TTB: Hükümetin salgın yönetimindeki tutumundan endişe duyuyoruz
Türk Tabipleri Birliği: TBMM’yi, Cumhurbaşkanlığını, hükümeti ve İçişleri Bakanlığını salgın gerçeğine uygun davranmaya, ciddiyete ve sorumluluğa davet ediyoruz.
Fotoğraf: Evrensel
Türk Tabipleri Birliği (TTB) yaptığı basın toplantısıyla hükümet ve Meclis’e toplumu gerecek ve tepki verilecek yasa tasarılarının salgın döneminde gündeme gelmemesi çağrısında bulundu. Baro başkanlarına ve toplumun tüm kesimlerine yönelik sosyal mesafeyi bozacak müdahaleyi kınadı.
Toplantıda konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman, vaka ve yoğun bakım sayılarının arttığına dikkat çekerek, “Salgını fırsata çeviren bu politikalarda ısrar etmenin salgın yönetiminde yeri yoktur” diyerek hükümetin salgın sürecindeki tutumundan endişe duyduklarını belirtti.
“TEPKİLERE YOL AÇACAK YASA TASARILARINDAN VAZGEÇİLMELİDİR”
Kovid-19 salgınının dünya genelinde bütün ağırlığıyla devam ettiği uyarısında bulunan TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman, “Ülkemizde son 24 saatte bin 212 yurttaşımızda PCR testi pozitif çıkmış, yoğun bakım ünitelerinde yatan hasta sayımız 846’ya ulaşmış durumda. TBMM’yi, Cumhurbaşkanlığını, hükümeti ve İçişleri Bakanlığını salgın gerçeğine uygun davranmaya, ciddiyete ve sorumluluğa davet ediyoruz. Toplumsal dayanışmanın öne çıkması gereken salgın günlerinde tepkilere yol açacak ‘yasa tasarılarının’ gündeme taşınmasından vazgeçilmelidir. Toplumun tepkisini çekebilecek içerikte yasa tasarılarıyla fizik mesafeyi ortadan kaldıracak ortamlara zemin hazırlanması kabul edilemez” diyerek Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulunun da gelişmelere dair tutumun ve önerilerini açıklamasını istedi.
Salgının sağlık problemi olmaktan daha çok toplumsal bir sorun olduğunu ifade eden Adıyaman, “Bürokraside atılan her adımı, sokakta, medyada söylenen her sözün pandemi üzerinde etkisi olduğu akıldan çıkarılmamalıdır” diye seslendi.
“BARO BAŞKANLARINA MÜDEHALEDEKİ TABLO TOPLUM SAĞLIĞINA KARŞI SORUMSUZLUK”
“Ankara girişinde baro başkanlarına yapılan engelleme ve polis müdahalesi hem demokratik haklara saldırı açısından hem de fiziksel mesafElerine girilerek toplumun sağlığına karşı sorumsuzluk açısında gari meşrudur” şeklinde konuşan Adıyaman, “Bu tablo bir yandan yürüyüşteki baro başkanlarının, desteğe gelen avukatların, polislerin, basın mensuplarının ve onların sosyal-ailesel-mesleki çevrelerinin Kovid-19’a yakalanmaları ihtimalini artırmakta, diğer yandan toplumda salgına dair tehlike algısının zayıflamasına yol açmaktadır” dedi.
Benzer biçimde kıdem tazminatının gasbedilmesine dönük girişimlerin de verilecek tepkiye oranla salgınla mücadelede zayıflıklar yaratacağını ifade eden Adıyaman, “Salgın koşullarında işçilerin kıdemine, barolara, Türk Tabipleri Birliğine ve diğer meslek birliklerine müdahale girişimlerinde bulunması hükümetin kendi ‘olağan yönetim biçimi’ olan ‘keyfiliğe dayalı hukuksuz girişimlere ve muhalif her sesi susturma çabalarına’ kalındığı yerden devam edildiği görüşünü toplumda oluşturmakta ve ‘normalleşme’ algısını kuvvetlendirmektedir” diye belirtti.
“YURTTAŞLARIN LEHİNE ADIM ATIN”
Adıyaman, “Üretime ara vermeyen fabrika ve atölyelerin yanına AVM’leri ve eğlence yerlerini katan, maçların başlatılmasından asker uğurlamalarına, düğünlerden milyonlarca öğrencinin katılacağı sınavlara kadar her yerde ‘açılmayı’ göze alan hükümetin salgın süreci karşısındaki tutumundan endişe duyuyoruz” dedi.
Adıyaman, “Meslek birliklerinin, baroların, tabip odalarının, sendikaların, avukatların, hekimlerin, mühendislerin, mimarların ve işçilerin salgın koşullarında kitlesel tepkiler gösteremeyeceğini düşünerek, bir anlamda salgını fırsata çeviren bu politikalarda ısrar etmenin salgın yönetiminde yeri yoktur. Hükümet ve meclisin salgınına karşı alınacak önlemleri ve yurttaşların lehine atılacak adımları gündemine almasını bekliyoruz” diye konuştu. (Ankara/EVRESEL)