İmamoğlu 1 yılını anlattı: Çıkar grupları için değil, İstanbullu için çalışıyoruz
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, belediye başkanlığındaki bir yılın hesabını verdi: Küçük çıkar grupları için değil, 16 milyon İstanbullu için çalışıyoruz.
Fotoğraf: Meltem Akyol/EVRENSEL
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, belediye başkanlığındaki birinci yılını tamamladı. İstanbul'un birçok sorununu çözmeye çalışırken sayısız engelleme ile karşılaştıklarını söyleyen İmamoğlu, küçük çıkar grupları için değil, 16 milyon İstanbullu için çalıştıklarını söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in mesajlarının okunduğu toplantıya; TBMM Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İYİ Parti İl Başkanı Buğra Kavuncu, CHP ve İYİ Parti İstanbul milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ile İBB üst yönetimi tam kadro katıldı.
BARO BAŞKANLARI VE AVUKATLARI SELAMLADI
İmamoğlu, konuşmasının başında, “Savunma Yürüyor” sloganıyla 19 Haziran günü yürüyüşe geçen, ancak Ankara girişinde müdahaleyle karşılaşan baro başkanları ve avukatları selamlayarak başladı. İmamoğlu; Kılıçdaroğlu, Akşener, Kaftancıoğlu, Kavuncu, siyasi parti temsilcileri, yol arkadaşları, ailesi ve 16 milyon İstanbulluya da selamlarını iletti.
KENT YAŞAMINI EŞİTLİK, DAYANIŞMA, ÜRETİM VE ÖZGÜRLÜK ÜZERİNDEN ŞEKİLLENDİRİYORUZ
Toplantının asıl amacının 16 milyona hesap vermek olduğunu vurgulayan İmamoğlu, kamuda şeffaflık ve hesap verebilirlik kalmazsa çürümenin başlayacağına dikkat çekti. 31 Mart’tan 23 Haziran’a kadar geçen süreçte ülkeye yaşatılanların unutulmaması gerektiğine vurgu yapan İmamoğlu, “Ama asıl unutulmaması gereken, bu kirli oyunlar değildir. Asıl unutulmaması gereken, 16 milyon İstanbullunun bu oyunlara verdiği cevaptır. Asıl unutulmaması gereken, demokrasi ve özgürlükler konusunda İstanbul’un ortaya koyduğu irade ve karardır" diye konuştu.
İmamoğlu, İstanbul’da kent yaşamının; “eşitlik”, “dayanışma”, “üretim” ve “özgürlük” kavramları üzerinden şekilleneceğini aktardı.
“MADEM KAZANACAĞIMIZI BİLİYORDUNUZ, 31 MART’I NEDEN İPTAL ETTİNİZ?”
Resmi olarak 30 Haziran 2019’da işbaşı yaptıklarını belirten İmamoğlu, yeni yönetim olarak devraldıkları mali tabloyu hatırlattı ve şunları söyledi:
“Kasamızda personelimizin maaşlarını ödeyecek paramız dahi mevcut değildi. Vadesi geçmiş yaklaşık 6 milyar liralık bir borçla ve bizden önceki yönetimin yaptığı bütçeden kaynaklanan 7,9 milyar liralık bir büyük bütçe açığı ile İBB’yi teslim aldık. Toplamda 14 milyarlık acil çözüme muhtaç bir kara delikle İBB yönetimini devraldık. Üstelik bize ödenmesi gereken 1 milyar liranın üstündeki nakit Maliye Bakanlığı payı, tarihte görülmemiş bir şekilde, göreve gelmemizden 15 gün önce, bizden önceki yönetime avans olarak kullandırılmıştı. Madem kazanacağımızı biliyordunuz, 31 Mart’ı neden iptal ettiniz. İştirak şirketlerimizin çoğu ise vergi borçlarını ödeyemez duruma düşürülmüştü.”
“PANDEMİ SÜRECİNE RAĞMEN BAŞARILI BİR İLK YIL GEÇİRDİK”
Yaşanan tüm olumsuzluklara, her türlü engellemelere ve tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecine rağmen başarılı bir ilk yıl geçirdiklerinin altını çizen İmamoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Gelirlerimiz; planlı bütçemizden 5 milyar, bir önceki yıl aynı dönemden ise 1.5 milyar lira daha düşük noktaya geriledi. Kredi taleplerimiz konusunda kamu bankalarının engellenmesi. Örneğin, Ulaştırma Bakanlığı’na devredilen Başakşehir gibi metrolara ilişkin ödemelerin, maliye payımızdan kaynağında, peşin peşin ve aylık 50 milyonluk dilimlerle kesilmesi. Bizim kredi almamız engellenmese; bu hat için toplamda 300 milyon liranın bizden kesilmese, biz, Başakşehir hattını, 20 yıllık vade ile ve çok daha ucuza yapabiliriz. Bir taraftan bizim ucuza ve çok uzun vadeli dış kredi kullanmamız engelleniyor, diğer taraftan da bizim nakdimize el konularak bizim adımıza güya metro inşaatı yapılıyor. Biliyorsunuz; her bölgede olduğu gibi bizim bölgemizde de bir kalkınma ajansı var. İstanbul Kalkınma Ajansı adlı bu kuruluşa, yasa ile belediyemizin de bir aidat ödemesi gerekiyor. İşe bakın ki, bizden önceki yönetimler aidatları ödememiş, kimsenin de sesi çıkmamış. Ama yönetim bize geçince ve hiçbir yasal dayanağı olmadığı halde, Kalkınma Ajansı ve Türkiye Belediyeler Birliği’ne (TBB) ait 123 milyon liralık aidat, Maliye tarafından kaynağında kesilerek ilgili kurumlara aktarılabiliyor."
3 TEHDİT VAR DEDİ
"İstanbul için en önemli 3 tehdit" olduğunu söyleyen İmamoğlu'nun mültecileri de bu grupta sıralaması dikkat çekti: “deprem”, “mülteci meselesi” ve “Kanal İstanbul”.
İmamoğlu, "Birileri ve onların yakın çevresi para kazanacak diye bu kadim şehrin doğal çevresinin, yaşam alanlarının ve su havzalarının yok edilmesine izin veremeyiz, vermeyeceğiz” dedi. Bu konulardaki sıkıntıları ve çözüm yollarını da konuşmasında detaylı olarak yer verdi. İstanbul’da halkın yönetime demokratik katılımını esas prensip olarak kabul ettiklerini vurgulayan İmamoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Çünkü biz biliyoruz ki, bir kentte ve ülkede demokrasi varsa, orada umut olur, kalkınma olur.”
BİZ KULLANMAYALIM DİYE 50 YILLIK BİNAYI BİRİNCİ GRUP ANIT ESER İLAN ETTİLER
İBB’nin Saraçhane binasını Türkiye’nin en zengin kütüphanelerinden biri yapacakları sözünü verdiklerini hatırlatan İmamoğlu, “Ne yaptılar biliyor musunuz? Biz seçimi kazandıktan sonra, apar topar Saraçhane binamız için “1’nci grup anıt eser” statüsü ilan ettiler. Yani hizmet binamızı, Süleymaniye Camii ve Ayasofya Camii gibi tarihi eserler mertebesine aldılar.
Oysa ki aynı kurul, bu kararla çivi çakılamayacak statüye getirilen binamızda bizden önceki yönetim hiçbir izin almadan bütün orijinal kısımları tahrip ederken sessiz kalabilmişti” bilgilerini paylaştı.
Kent meydanları ile ilgili olarak yapmakta oldukları projeleri halkın dikkatine sunmak için “İstanbul Meydanlarına Kavuşuyor” adıyla kampanya başlattıklarını hatırlatan İmamoğlu, şu örneği verdi:
“Taksim meydanında ‘Kavuşma Durağı’ adında bir tanıtım alanı kurmak istemiştik. Daha bizim tanıtım alanımız bitip halkın kullanıma sunulmadan ve suç duyurusuyla apar topar kaldırıldı. Oysa ki, hemen yanı başında aylardır kimsenin en ufak bir işlem yapmadığı Cumhurbaşkanlığı İletişim Çadırı, orada öylece duruyordu. Kavuşma Durağını kaldırınca, o devasa boş çadırı da mecburen kaldırdılar.”
1 YILI ÖZETLEDİ
İmamoğlu'nun açıkladığı 1 yıllık hizmetlerin bir bölümü şöyle:
- "Kira öder gibi ev sahibi olmak” uygulamasını hayata geçirmek için çalışmalara başladık. Bu maksatla başlattığımız bin 450 civarında bağımsız bölüm ve dükkandan oluşan Kiptaş Silivri Konutları’na tam 30 kat başvuru geldi. Bundan sonra da benzeri projelerimizle halkımızın ev sahibi olmasını sağlayacağız.
- Haramidere Vadisi, Nakkaşdere Vadisi, Tavukçudere Vadisi, Çırpıcı Vadisi, Ayvalıdere Vadisi, Kavaklıdere Vadisi, İdealtepe Vadisi, Çamaşırcıdere Vadisi, Tugay Vadisi ve Tuzla Vadisi de dahil olmak üzere yeni yaşam vadileri için de çalışmalara başladık.
- Yeni kurduğumuz İstanbul Planlama Ajansı; 20 ilçede, 25 kentsel tasarımı tamamladı. Bunlardan Mecidiyeköy Meydanı, Kartal Meydan, Bağcılar Meydan, Bayrampaşa Yenidoğan ve Küçükçekmece Cennet Mahallesi meydanları uygulama projesi aşamasına geldi. Taksim Meydanı, Haliç kıyıları, Bakırköy Cumhuriyet Meydanı, Salacak Burnu ve kent mobilyaları alanında ise ulusal ve uluslararası tasarım yarışmaları düzenlendi. Tüm bu yarışmalar Ağustos ayında sonuçlanmış olacak. Böylelikle şehrimizin kimliğine değer katan kentsel alanları yeniden inşa edecek ve halkımızın kullanımına açmış olacağız.
- İstanbul Küresel Kent Akademisi. 2 adet Dünya Dilleri Merkezi. Enstitü İstanbul. 300 bin İstanbulluya online eğitim. Gaziosmanpaşa, Maltepe, Kartal, Üsküdar, Kadıköy, Pendik, Bahçeşehir, Eyüp ve Büyükçekmece’de 10 okulun spor salonunun yanısıra, yıl sonuna kadar 23 okulun spor salonunu daha tamamlayacak ve hizmete açacağız. Sultanbeyli 75. Yıl Spor Kompleksi ve Yenikapı’da tamamlamakta olduğumuz iki futbol sahası başta olmak üzere 11 spor tesisini daha yıl bitmeden İstanbul’a kazandırmış olacağız.
- İstanbul’da yaşayanlar, İstanbul'u ilgilendiren tüm önemli kararlarda söz sahibi olsunlar istiyoruz. O yüzden işbaşı yaptığımız ilk günden başlayarak yerel demokratik mekanizmalar kurmaya başladık. İstanbul Kent Konseyi’ni, İstanbul Turizm Platformu’nu, İstanbul Deprem Platformu’nu, İstanbul Kültür Sanat Platformu’nu kurduk ve bu alanlarda onlarca çalıştay düzenledik. O çalıştaylardan çıkan iradeleri uygulamaya başladık. İstanbul Gönüllüleri’nin kent gönüllülerine dönüşmesini sağladık ve kentsel dayanışma konusunda çok sayıda uygulamaya başladık.
- İstanbul'un kimliğini oluşturan 55 tarihi çeşmeyi restore edip içilebilir suya kavuşturuyoruz. Tarihi mezarlıkları şehrimize yeniden kazındırıyoruz. Keza yıllardır harabe halde duran Gazhane binalarının restorasyonunu tamamladık, sonbaharda İstanbul’un kültür varlıklarına katıyor ve halkımızın kullanımına açıyoruz. (İstanbul/EVRENSEL)