23 Haziran 2020 09:40
Son Güncellenme Tarihi: 23 Haziran 2020 10:36

Kemal Kılıçdaroğlu: Nasıl bir ilin tek valisi olursa, öyle tek barosu olur

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında baro başkanlarının yürüyüşüne dönük engellemelere tepki gösterdi.


Fotoğraf: Mehmet Ali Özcan /AA

Paylaş

CHP Genel Başkanı kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündemdeki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

Bugün 23 Haziran. 23 Haziran’da İstanbul seçimleri yenilendi. Bugün Büyükşehir Belediye Başkanımız İstanbullular ile bir araya geldi. Arkadaşlarım benden bir mesaj vermemi istediler.

Sevgili İstanbullular, değerli yol arkadaşlarım, Bizler, Mart’ın sonu bahardır sloganıyla yola çıktı. Dilimizde baharın coşkusu ve insan sevgisi vardı. Halka yardım edecek ve sorunları çözecek adamın ismi Ekrem İmamoğlu’ydu.

Mart’ın sonu bahar oldu ve İstanbullular İmamoğlu’nun başkanlığını onayladılar ama önümüze engeller kondu. Aynı zarfa aynı kişi tarafından 4 pusulanın 3’ü geçerli, 1’i geçersiz kabul edildi. Sandılar ki insanlar vazgeçecek. Tüm demokratlar, tüm İstanbullular seçime kilitlendi.

Bu sefer İstanbullular, 800 bini aşan farkla İmamoğlu’nu yine seçtiler. Burada kazanan İstanbul, kaybeden bir avuç yargıç oldu. Hep birlikte bir tarih yazdık, zalimin zulmüne boyun eğmedik. Dik ve onurlu duruşumuzla her şey çok güzel olacak dedik ve tüm dünyaya demokrasiden yana olanların kazandığı mesajını verdik. Şimdi sevgi, hoşgörü ve kucaklaşlaşma zamanı.

BARO BAŞKANLARININ YÜRÜYÜŞÜNE ENGELLEME

“Yargıyı baskılarsanız, hakimi savcıyı sarayın köleleri haline getirirseniz yargı yargı olmaktan çıkar. Yargıya olan güven bugün en diplerde.

Bu ülkede adalet olduğunu kimse düşünmüyor. Adaleti sağlayacak unsurlardan biri de savunmadır. Baroları parçalayacaklarmış. Senin başka işin mi yok? Anayasaya göre barolar kamu tüzel kişiliğindedir. Aynı vilayette iki tane vali olmaz. Bir ilde de bir tane baro olur. Savunma kutsal bir haktır. Bugün o polislere talimat verip avukatları sokmak istemeyenler, gönderilen çadırlara izin vermeyenler gün gelecek avukata ihtiyaç duyacaklar.

En başta TBB Başkanı'nın savunması gerekiyor adaleti. 'Yeşil pasaport verdik avukatlara şimdi sesini kes' diyorlar, o zaman rüşvet veriyorsunuz. Beni üzen, sayın Adalet Bakanı bir açıklama yapmış teklif yok demiş. Bizim bile vakıf olduğumuz bir teklif yok diyor. Sayın Bakan senin haberin yok mu rejim değişti. Bunlar artık Adalet Bakanlığında hazırlanmıyor.

GAZETECİLER HEDEFTE

İçişleri Bakanı gazeteci Saygı Öztürk’ü ağır bir şekilde suçladı. Saygı Öztürk saygın ve duayen bir gazetecidir, fikri takip yapar. Bütün haberlerinin arkasında durmuştur. Saygı Öztürk yazdıysa doğrudur.

BİRİLERİNE YARANMAK İÇİN GAZETECİLİK YAPMIYORLAR

Yarın tutuklu gazetecilerin davası var. Gazeteciler 100 günü aşkın süredir yaptıkları bir haber nedeniyle hapiste! Onlar gazeteciliği birine yaranmak için değil, halkın haber alma hakkı için yaparlar…

Gazetecileri hapse atınca, geri adım attıracaklarını sanıyorlar. Bunlar vazgeçmez, çünkü onurlu ve namuslu gazetecilerdir. Birilerine yaranmak için değil, halkın haber alma hakkı için haber yaparlar. Yarın hakim karşısına çıkacaklar, göreceğiz.

SAYIN BAKANA SORUYORUM: NAMUS BUNUN NERESİNDE?

Trabzon’da bir kişi işçi kadrosuyla işe giriyor. KPSS’ye girmeden memur yapılıyor. Özel kalem müdürü yapılıyor, oradan memurluk veriliyor. Beyefendi güçlü bir torpile sahip. Daha sonra Ankara’da kültür müdürü oluyor. Bunlarda ahlak yok!

Şimdi sormak istiyorum. Namus kavramına bu kadar düşkünlerse, TBMM’ye gelip 600 vekilin gözüne bakıp namusum ve şerefim üzerine and içerim diyorsa ben sayın bakana soruyorum, namus bunun neresinde? 3 Haftadır Serik’teki rüşveti dile geitiriyorum. Serik, Antalya çalkalanıyor. Herkes bunu biliyor. Eğer namus kavramı dilinizdeyse bunu açığa çıkarın. Asıl namussuzluk bunun üzerini kapamaktır.Yarın tutuklu gazeteciler. Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Yeniçağ gazetesinden Murat Ağırel yargının önüne çıkacaklar. 100 gündür adalet için bekliyorlar. Herkesin ilan verdiği çelenk gönderilen bir olayı haber yaptılar diye tutuklandılar.

GERÇEK HAKİM Mİ SARAY'DAN MI İŞARET ALIYOR GÖRECEĞİZ

Namuslu gazeteci haber yaptı diye hapse gönderiyorlar. Sanıyorlar ki onurlu duruşumuzdan vazgeçeceğiz. Bunlar namuslu gazeteciler. Bunlar gazeteciliği birileri istiyor diye değil halk için gazetecilik yapıyorlar. Bakalım hakim ne diyecek. Gerçek hakim mi Saray’dan mı işaret alıyor göreceğiz.Bu arkadaşlarımız aynı zamanda tecritteler. Yan yana odalarda bir birleriyle konuşmasınlar diye bir oda boşlukla kalıyorlar. Geldiğimiz nokta maalesef budur.Selahattin Demirtaş ve Eren Erdem ile ilgili Anayasa Mahkemesi karar verdi. Biz hakimlerden şikayet ediyoruz ama elbette kanunu uygulayan vicdanlı hakimler de var.Selahattin Demirtaş ile ilgili olarak tutukluluğunun makul süreyi aştığına karar verdi. Eren Erdem için de kişi hürriyetini ihlal hükmünü verdi ve tazminat karar verdi. Düşüncelerini beğenirsiniz, beğenmezsiniz o ayrı bir şey ama bir insanı haksız yere hapse atarsanız. Tahliye kararından sonra 50 dereden su getirip tekrar hapse atarsanız toplumun vicdanı karar.Tahliye kararını hangi gerekçeyle uygulamıyorsunuz? Bu, dikta yönetiminin Türkiye’ye yansımasıdır.

BU SÜREÇTEN EN ÇOK ZARAR GÖREN ESNAF OLDU

Covid-19 nedeniyle hepiniz maskelisiniz. Hükümet alınması gereken karalar aldı. İş yerleri kapandı, insanlar eve kapandı. Tablonun en az hasarla atlatılması için önemli kararlar alınması gerekiyordu.Sağlık çalışanlarını yürekten alkışlıyoruz. Ama bu süreçte en büyük zararı gören esnaf yani orta direk oldu. Esnafın bir kültürü vardır. Esnaf vergi verir, çırak yetiştirir. Esnafın iş yeri kapandı, çalışanı eve gitti. Sonra ne olacak benim durumun diye sordu. Bu insanlar günlük gelirle yaşıyor.

ESNAFA DÜKKANI KAPAT DİYEN SENSİN, KİRASINI NİYE ÖDEMİYORSUN?

Anayasa’nın 173. Maddesi “Devlet, esnafı koruyucu ve destekleyici tedbirler alır” diyor. Pandemi sürecinde esnaf korundu mu?TESK’in verilerine göre 1 milyonun üzerinde kayıtlı esnaf var. Bütün esnaf kardeşlerimin beni dikkatle dinlemelerini beklerim. Esnaf dükkanı kapattı; borcu var.Diyelim ki bir çek borcunu ödeyememiş, düşmüş kara listeye. Hükümet diyor ki düşük faizli kredi var. Ama kara listeye alındığı için kredi çekemiyor. Dedik ki kaldırın bunu pandemi sürecinde. İcra dairelerinde 23 milyon dosya var.Hiç vicdanınızın sesini dinlediniz mi? Bu dosyanın hangi koşullarda oluştuğunu hiç sorular mı? Dükkan kapalı gelir yok. Bari 3 ay sen dükkanını kapat, 3 aylı kiranı devlet ödeyecek. Elin oğlu yapıyor, sen de yap. Niye ödemiyorsun? Dükkanı kapat diyen sensin, borcunu kim ödeyecek bu adamın?Okullar kapandı, kantinleri kiraladı insanlar, bari buradan kira almasınlar. Esnaf kirayı tıpış tıpış ödeyecek gerekirse haczederiz dediler. Ama biz öyle demiyoruz. Stopaj esnafın sırtında kaldırın bunu dedik.Maliyenin dünya kadar memuru var. Kira gelirinden al stopajı dedik, hayır, esnaf çok memnun dediler. Bunun devlete yükü sıfır. Borçları yapılandırın, faizini de devlet ödesin dedik; hayır, esnafın hali çok iyi dediler. Onların kasalar dolusu dolarları altını var dediler. Bunun yükünü de hesapladık; 18 milyar 700 milyon lira. Bütçeye yükü çok az.Bari elektirk, gaz, su faturalarının gecikme faizini devlet ödesin dedik. Ona da hayır dediler. Biz esnafın her şeyini alırız ama onlar yine AKP’ye oy verir dediler.Dünyanın her yerinden AVM’ler bir gün kapalı olur. Haftada bir gün kapatın dedik olmaz dediler. Hiç değilse AVM’de çalışanlar haftada bir gün tatil yapsın dedik.Devlet, esnafın, pirim borcun var senin çocuğuna eşine ben bakmam diyor. Dünyada böyle devlet olur mu? Eğer borcunu faiziyle vermezsen sana haciz getireceğim diyor. Hem benim çocuğumu tedavi etmedi, hem pirimi hem de faizi aldı.

BÜTÇEDEN İLK 5 AYDA TEFECİYE ÖDENEN PARA 65 MİLYAR LİRA

Şimdi esnaf kardeşim sana bunu reva gören devlete bir şey demeyecek misin? Halk Bankası esnafa kredi versin diye kuruldu. Esnaf kardeşimden rica edeyim. Esnaf kardeşim güreş yarışmasına girsin madalya alsın onu da yönetim kuruluna alsınlar.Esnafın da artık yeter demesi lazım. Esnafa bunları yapın dediğimiz zaman bütçede para yok diyorlar. 2020’nin ilk 5 ayında Saray’ın kullandığı para 208 milyar lira. İlk 5 ayda faizciye ödedikleri para 65 milyar lira. Yarısını bile siz esnafa verseniz, esnafın gönlünü kazanırsınız." (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Hüseyin Aykol: Erdoğan öksürse, canlı yayına geçecek 40 televizyon var

SONRAKİ HABER

Gebze’de iş cinayeti | Metro inşaatında çalışan işçinin üzerine demir düştü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa