25 Haziran 2020 00:31

Babam önce EYT’ye sonra virüse takıldı

"Testi pozitif çıkan, hastanede yer verilmeyen babamı eve, herhangi bir test yapılmayan ablamın yanına yolladılar."

Fotoğraf: Özcan Yaman

Paylaş

Berkay GÖK
Ankara

Her gün pandemi yüzünden halka yeni bir tedbir duyuran yetkililer, konu fazla mesailer yüzünden işçinin sağlığının bozulabileceğine gelince duyarsızlaşıyor. EYT’ye takılan, Ankara’da bir fabrika işçisi olan babamın bu süreçte konan fazla mesailerde ne kadar çabuk sağlığını riske sokabileceği kimsenin umurunda değil. Babamın çalıştığı işyerinde daha önce mesai arkadaşında virüs tespit edilmiş, işçi karantinaya alınmış ancak başka bir tedbir uygulanmamıştı. Diğer çalışanların teste tabi tutulması gerekli görülmemişti.

Aradan yaklaşık 1 ay geçti ve bu sefer babamda çıkan virüste de farklı şeyler olmadı. Ankara’dan çok uzakta Kars’ta bir tanıdığımızda da virüs görülmüş ve onun korona süreci farklı işlemiş. Kars'taki yetkililer yakınımızı hastanede karantinaya alıp son 1 haftada görüştüğü herkesi de teste tabi tutmuştu. Ankara’da ise babamda pozitif vaka tespit edildikten sonra ambulansla hastaneye getirip birkaç örnek alıp, hiçbir belirti göstermeyen ablamın bulunduğu evde karantinada kalacağını söylediler. Hastanede yer verilmeyen babamı eve, herhangi bir test yapılmayan ablamın yanına yolladılar. Ablam ise bu durumda evde kendi başına alacağı önlemlerle virüsle baş etmek zorunda kaldı. Koronayı işyerinde kapan 14 günlük karantinaya çekilen babamı karantinadan sonra yine mesai bekliyor. Belki bir kez daha salgına yakalanmak...

Üretimin bir işçinin sağlığı yüzünden durdurulmadığı gerçeği de ortada. Hükümet, bir kişinin emeğini günlük 39 liradan hesaplayıp her fırsatta patronu ve sermayesini düşünmekten işçinin sağlığını ağzına bile almıyor. Birinci dalgada deneyimlediğimiz toplumun izolasyonu için kapatılan AVM, kafe gibi yerleri daha fazla kapalı tutamayıp insanları tüketime teşvik edildiğini görüyoruz. Tam da ikinci dalganın konuşulduğu ve salgının kontrol altına alınmadığı bugünlerde işçi sağlığının da konuşulmasını istiyoruz. Bu süreçte üretime devam eden fabrikalarda temizliğin el yıkama ve kolonyayla sağlandığını düşünen patronlar, üretimin olmadığı, yani sokağa çıkma yasağına denk gelen iş günlerinin intikamını alırcasına fazla mesai yaptırıyor.

Sadece sembolik olarak dezenfektan bulundurulan işyerlerinde işlerini kaybetme korkusu yaşayan, üstelik pandemide patronun insafına bırakılan babam ve işçi arkadaşları, EYT’nin yanında bir de kıdem tazminatını hükümetten korumaya çalışıyor. Yani hem hakları hem kazanımları hem de sağlıklarıyla sınanıyor işçiler bu süreçte.

Daha önce İstanbul Havaalanı inşaatı sırasında polis zoruyla işçileri çalıştıran zihniyet, salgın sırasında ise Hacettepe Üniversitesi sosyal tesislerinde çalışan işçileri 3 aydır açlığa mahkum ediyor. Ve her durumda bedel ödettirilen işçiler ve onların geçindirmek zorunda oldukları aileleri oluyor. Hastalıkta sağlıkta işçilerin patron-hükümet ikilisinden çekeceği çok şey var.

ÖNCEKİ HABER

Gazeteci Deniz Yücel'in davası karar için 16 Temmuz'a ertelendi

SONRAKİ HABER

Hacettepe’de işçilerin ücretleri 3 aydır ödenmiyor, işçiler açlığa mahkum edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa