22 Haziran 2020 00:40

Aile çocuğa cinsel saldırıyı şikayet etti ancak 2 aydır işlem yapılmadı

15 yaşındaki bir kız çocuğu, 17 yaşındaki bir başka çocuğun cinsel saldırısına uğradı ancak şikayete rağmen aylardır işlem yapılmadı.

Arşiv | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Burcu YILDIRIM
Ankara

Koronavirüs salgını sürecinde kadın ve çocuklara yönelik şiddet artarken, koruma tedbirleri ise salgın bahanesiyle aksatılıyor. Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi Genel Sekreteri Ceren Kalay Eken, 15 yaşında ve zihinsel olarak öğrenme geriliği olan bir kız çocuğunun 17 yaşındaki bir başka çocuk tarafından cinsel saldırıya uğradığını ama ailenin Tuzluçayır Karakoluna yaptığı şikayet hakkında iki aydır her hangi bir işlem yapılmadığını söyledi.

Karakolda ailenin ‘Pandemi döneminde bir şey yapılamayacağı’ gerekçesiyle eve gönderildiğini aktaran Eken, iktidarın çoklu baro planına da tepki göstererek “Örneğin cinsel istismar suçunda o ilin barosu hemen CMK’den avukat atıyor. Peki birden çok baro olunca bu işi kim yapacak” diye sordu.

Pandemi sürecinde kendilerine gelen şikayetlerde özellikle karakollara yapılan başvurularda ihbarların değerlendirilmediğini öğrendiklerini söyleyen Eken, maalesef kadınların, çocukların, şiddet mağdurlarının ilk muhatap olduğu karakollarda ‘Pandemide bir şey yapılmaz’ algısının devreye girdiğini ifade etti. Bu yanlış algıya HSK genelgesinin de neden olduğunu belirten Eken, 6284 sayılı Kanun ile ilgili tedbirlerde pandemide saldırganların sağlık durumunun daha önemli olacağı, dolayısıyla evden uzaklaştırmanın yeğ tutulduğunu söyledi. Bunun ilgili kanuna zarar verdiğini ve kabul edilemez olduğunu anlatan Eken “Saldırganın salgına yakalanma ihtimali, kadının yaşam hakkından üstün tutuldu. Bunun iz düşümü de karakollarda, savcılıklarda harekete geçmeme olarak yansıdı” dedi.

Ankara Mamak’ta 15 yaşında ve zihinsel olarak öğrenme geriliği olan bir kız çocuğunun 17 yaşındaki bir başka çocuk tarafından cinsel saldırıya uğradığını ve annenin durumu fark ettiğinde karakola başvurduğunu aktaran Eken, “Anne, 17 Nisan’da Tuzluçayır Karakoluna başvuruyor ve kendisine pandemi döneminde bir şey yapılamayacağını, evine gitmesini söylüyorlar. Sadece annenin ifadesi alınıyor ama bizim elimize ifade tutanağı gelmiş değil. Ayrıca çocukla ilgili hiçbir işlem yapılmamış ve anne, ‘Biz sana döneceğiz’ diye gönderilmiş. Üzerinden 2 ay geçmesine rağmen aileye ulaşan hiçbir şey yok. Saldırgan ise ailenin çabalarıyla karakola getiriliyor, ifadesi alınıp serbest bırakılıyor” diye konuştu.

"BENZER BİRKAÇ ŞİKAYET DAHA VAR"

Cinsel saldırı delillerinin ortalama 72 saat gibi bir sürede yok olduğunu hatırlatan Eken “Sistemin nerede koptuğunu bilmiyoruz ama eğer bu durum, bir savcıya ulaştıysa hemen o çocuğun çocuk hakları merkezine (ÇİM) yönlendirilmesi, muayenesinin yapılması ve beyanının alınması gerekirdi ama yapılmamış. 2 ayda hiçbir şey yapılmaması ürkütücü ve ciddi bir ihmal. Durum savcıya iletildi ve savcı mı bakmadı yoksa karakolda hiç beyan alınıp kayıt mı tutulmadı” diye sordu.

"BAROLAR YARGININ BAĞIMSIZ KALABİLEN TEK AYAĞI"

Çocuk  yaşta evliliklerin affedilmesinin ve 6284 sayılı Yasa’nın geriletilmesinin de gündemde olduğuna değinen Eken, baroların seçim sistemi ve yönetimine ilişkin yapılması planlanan müdahalenin de kadın ve çocuklar açısından önemli sorunlara yol açacağını söyledi. Eken, “Şu an biz yargının bağımsız ve tarafsız kalabilen tek ayağıyız. Dolayısıyla bir kırılgan gruptaki kişiye, mülteciye, trans kişiye haksızlık yapıldığında arkasında rahatlıkla durabilen ve bu durumda saniyesinde yeri değiştirilemeyen tek meslek örgütüyüz. Zayıfın sesini çıkarmasına destek olan, onu güçlendiren de tek hukuk grubuyuz ve bundan da birileri rahatsız oluyor” değerlendirmesinde bulundu.

‘Baroların seçim sistemi demokratik değil’ söylemiyle açıkça yalan söylendiğini belirten Eken, “Aslında en demokratik seçim sistemi şu an barolarda var. Hatta temsilin en iyi sağlandığı sistem. Bu konu bütün hukukçuların birleştiği tek nokta. Ülke yönetimi ya da belediyelerin seçimi bundan daha az demokratik” diyerek amacın baroları zayıflatmak ve muhalif seslerin çıkmasını engellemek olduğunu söyledi.

Diyanetin şiddet içeren açıklamalarına baroların karşı çıktığını ve bunun üzerine bir anda barolara ilişkin müdahalenin ortaya çıktığını belirten Eken, “Aynı çocuk istismarındaki gibi ısıtıp ısıtıp önümüze getiriyorlar. Umarım bu hatadan dönülür. Aynı ilde birden çok baronun olması ihtimali konuşuluyor. Örneğin; cinsel istismar suçunda o ilin barosu hemen CMK’den avukat atıyor. Peki birden çok baro olunca bu işi kim yapacak? Tüm toplum için çok daha riskli ama en çok da kırılgan kesimler için büyük bir sıkıntı” ifadelerini kullandı.

ÖNCEKİ HABER

İşçi çocukları Babalar Günü'nde seslendi: Babamı üzme, kıdem tazminatına dokunma!

SONRAKİ HABER

Bakanlık verilerine göre saatte 20 kişi ihbar ediliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa