25 Haziran 2020 07:51

Diyarbakır Tabip Odası: PCR test kapasitesi artırılmalı

Diyarbakır Tabip Odası, salgına ilişkin sürekli olumlu rakam ve oranlar paylaşılarak gerçekçi olmayan bir başarı algısı yaratıldığını belirterek, PCR test kapasitesinin artırılmasını istedi. 

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Diyarbakır Tabip Odası (DTO), kentteki haziran ayındaki koronavirüs salgının duruma ilişkin bir rapor yayımladı. Yurt genelinde 1 Haziran itibariyle tedbirlerin gevşetilmesiyle beraber Diyarbakır’da da virüsün yayılımının tırmanışa geçtiği belirtilen raporda, “Sağlık bakanının 17 Haziran’da yaptığı açıklamada Diyarbakır’da günlük vaka sayısının 100 civarında olduğu ve Diyarbakır valisinin 20 Haziran’da yaptığı açıklamaya göre ise Diyarbakır’da 54 kişinin Covid-19 nedeniyle hayatını kaybettiği, 20’si yoğun bakım ve 6’sı entübe olmak üzere 205 yatan hasta olduğu bildirilmiştir. Yaşamını yitirenlerin yaş ortalaması ise 72 olarak belirtmiştir. Ancak bizim hastanelerde çalışan arkadaşlarımızdan aldığımız verilere göre Diyarbakır’da Kovid-19 nedeniyle hasta yatışı ve taburcu olanlar bayram sonrası hızlanmış olup, günlük değişkenlik göstermekle birlikte kamu ve özel hastanelerde yatarak tedavi gören hasta sayısının 250-300 arasında değiştiği yönündedir” denildi.

BÜTÜN HASTANELER PANDEMİ İÇİN KULLANILACAK

Diyarbakır’da bütün hastanelerinin 20 Haziran itibariyle pandemi hastanesi ilan edildiği belirtilen raporda, hastanelerin “normalleşme” sürecine giremediği ifade edilerek, “Bu karar sonrası kamu hastanelerinde hasta yatırılmasına yönelik bir direnç geliştirildiği, kamuda yer olmadığı gerekçesiyle 112 aracılığıyla özel hastanelere hasta yönlendirmelerinin arttığı bildirilmektedir” denildi.  

FİLYASYON KISITLAMASI

Vakaların artmasıyla birlikte PCR test kapasitesinin arttırılması istenen raporda, “Salgında yaşanan yönetim/yönetememe krizi test olanakların kullanımına da yansımış, testlerin bir yandan gereksiz kullanımının önü açılırken, PCR pozitif dahi olsa hasta kişilerle temaslıların filyasyonlarının yapılması kısıtlanmıştır. Temas öyküsü olanların hepsinden değil sadece, 50 yaş üzeri, semptomu veya kronik hastalığı olanlara test yapılmaya başlanmıştır. Salgına ilişkin sürekli olumlu rakam ve oranlar paylaşılarak gerçekçi olmayan bir başarı algısı yaratılsa da salgın tehlikesi devam etmektedir. Bu nedenle ilimizdeki test kapasitesinin artırılması gerekmektedir” denildi.

155 SAĞLIKÇI ENFEKTE OLDU

Hastalığın yeniden tırmanışa geçmesiyle birlikte enfekte sağlıkçı sayısında da hızlı bir artış olduğuna dikkat çekilen raporda, 24 Haziran itibariyle Kovid-19 testi pozitif sağlıkçı sayısının 155 olduğu, 1 kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi. 

YEREL YÖNETİMLERE BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR

Merkezi düzeyde tedbirlerin gevşetilmesiyle birlikte halk içinde ciddi bir rehavet gözlendiği belirtilen raporda, “İş yerlerinde, toplu taşıma araçlarında ve sokaklarda salgının başındaki titizliğe özen gösterilmediği, maske takılmadığı ve fiziksel mesafeye uyulmadığı, etrafa atılan maske ve eldivenlerin ciddi halk sağlığı sorunu yarattığı görülmektedir. Ancak salgındaki bu yeni ivmeyi tek başına rehavetle açıklamak mümkün değildir. Ciddi bir halk sağlığı sorunu olan böyle bir pandemide özellikle yerel yönetimlere büyük görevler düşmektedir. Ancak maalesef ilimizdeki mevcut kayyum yönetimlerinin salgın dönemi boyunca panolara bilgilendirme yazıları asma, bazı hastanelere maske-dezenfektan dağıtımı, pazaryeri girişlerinde ateş ölçümü dışında halk sağlığı adına somut adımlar atmadığı izlenmiştir. 

Toplum sağlığının tehdit altında olduğu böyle bir pandemide ildeki ilgili resmi kurumlarca halka yönelik iki dilli (Türkçe-Kürtçe)  yazılı, görsel ve sesli uyarılar yapılmalıdır” denildi. 

TÜM SAĞLIK ÖRGÜTLERİ MÜCADELEYE KATILMALI

“Salgınla gerçek anlamda mücadele edebilmek ve hep birlikte kontrollü bir şekilde normale dönebilmek için, il pandemi ve hıffızsıhha kurullarına ildeki tüm sağlık meslek örgütleri katılmalı, süreç açık ve şeffaf bir biçimde yürütülmelidir” denilen raporda, “Her yerde eş zamanlı olarak tüm tedbirlerden hızlı bir şekilde vazgeçilmesi ile vakalar hızla artmaktadır. Toplum bağışıklığı stratejisini benimsediği anlaşılan hükümetin Kovıd-19 salgın süreci karşısındaki tutumundan endişe duyuyoruz. Salgın ile mücadele toplumun ve bireylerin sorumluluğunu aşan bir kamusal irade ve duyarlılık gerektirir. Kentte kamu/özel yatak kapasitesi vaka sayılarımıza uyumlu olarak organize edilmelidir. Olağan sağlık hizmetleri, acil ve öncelikli olanlar dışında “hassasiyetle” yönetilmelidir. Salgın tehlikesi devam ederken Diyarbakır’daki yetkilileri halk sağlığını önemsemeye, sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz” denildi. (Diyarbakır/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

EMEP: Sınavsız, yarışsız demokratik eğitim için mücadele edelim!

SONRAKİ HABER

ABD'de koşu yaparken öldürülen siyah Arbery cinayetiyle ilgili 3 şüpheli yargılanacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa