24 Haziran 2020 01:17
/
Güncelleme: 25 Haziran 2020 10:15

Maden ilçesi, heyelan riski gerekçesiyle taşınmak isteniyor, yurttaşlar "rant" diyor

Elazığ'ın Maden ilçesi "doğal olmayan heyelan" riski gerekçesiyle taşınmak isteniyor. İlçeden ayrılmak istemeyen yurttaşlar, maden atıklarının temizlenip riskin ortadan kaldırılmasını istiyor.

Maden ilçesi, heyelan riski gerekçesiyle taşınmak isteniyor, yurttaşlar "rant" diyor

Elazığ Maden'de atıkların yarattığı heyelan nedeniyle yıkılan tarihi köprü | Fotoğraf: Özkan Zülfikar/Evrensel

Murat UYSAL
Yıldıray COŞKUN
Elazığ

Yıldızlar SSS Holdinge bağlı Eti Gümüş AŞ’de işçilerin yaşadığı sorunlarla gündeme gelen Elazığ’ın Maden ilçesinin, “Doğal olmayan heyelan” riski nedeniyle boşaltılması tartışılıyor. Bakır işletmesinin atıklarının kaldırılmasını ve ilçenin canlandırılmasını isteyen yurttaşlar, “Maksatları buranın da altını kazıp cevher çıkarmak rant sağlamak” diyor.

Elazığ’ın Maden ilçesi Dicle Nehri’nin sağ kıyısına hakim bir yamaç üzerine kurulu, tarihi bir mekan. Geçmişi çok eskilere dayanan bu ilçede; 1862 yılında yapılan Camii-Kebir adında cami, 1762 yılında yapıldığı bilinen bir hükümet konağı ve 1899 yılından kalma bir de saat kulesi var. Bu bölgenin neolitik çağdan bu yana insanlığın odak merkezi olmasının sebebi ise altın ve bakır madenlerinin yoğunluğu. Maden fabrikaları ve işletmesiyle seneler boyu ışıl ışıl bir işçi beldesi olarak bilinen Maden; bugün Yıldızlar SSS Holdinge bağlı bakır işletmesinin atıklarından dolayı “Doğal olmayan heyelan” diye tanımlanan toprak kayması riskiyle karşı karşıya. Evlerin, mahallelerin boşaltıldığı son olarak da ilçenin girişindeki tarihi taş köprünün yıkılmasına sebep olan fabrika atıkları, neredeyse tüm ilçeyi tehdit ediyor. İlçede yaşayan vatandaşlarsa çözümün Maden’i insansızlaştırmak değil doğayı, insanı ve tarihi tehdit eden hafriyat ve atıkların kaldırılması olduğunu düşünüyor.

"FABRİKA ATIKLARI TEHDİT EDİYOR"

Kemal Sunal filmlerinde sıkça duyduğumuz türküde geçtiği gibi Maden Dağı’nın duman olduğunu daha ilçenin girişinde karşımızda beliren fabrika bacalarından anlıyor, yolunun dolan dolan olmasını da hayranlık uyandıracak bir düzenle dizilmiş evlerin arasından geçen yollara bağlıyoruz. Adres ya da isim sormak için durdurduğumuz her insan bize içtenlikle yardımcı oluyor. Bu nedenle Camii Kebir Mahallesi Muhtarı Mehmet Deniz’e ulaşmamız çok zor olmuyor. Muhtarlıkta 40. yılı dolduracak olan Muhtar Deniz 64 yaşında. İlçenin ışıl ışıl olduğu o günlerde gazoz imal ettiği bir dükkanının olduğunu aktarıyor. Atıkların risk teşkil ettiğini seneler önce fark ettiğini yıl içerisinde farklı farklı mercilere 5 ayrı dilekçe yazdığını fakat dönüş alamadığını söylüyor. Fabrika işletmesinin, halk arasında “Leylo Deresi” diye adlandırılan, yere hafriyat döktüğünü ve sonrasında olanları Muhtar Mehmet Deniz şu sözlerle anlatıyor: “Hemen Elazığ il Çevre Müdürlüğüne dilekçe yazdım DSİ geldi izin vermedi. Adamlar kimseyi takmıyor. Enerji Bakanı yazı gönderdi. Şirkete hafriyatı kaldırması için 6 ay süre verdi. Sonra 3 ay daha uzattılar. Kaldırmayınca şirkete ceza verdiler. Bu şirket nereye gitse orayı batırıyor.”

"HAFRİYAT KALDIRILMALI"

Maden ilçesinin insanlsızlaştırma tartışmalarını sorduğumuzda Deniz, “Şimdi o hafriyat kalkmasa istedikleri kadar bu çevreyi boşaltsınlar kaydığı zaman Diyarbakır-Elazığ kara yolu da kapanır. Dicle Nehri de kapanır, demir yolu da gider. Buradan da taşınmak istemiyoruz. Buranın tarihi yapıtları var saat kulesi, camisi… Talebimiz burada kalmak ve asıl sorun teşkil eden hafriyatın kaldırılmasıdır” diye yanıtlıyor. Yerel kanallarda Maden’in taşınması ile ilgili yorumlar yapanları eleştiren Deniz, “Maden’de tek karış toprağı olmayan insanlar Maden’in geleceği üzerine hükümler vermesin. Tarihimiz, topraklarımız için çağırıyoruz yetkililer gelmiyor. Üstelik devlet de durmadan ihale veriyor” diye konuşuyor.

SEBEP RANT SİSTEMİ

Maden mezarlığında Türkiye’nin dört bir yanından yurttaşın mezarının bulunduğunu 1975’e kadar nüfusunun 20 bine dayandığını öğreniyoruz. Bir dönem fabrika sayesinde işçi çektiğini göç aldığını gördüğümüz bu kentin nüfusu bugün 4 bin civarlarında. Seneler içinde göç alan kentten göç veren kente dönüşen Maden’de doğmuş, büyümüş Sıva Utası Mehmet Topal ile konuşuyoruz. Geçimini sağlayabilmek için yılın belli dönemlerinde şehir dışında çalışmaya gidiyor. Maden ile duygusal bağının olduğunu söyleyen Topal, aslen Diyarbakır’lı ama Maden’i ne Diyarbakır ne de Elazığ’la bir tutabiliyor. Maden işletmesinin atıkları yüzünden olan toprak kaymasında evinden çıkmak zorunda kalan Topal, “Maden ilçesinin bu duruma düşmesinin sebebi rant sistemi. Elin oğlu gelip cevheri çıkarıp gidiyor. Çevre kirlenmiş evler yıkılmış Yıldızlar Holdingin umurunda mı?​” diye soruyor.

“Tüm mesele zengin fakir meselesi” diyen Topal, “Zamanında burada 10 bin işçi çalışıyordu. Bugün fabrika işçileri evine ekmek bile götüremiyorlar. Birlik olmalıyız” diyor. Maden ilçesini ülkenin küçük bir kopyası olarak tarif eden Topal, “Tepedekiler kendilerinden başka kimseyi düşünmüyor. Sadece Maden için değil Türkiye geneli için bu durum böyle. Rantın olduğu yerde zalim, mazlumu eziyor. Nereye kadar böyle sürecek? Ama maksatları buranın da altını kazıp cevher çıkarmak rant sağlamak” diyor.

Eti Gümüş madeni

Fotoğraf: Özkan Zülfikar/Evrensel

"MADEN’İ MADEN’DE CANLANDIRIN"

Şaban Yörekli 26 sene Demokratik Sol Partinin ilçe yöneticiliğini yapmış, kendisini Maden’in kara kutusu olarak tanımlıyor. Maden için “Burası bir rant alanıdır heyelan falan yoktur maksat Maden’i boşaltıp dibini kazmak” diyor Şaban Yörekli. Rant uğruna 15 ton dinamit patlatıldığını söyleyen Yörekli, maksadın Maden’i insanlaşsızlaştırmak olduğunu yineliyor. Maden’in taşınması düşünülen bölge için konuşan Yörekli, “Gezin fay üstündedir. Buradan insanları oraya götürmeye çalışıyorlar. Oradan buraya tabutla gelmemizi istiyorlar” diyor. Şirketin bir sene boyunca çıkan kararlara rağmen ısrarla kaldırmadığı hafriyat için konuşan Yörekli, “Bu şirkete gelince; milletvekili susuyor, vali susuyor, yetkililer hep susuyor. Eğer bir bakanın lafı geçmiyorsa buyursun istifa etsin” diye sitem ediyor.

Maden ilçesi Bahçelievler Mahallesi Muhtarı Mehmet Gezer, Madenli yurttaşların birçok tedirginliğinin olduğunu bu belirsizlik ortamında taşınmak istemediklerini aktarıyor. “Doğal olmayan heyelan” riskine dair konuşan Gezer, “Fabrikanın atıkları nedeniyle oldu. Şimdi bunu kaldırmak yerine Maden’i boşaltalım diyorlar. Amaç fabrikaya biraz daha rant sağlamak” diyor. Gezer’in talebi ise; “Maden’i Maden’de canlandırın.”

Maden Camii-Kebir Mağdurları Derneği Kurucusu Hayati Acar ile görüşme fırsatı yakalıyoruz. Acar uzun seneler bakır fabrikasında çalıştıktan sonra oradan emekli olmuş. “Neden bu hale geldik?​” diye sorarak başlıyor sözlerine. Heyelanı durdurmanın yollarını anlatan Acar, “Oradaki atık kaldırılır. Buraya fore kazıklar çakılabilir. İstinat duvarları dikilebilir. Bunlar yapılırsa ilçemiz yerinde kalır” diyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ilçeyi ziyaretinden sonra bir emir ile hükümet konağını yıktırabildiğini söyleyen Acar, “Bir emir versinler bu hafriyatı da kaldırsınlar neden kaldıramıyorlar” diye soruyor. Raporların şaibeli olduğunu kastederek “Yeniden araştırmalar yapılsın raporlar yeniden düzenlensin” diyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

Antep’te polis, mahkeme kararını tanımadı, ekmek mücadelesi veren işçilere müdahale etti. İşçi, siyasetçi, öğrenci, muhalif belediye, basın… Herkes mengenede! Cezaevinde olanların sayısı cezaevi kapasitesini 90 bin aştı. Buna rağmen hükümet daha çok insanı daha uzun süre cezaevinde tutacak yargı paketi hazırladı. Yine de tepki cezalandırılarak durdurulamıyor!

90 bin fazla: 301 bin 397 kapasiteli cezaevinde 392 bin 456 kişi kalıyor.

32 adet: 11 cezaevi yapımı sürüyor, 21 yeni cezaevi projesi hazır.

Yüzde 700: 2002’de 49 bin 512 olan mahpus sayısı yüzde 700 arttı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et