Ender İmrek: Gazeteciler, yazarlar, avukatlar susturulmak isteniyor
"Parıl parıl parlıyordu Hermes çanta…" yazısı nedeniyle yargılanan Evrensel Yazarı Ender İmrek'in duruşması bugün görülecek.
Fotoğraf: Erdost Yıldırım/Evrensel
Evrensel Yazarı Ender İmrek hakkında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın Hermes marka çantası ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun yargılanmasını konu alan yazısı nedeniyle açılan davanın ilk duruşması bugün (24 Haziran Çarşamba) günü saat 10.10’da Bakırköy Adliyesi 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek.
İmrek, 29 Haziran 2019’da yayımlanan “Parıl parıl parlıyordu Hermes çanta…” başlıklı yazısında “Emine Hanım tüm dünyaya çantasıyla tanıttı Türkiye’yi… Canan Hanım duruşmasıyla, duruşuyla…” ifadelerini kullanmış ve “Tarihe ayakkabılarıyla, çantalarıyla, gardıroplarıyla geçenler, saraylarıyla, Saray’ın itibarıyla övünenler halklar nezdinde hiç de iyi intiba sahibi olmadılar. Tarihten ders çıkarmakta yarar yok mu?” diye sormuştu.
Ender İmrek işsizlikten ve yoksulluktan bunalıma girip intihar edenlerin her geçen gün çoğaldığı bir ülkede yaşadığımızı belirterek “Çocuklarına 50 liralık okul çantası alamayanların olduğu böylesi bir ülkede Cumhurbaşkanı’nın eşi 50 bin dolarlık bir çanta taşıyorsa bu hem yazı ve hem haber konusudur” dedi.
"PADİŞAHIM ÇOK YAŞA DESİN İSTENİYOR"
İmrek şöyle devam etti: “İddia edildiği gibi yazıda hakaret değil gerçekler ifade ediliyor. Ancak Saraydakilerin dokunulmaz olduğu, eleştirilmez sayıldığı bir dönemden geçiyoruz. Gazeteciler, yazarlar, avukatlar, baskı iddianameleriyle, hapisle korkutulup, susturulmak isteniyor.
50 bin dolarlık ünlü Hermes marka çanta ile dolaşıp, dönüp halka ‘yerli ve milli’ olmaktan söz edilemez. Halk aç ve sefil yaşarken, pahalı çantalar, ayakkabılar, mücevherler giyinip takanları alkışlayacağımızı beklemesinler.
İddianamede '…Güya diğer tarafta bulunan iyi ve güzel vasıfların müştekide bulunmadığı şeklinde kinayeli anlatımlarda bulunduğu' biçiminde bir suçlama var. Oldukça gülünç bir iddia. Bu iddianameler ve yargılamalarla kimse ağzını açmasın, herkes Saraydakiler ne yaparsa yapsın alkışlasın, önlerinde eğilip 'Padişahım çok yaşa' desin isteniyor.”
"BAROLARIN YÜRÜYÜŞÜNÜN HAKLI OLDUĞUNUN KANITI"
Bu iddianamenin, hukuk fakültelerinde yürütmenin yargıya etkisinin net örneği olarak okutulabileceğini söyleyen Ender İmrek’in Avukatı Yıldız İmrek şöyle dedi: “Savcılık, iddianamede mealen ‘Biz bu yazıda suç bulamadık ama Saray’ın avukatları suç duyurusunda bulundu, dava açmak zorundayız’ demiş oluyor. Çünkü, dava konusu yazı içinden bir cümle veya bir paragraf gösterilip hakaret oluşturduğu iddia edilmiyor. Sadece, yazıda Emine Erdoğan’ın o sıralar yargılanmakta olan Canan Kaftancıoğlu ile kıyaslanması ve Emine Erdoğan için övgü içeren söz söylenmemesi hakaret sayılmış! Savcılık öyle telaşa düşmüş ki, davanın basın davası olduğunu bile unutmuş. Dosya görevsizlik kararı ile dolaştı ve çarşamba günü basın mahkemesinde görülmüş olacak. Ankara Savcılığı Kılıçdaroğlu’na 'edepsiz, sahtekar' diyen Süleyman Soylu’nun sözlerinde hakaret bulamadı, ifade özgürlüğü saydı ama İstanbul Savcılığı, ‘Saraylıya övgü düzmemek suretiyle hakaret’ gibi bir suç türetebiliyor. Bu iddianamenin kabul edilmiş olması ve duruşma açılması dahi, Anayasa’da yazılı yargı bağımsızlığının olmadığının ve baroların Ankara yürüyüşünün ne kadar haklı olduğunun Hermes çanta kadar parlayan bir kanıtıdır.” (İstanbul/EVRENSEL)