, başka türlü istismarlar çıkacak... Enseste dokunmadıkları gibi buna da dokunmuyorlar.

ÇOCUKLARIN HAYATININ KARARTILMASI İÇİN BU ISRAR NEDEN?

Burada şunu sormak istiyorum, bu meseledeki ısrarı anlamak istiyorum; çocukların hayatının karartılması için neden bu ısrar? Bunu dini referanslarla mı yapıyorlar, biz dini referanslarla yönetilen bir ülke değiliz ki! Yasamız açık, tüm ulusal ve uluslararası düzenlemelere aykırı yapılmak istenen düzenleme. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre bedensel zihinsel saldırıya karşı devletlerin çocuk bakımını, korumasını yapma yükümlülüğü var; Çocuk Hakları Sözleşmesi var ve biz bunların imzacısıyız. İstismar ile ilgili rakamları sorgulamamız gerekirken, yeni istismarların önünü açacak bir düzenlemenin ısrarıyla tam 4 senedir karşı karşıyayız. Bunu anlamayacağız, bunu kabul etmeyeceğiz. Kimler bu sebeple tahliye edilmek isteniyor? Lütfen artık bu konuyu kapatın ve bir daha açmayın. 2020 yılında bunları telaffuz etmek, bu kadar temel bir çocuk hakkına ilişkin itirazlarda bulunmak bile tuhaf geliyor. Ben bir kadın olarak bu talebe alışmayacağım ve bir avukat olarak da bu talebin yasalaşmaması için elimden gelen ne varsa yapmaya devam edeceğim.”

ÖNCEKİ HABER

Aksaray'da kadın cinayeti: Ahmet Koyak, Rabia Ergin'i tabancayla vurarak öldürdü

SONRAKİ HABER

Türkiye'de koronavirüsten yaşamını yitirenlerin sayısı 4 bin 927'ye yükseldi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa