“Pandemi bahane, alfabetik seçim şahane!”
Bu son adımla birlikte ÖTK’lerin temsil ettiği demokratik üniversite ihtiyacımız ve öğrenciler olarak söz hakkımız gaspediliyor.
Miguel Henriques / Unplash
Ege Üniversitesi
Emre GÖKMEN
13 Haziran 2020 tarihli resmî gazetede yayınlanan ilana göre, YÖK öğrenci konseylerinin işleyişine dair yönetmelikte bazı değişiklikler gerçekleştirdi. Bu değişikliklerin salgın dolayısıyla ara verilmiş olan eğitim sürecinde yapılmış olması ve bu değişikliklerin öğrenci temsil kurullarının yapısına ve işlevselliğine aykırı olması tartışmalarıda beraberinde getirdi. Bu değişiklikler ise; öğrenci konseyi başkanının alfabetik sıraya göre seçilecek olması, hazırlık, yüksek lisans ve 1. Sınıf öğrencilerinin sadece oy kullanabileceği ve aday olamayacağı. Yapılan değişiklikleri Ege Üniversitesi’nden farklı bölüm ve sınıf temsilcileriyle konuştuk.
“ÖZGÜR DÜŞÜNCE ALANLARIMIZ YOK EDİLİYOR”
Sosyoloji bölümü sınıf temsilcisi arkadaşımızla başlıyoruz sohbete. Yapılan bu değişikliklerin öğrencilerin üniversitedeki kendini ifade edebileceği ve özgür düşünce alanlarını azaltacağını söyleyen arkadaşımız bu değişikliklerden önce de bu alanların zaten azaltılmaya başladığını belirtiyor. Arkadaşımız etkinliklere zorunlu katılımların şart koşulmasının da özgür düşünce ortamına zarar verdiğini düşünüyor. Ulusal öğrenci konseyi ya da öğrenci konseylerine seçilecek öğrencilerin adil bir şekilde seçilmediğini ve “yandaş” olarak tanımlayabileceğimiz bazı ilişkiler üzerinden bu seçimlerin yapıldığını söyleyen arkadaşımız yapılan değişikliklerinde bu dönem içerisinde gerçekleştirilen bütün değişiklikler gibi iktidarın çıkarına yapıldığını ekleyerek sözlerini tamamlıyor.
“O KADAR SORUN DURURKEN, BAŞKA İŞİNİZ Mİ YOKTU?”
Gazetecilik bölümü temsilcilerinden arkadaşımızla devam ediyoruz. Bu değişikliklerin böyle bir dönemde yapılmasına karşın aklına “Başka işiniz mi yoktu?” sorusunu aklına getirdiğini söylüyor ve bu soruyu sormasının nedeninin üniversitlerde onlarca sorun varken bunun değiştirilmesinin anlamsızlığının olduğunu ekliyor. Uzaktan eğitimin sıkıntılarının, yüksek lisans programlarının sıkıntılarının ve üniversitlerin altyapı eksikliklerinin kol gezdiği bir dönem de bu kararın alınmasını mantıklı bulmadığını söylüyor. “Bu değişiklikler üniversitenin tatilde olmadığı bir dönemde yapılsaydı da bizim üniversitemizde çok ses çıkaran olmazdı” diyen arkadaşımız temsilciliklerin umursanan bir pozisyonda olmadığını söylüyor. Bu duruma üniversitenin sebep olduğu kadar öğrencilerinde temsilcilikleri sadece duyuru vs yapan bir kurul gibi görmesinin de sebep olduğunu söylüyor. Ve temsilciler tarafından yapılan duyuruları sanki temsilciler belirliyormuşçasına onlara düşman olan öğrencilerin bile olduğunu söyleyen arkadaşımız temsil kurullarını eskisi gibi işlevsel hale getirecek olanların da yine öğrenciler olacağını söylüyor. Seçime dair değişiklikle ilgili ise zaten önceden de duyuruların düzgün yapılmadığını ve seçimlerin adil olmadığını söyleyen arkadaşımız alfabetik seçim uygulamasının saçmalıktan başka bir şey olmadığını belirtiyor.
İKTİDARIN DEMOKRASİ ANLAYIŞININ ÜNİVERSİTEYE YANSIMALARI
Felsefe bölüm temsilcilerinden arkadaşımız ise bu uygulamanın üniversitenin öğrenciler açısından demokratik yapısına zarar vereceğini ve asıl hedeflenen şeyin öğrencilerin söz sahibi olduğu, sorunlarını taleplerini ortaklaştırıp ses çıkarabileceği bu ve bunun gibi alanların ortadan kaldırılması olduğunu söylüyor. Öğrenci temsil kurullarının öğrencilerin yıllarca süren mücadeleleriyle elde ettikleri ve işlevselleştirdikleri bir alan olduğunu söyleyen arkadaşımız bu kararların ülkedeki hükümet politikalarının demokrasiye yönelik saldırılarının üniversitedeki yansımaları olduğunu belirtiyor. Öğrenci temsil kurullarının öğrenciler açısından öneminin altını tekrar çizen arkadaşımız online eğitim sürecinde de bu ihtiyacın kendisini daha net gösterdiğini ve temsil kurullarının işlevsel hallerinin öğrencilerin sorunlarına ve taleplerine çözüm bulabilecek alanlar olduğunu söylerek sözlerini tamamlıyor.
İTİRAZ VE SÖZ HAKKIMIZ BİLE YOK!
İktasat bölümü temsilcilerindan arkadaşımız ise bize sorulmadan böyle kararların alınmasının zaten baştan demokratik olmadığını ve tatil sürecinde kararın alınmış olmasının itiraz ve söz hakkımızı elimizden aldığını söylüyor. Hazırlık ve 1. sınıf öğrencilerinin seçime dahil olamamasının adil olmadığını söyleyen arkadaşımız hem önceki seçimlerde hem de temsil kurullarının önceki dönemlerinde demokratik bir sürecin işlemediğini ve bu alanları öğrencilerin sorunlarını ve taleplerini dile getiren alanlar olarak kullanamadığımızı söyleyerek sözlerini bitiriyor.