ABC’ye karşı ÖTK’yi savunalım
Bugün öğrencilerin ihtiyacını karşılayacak bir yapı için öğrencilerin bulunduğu en küçük birimlerden başlayarak temsiliyeti sağlamak ve arttırmak gereklidir.
Edwin Andrade/Unplash
Selen AKÇAKOCA
ODTÜ
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı 13 Haziran günü Resmî Gazete’de Öğrenci Temsilcileri Konseyi (ÖTK) ile ilgili yeni bir yönetmelik yayınladı. 2018 yılında seçimlerin yapılmayacağının duyurulmasından bugüne kadar geçen sürede ÖTK ile ilgili önemli değişiklikler yapıldığını görüyoruz. Yeni yönetmelikte iki maddenin öne çıktığını söyleyebiliriz. Bunlardan biri öğrenci temsilcilerinin bulundukları fakülte, konservatuvar veya meslek yüksekokulunun en az ikinci sınıfa kayıtlı olmaları gerektiği. İkincisi ise öğrenci konseyi başkanının ilgili kurumdaki fakülte/yüksekokul/konservatuvarların alfabetik sıralamasına göre belirlenen birimin öğrenci temsilcisinin üstleneceği.
Bu yönetmelik, ÖTK’nin yükseköğretim kurumlarında öğrencilerin kendi aralarında demokratik usullerle kurdukları öğrenci birliğini ifade ettiğini iddia etse de yönetmeliğin içeriğine baktığımızda gerçekliğin bu ifadeden oldukça uzak olduğunu görebiliyoruz. Yeni yönetmelik ile birlikte üniversitelerin hazırlık bölümündeki öğrencilerin temsilci olarak seçilme veya temsilci seçme hakkı ellerinden alınıyor. Aynı zamanda 1. sınıf öğrencileri ise yalnızca seçimlerde oy kullanabiliyor. Bununla beraber öğrenci konseyi başkanı, iddia edilenin aksine demokratik yollarla değil, alfabetik sıralamalara göre belirleniyor. 2018 yılında fiilen kaldırılan ÖTK, yeni bir yönetmelik ile işlevsizleştirilerek önümüze getiriliyor.
Öğrencilerin kendi sınıflarında, bölümlerinde, fakültelerinde yaşadıkları sorunları bir araya gelerek çözmeye çalıştığı ve tüm öğrencilerin doğal bir üyesi olduğu demokratik bir yapı olması gereken Öğrenci Temsilcileri Konseyinin geçtiğimiz dönemlerde de bu işlevinden uzaklaştırılmaya çalıştığını söylemek mümkündü. Birkaç tekil örnek haricinde temsilcilerin bölümler düzeyinde seçilmesi, bu seçimlerin çoğu zaman yeteri kadar duyurulmadan gerçekleştirilmesi de bu yapının işlevsiz halde ilerlemesine sebep oluyordu. Yeni düzenlemeler ile bu sorun daha da derinleşmiş durumda.
ÖTK’NİN FİİLEN KALDIRILMASINA KARŞI ODTÜ’DEN İKİ ÖRNEK
ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü ve Mimarlık Fakültesi öğrencileri, bahar dönemi başlangıcından itibaren bölüm ve fakülteleri içinde yürüttükleri tartışmalar sonucunda ÖTK’lerin önce içinin boşaltılması, ardından seçimlerin ertelenmesine ve fiilen ÖTK’nin kaldırılmasına karşı, kendi taleplerini gerçekleştirebilmek, sözlerini söyleyebilmek, sorunlarını birlikte çözebilmek amacıyla öğrenci temsilcilerini seçtiler.
Buralarda gerçekleştirilen seçimlerde nasıl bir yöntem izleneceğine, seçimlerin hangi günlerde yapılacağına ve her sınıftan ne kadar aday belirleneceğine yine öğrenciler karar verdi. Bölümde veya fakültede bulunan her öğrencinin doğal bir üyesi olduğu öğrenci temsilciliğinin yalnızca karar ve uygulamalarına değil, her basamağına öğrenciler dahil oldu.
Pandemi sürecinin başlaması, bu iki alanda ÖTK’lerin sağlamlaştırılması ve daha etkin çalışmasının önünde bir engel oluşturmuş olsa da bu iki örnek öğrencilerin kazanımlarına sahip çıkması, ÖTK’leri koruyarak daha güçlü biçimde pratiğe geçirmeye çalışması oldukça önemli.
NASIL BİR ÖTK’YE İHTİYACIMIZ VAR?
Bugün öğrencilerin ihtiyacını gerçekten karşılayacak bir yapının sağlanması için gereken öğrencilerin bulunduğu en küçük yapılardan, sınıflarından başlayarak temsilciliğin sağlanması olacaktır. ÖTK’nin tüm öğrencileri gerçek anlamıyla kapsaması, kararlarının meşruiyet kazanması ve pratikte uygulanabilir olması ancak bu yolla sağlanabilir. Öğrencilerin yaşadıkları sorunlarına en hızlı karşılığı alabilmesi, çözümü en geniş kesimle ortaklaştırabilmesi için sınıflara ayak basan bir ÖTK yapısının kurulması gerekir.
Öğrencilerin, başta kendilerini doğrudan ilgilendiren kararlar olmak üzere üniversitelerde alınan kararlarda söz sahibi olması gereklidir. Bunun için ihtiyacımız olan ise öğrencilerin her sınıf, bölüm, fakülte düzeyinde temsilcilerinin seçilmesidir. Her sınıfta, bölümde ve fakültede temsilciler seçilmeli, bu seçimlerde her öğrencinin seçme ve seçilme hakkı bulunmalıdır. Öğrencilerin doğal bir üyesi olduğu bu yapıda öğrencilerin temsilciler üzerinde tam bir denetim hakkı olmalıdır. ÖTK başkanı ise alfabetik sıraya göre değil, öğrenci temsilcilerinin kendileri arasında vereceği karara göre seçilmelidir. Bu yapının kurulması yönetmelikler ile gerçekleşmeyecektir. Üniversite öğrencileri olarak, ÖTK’nin işlevsizleştirilmeye çalışılmasına karşı, öğrencilerin mücadelesi ile kurulan ÖTK’yi korumak için bir araya gelmeli ve mücadele etmeliyiz.