CHP'li Özgür Özel: Tarihin en büyük yargı krizi yaşanıyor
CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurular nedeniyle, idarenin bugüne kadar başvuruculara 67 milyon TL tutarında tazminat ödediğini söyledi.
Fotoğraf: Cemil Seval/DHA
CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurular nedeniyle, idarenin bugüne kadar başvuruculara 67 milyon TL tutarında tazminat ödediğini belirterek, “Verilen hak ihlallerindeki yüksek oran ve yüksek tazminat miktarı, vatandaşların mahkemelere olan güveninin neden bu kadar düşük olduğunu kanıtlar nitelikte. Türkiye’de hukukun üstünlüğü ilkesi tesis edilmeden, mahkemelerin bağımsız ve tarafsız karar verdiği algısı yerleşmeden demokrasinin gelişmesi mümkün olmayacaktır” dedi.
CHP’li Özel’in Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e yönelttiği soru önergesine gelen yanıta göre, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının getirildiği 23 Eylül 2012’den 2019 yılı sonuna kadar 253 bin 120 başvuru yapıldı. Bu başvurulardan 44 bin 65’i halen derdest iken, 200 bin 694 başvuru hakkında ihlal olmadığı ya da kabul edilemezlik kararı verildi. Yüksek Mahkeme 8 bin 361 başvurucunun hakkının ihlal edildiğine hükmederken, ihlal tespiti yapılan başvurulardan 2 bin 299’unda tazminata hükmedildi. 39 milyon 265 bin 836.96 TL manevi, 27 milyon 735 bin 754.87 TL maddi olmak üzere toplam 67 milyon bin 591,83 TL tazminata hükmedilirken, bu tutarın 65 milyon 790 bin 140.11 TL’si ödendi. Ayrıca bu başvurulardan 7 milyon 622 bin 822.65 TL tutarında yargılama giderine de hükmedildi.
"YARGI DOĞRUDAN MÜDAHALE VAR"
Soru önergesine verilen yanıtı değerlendiren Özel, “Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı avukatları eliyle ya da kamuoyu önündeki açıklamalarıyla yargıya doğrudan müdahale etmektedir.” dedi ve “Bu müdahale, mahkemelerce evrensel hukuk ilkelerinin değil, yürütme organının görüşlerinin dikkate alındığı bir gerçekle ülkemizi yüz yüze getirmektedir. Mahkemelerce verilen hatalı kararların bir bölümünün Anayasa Mahkemesi eliyle bozuluyor olması olumlu karşılanabilir. Ancak, geciken adaletin adalet olmadığı ilkesini hatırlatarak, yargıdaki siyasallaşmanın bir an önce sona erdirilmesi gerekmektedir. İktidar partisi üyesi hakim ve savcı atamalarının yaşandığı ülkemizde atamaların siyasi saiklerle değil, liyakate göre yapılması, hakim ve savcı mülakatlarının şeffaf hale getirilmesi bir zorunluluktur. Yargı bağımsızlığının olmaması, adalete güvenin sıfırlanması, ülkemiz demokrasisini uçuruma sürükleyecektir. Bu durum, yargının pelikanlar eliyle, gruplar eliyle yönetilmesinin mümkün olmadığını göstermektedir.” ifadelerini kullandı.
"KARA BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ"
Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının uygulanmadığı, anayasal güvence altındaki hakimlik teminatına rağmen, yürütme organının hoşuna gitmeyen hakimlerin sürüldüğü, görevlerinden alındığı kara bir dönemden geçildiğini ifade eden Özel, “İktidar partisinin yargının temel sorunlarını çözmek yerine, savunma mesleğinin temsilcisi olan kamu kurumu niteliğindeki barolara müdahaleye hazırlanması, yürütme organının yargıyı tamamen kontrolüne alma isteğini deşifre etmektedir. Ancak, bu sorunların çözümü yürütme organının güdümündeki bir yargıyla değil, bağımsız, tarafsız ve kuvvetler ayrılığı ilkesine uygun bir yargının tesis edilmesiyle mümkün olacaktır.” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)