Dayanışmanın gücü ve kırılan ön yargılar
Tünay Özdemir; otizmli çocukların hikayesini anlatan Tornet, File Çorap ve Başka Şeyler kitabını yazdı.
Nihal Ünver/ Fotoğraf:Basın görseli
Tünay ÖZDEMİR
Son yıllarda, vaka sayılarındaki artışla da birlikte, otizmin konu edinildiği sanatsal ve bilimsel üretimlerde bir artış olmaya başladı. Özellikle sinema endüstrisinde bir atılım gerçekleşti. Bu anlamda ilk örneklerden biri 1988 tarihli Yağmur Adam filmi olmuştu. 2000’li yıllarda ise otizm, popüler kültürde sıklıkla ele alınan bir konu haline geldi. Bu eğilimi dünyanın dört bir yanında yapılan üretimlerde gözlemlemek mümkün. Güney Kore dizisi Good Doctor’un elde ettiği başarıyı düşünelim mesela. Dizi sadece Güney Kore dizilerinin sıkı takipçilerinin değil dünya eğlence endüstrisinin kalbinin attığı ABD’nin de dikkatini çekti ve uyarlaması yapıldı. Şu an ülkemizde gösterilen Mucize Doktor da aynı dizinin uyarlaması olarak ekranlardaki yerini aldı. Netlix’in orijinal yapımı Atypical da son dönemde otizmli bir bireyi merkezine alan bir yapım olmasıyla dikkat çekti. Bu tarz yayınların çoğalması, toplumda otizme karşı gelişen ön yargıların kırılmasında çok önemli.
Çünkü otizm, insan toplumunda azımsanmayacak derecede görülen farklı bir gelişim türü. Çoğu zaman hastalık olarak görülse de “normal” olarak adlandırılan davranışların, “norm” içi olarak adlandırabileceğimiz toplumsal ilişkilerin dışında eğilimlerin ortaya çıktığı bir durum. Çok yaygın olduğunu ve çok farklı şekillerde kendini gösterdiğini bildiğimiz bu sendromla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Dahası otizmle ilgili farkındalığın arttırılması, otizmli bireylerin toplumda hakim olan normallere uyum sağlamalarını kolaylaştıracağını söyleyebiliriz.
HERKESİN EĞİTİLMESİ ŞART
Türkiye’de, özellikle Mucize Doktor dizisinin son zamanlardaki popülaritesinin de etkisiyle, belli düzeyde bir bilinç yükselmesi yaşansa da konuyla ilgili bilgi ve tutum gelişiminin yeterli düzeyde olduğunu söylemek zor. Bugün hâlâ otizmli çocuklar bulundukları ortamlarda ayrımcılığa uğruyorlar. Konu hakkında bilgisi olmayan öğretmenler, veliler ve öğrenciler tarafından anlaşılmama sorunu yaşıyorlar. Sınıfında otizmli bir birey olan öğrenciler ne yapacaklarını bilemiyor, veliler ise kestirme yolu tercih edip sınıf düzenini bozduğunu düşündükleri farklı gelişen öğrencilere özel eğitim kurumlarını işaret ediyorlar. Bir kısım otizmli birey gerçekten özel eğitime ihtiyaç duysa da birçok örneğin de kanıtladığı gibi basit çözümler ve öğrenci-veli-okul personeli iş birliğiyle başarılı bir gelişim gösterebilir. Bu konuda hem eğitimcilerin hem velilerin hem de öğrencilerin eğitilmeye muhtaç olduğu da bir gerçek.
Yukarıda bahsettiğim gibi, son dönemde otizmle ilgili bilimsel çalışmalar ve yayınlar, hâlâ yeterli seviyede olup olmadığı tartışmalı olmakla birlikte, artmış durumda. Veliler ve eğitimciler bu çalışmaları takip ederek strateji geliştirebilirler. Fakat çocukların farkındalığını arttıracak yayınlar konusunda hâlâ bir eksiklik olduğu kesin. Bu uzun girişi yazmama sebep olan kitap da tam da bu eksikliği gidermeye namzet olmasıyla dikkat çekiyor. Nihal Ünver’in kaleme aldığı Gül Sarı’nın dinamik çizimleriyle resimlediği Tornet, File Çorap ve Başka Şeyler çocuk romanı okul bileşenlerinin iş birliğinin otizmli öğrencilerin gelişiminde ne kadar önemli olduğunu konu edinmesiyle takdiri hak ediyor.
KIRILAN ÖN YARGILAR
Kitap, ana karakter olan Ege’nin havaalanındaki tedirginliği ile açılıyor. Sonrasında ise zamanda bir yolculuk yaparak Ege’nin ilkokuluna gidiyoruz. Ege 4. sınıfta ve yeni bir okula alışmak zorunda. Yeni okulunda kimseyle sosyalleşmeyen Ege, farklı davranışları nedeniyle de arkadaş edinmede başarısız olduğunu kanıtlar. Sınıfta sadece öğretmeniyle konuşan Ege’nin yaşamı, proje ödevini Güven ile yapacak olması değiştirir. Projeyi birlikte yapacakları için Ege ile yakın olmak zorunda olan Güven ise partnerinin garip davranışlarını nasıl yorumlayacağını bilemediği için şaşkın durumdadır. İkili yakınlaştıkça farklılıklarının birbirini destekleyecek bir zenginliğe dönüşmeye başladığını keşfetmeye başlar.
Nihal Ünver, romanında otizmli bireylerin okullarda yaşadıklarını basit ama etkili bir dille anlatıyor. Yazar çok fazla ayrıntı vermese de Ege’nin okulun ilk günlerinde yalnız bırakıldığını, velilerin ise sınıfa yeni gelen öğrenci hakkında çok da olumlu şeyler konuşmadıklarını öğreniyoruz sayfalar ilerledikçe. Ünver, bugün pek çok okulda gerçekleşen ön yargılı tutumları ve izole etme pratiklerini duygu sömürüsüne müsaade etmeyerek betimlemeyi başarıyor böylece. Fakat sadece betimlemekle de yetinmiyor yazar: Olumsuz davranışların, doğru bir şekilde mücadele edilirse, ortadan kaldırılabileceğini de gösteriyor okuruna.
SEVGİ VE DAYANIŞMA
Romanın özellikle üzerinde durduğu noktalardan biri ise okullardaki tüm bileşenlerin birlikte hareket etmesi halinde oluşacak yeni ortamın, herkes için pozitif bir etki yaratacağını vurgulaması. Tornet, File Çorap ve Başka Şeyler sayesinde farklı olana saygı duyabilmekten, ötekileştirmenin kötülüklerine, bir arada yaşamı savunmanın vereceği mutluluktan, dayanışmanın gücüne pek çok konu gündeme geliyor. Ön yargılar kırıldıkça dünyanın nasıl daha da güzelleştiğini anlatıyor roman.
Otizmli bireylerin toplumun içinde aktif olmaları için sürekli bir şekilde desteklenmeleri gerekiyor. Hem evde hem okulda hem de yaşamın başka alanlarında dayanışma geliştirilmesi, otizmlilerin yaşamını güzelleştiriyor. Ünver, tam da bu dayanışmanın nasıl fark yaratabileceğinin altını çizmeyi başarıyor. Tornet, File Çorap ve Başka Şeyler sadece otizmli bireylerin yakınları ya da otizmli bireylerle iletişim halindeki çocuklar tarafından değil, tüm çocuklar tarafından okunmayı bekliyor. Farklılıkların sevgi ve dayanışma ile birer zenginliğe dönüşebileceğine inanan herkese duyurulur.
*Tornet, File Çorap ve Başka Şeyler, Nihal Ünver, Resimleyen: Gül Sarı, Yayınevi: Dinozor Çocuk, 2020.