27 Haziran 2020 00:13

Aliağa Belediyesi, işçi hakları ihlalinde dünya sıralamasına girdi

Geçtiğimiz yıl 250 belediye işçisini işten çıkaran Aliağa Belediyesi 2020 Küresel Haklar Endeksi raporunda ilk 50'de yer aldı.

Fotoğraf: Evrensel

Reklam

Eren SARAN
İzmir

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) tarafından yayımlanan 2020 Küresel Haklar Endeksi raporunda, Türkiye işçi hakları açısından en kötü 10 ülke arasında yer alırken geçtiğimiz yıl 250 belediye işçisini işten çıkaran Aliağa Belediyesi de dünya üzerinde 144 ülke genelinde işçi hakları ihlal edilen ilk 50 kurumun bulunduğu listeye girdi.

Geçtiğimiz yıl mayıs ayından itibaren Aliağa Belediyesi işçilerinin yaşadıkları süreci değerlendiren DİSK/Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Deniz Şahin Gümüştekin, “Önce taşerondan kadroya geçen 6 işçi arkadaşımızı işten çıkaran Aliağa Belediyesi, takip eden günlerde baskı ve mobbingi arttırdı. KHK ile çalışan üyelerimizin sendikamızdan istifa ederek Belediye-İş’e üye olmaları için baskılar yapıldı, yıllarca kadrolu olarak büroda çalışan üyelerimiz parklara, temizliğe sürüldü. İşçilerin kendi istekleri ile çıkmaları amaçlandı, ancak üyelerimiz yılmadı ve mobbinge boyun eğmedi. Bunun üzerine bir ay geçmeden sendika yönetici ve temsilcilerimizin de içlerinde olduğu kadrolu üyelerimizin tamamı işten çıkartıldı” dedi.  

"LİSTEDE YER ALMASI TESADÜF DEĞİL"

Genel-İş Sendikası olarak işten çıkarılan işçilerle birlikte Aliağa Demokrasi Meydanı’nda 200 günü aşkın gün bir mücadeleyi örgütlediklerini ifade eden Gümüştekin, şunları söyledi: “Sendikamızın ve konfederasyonumuzun genel başkanları ve yöneticileri, siyasi partilerin milletvekilleri, temsilcileri direniş çadırımızı hiç boş bırakmadılar ve sürekli ziyaretlerde bulundular. Aliağa Belediyesi işçilerinin direniş çadırı, emek ve barış şenliklerine sahne oldu. Türkiye’nin her yerinden ve İzmir’den direnişe destek veren işçileri de ağırladı. Sanatçılar, aydınlar, yazarlar işten çıkarılan belediye işçilerinin sesi olmak için bizleri hiç yalnız bırakmadı.”

Aliağa Belediyesi’nin bu listede yer almasının tesadüf olmadığına dikkat çeken Gümüştekin, “250 kişinin işten atılması, atılan işçilerden Mehmet Emin Şavur’un kansere yakalanarak hayatını kaybetmesi, baskı, mobbing, sendika değiştirme çalışmaları ile birlikte sendikanın yetkisinin düşürülmesi amaçlanmış ve DİSK Aliağa Belediyesinden çıkartılarak, yerini sarı sendikanın alması sağlanmış, ayrıca atılan işçilerin aylarca maaşları ve kıdem tazminatları ödenmeyerek zaten ülkedeki ekonomik sıkıntı nedeni ile zor geçinen işçiler açlıkla sınanmış, bu sayede hukuksal süreçten vazgeçmeleri amaçlanmıştır” diye konuştu.

"ULUSLARARASI ÖLÇEKTE BİR İŞÇİ KIYIMIDIR"

İşten çıkarıldığı dönemde Genel-İş Sendikası Şube Yöneticisi olan Sinan Uğur Aliağa Belediyesinde ekonomik nedenlerle sıradan bir işçi kıyımı yaşanmadığını belirterek, “Her şeyden önce sendika yönetici ve temsilcilerinin de aralarında olduğu Genel-İş üyesi 250’yi aşkın sayıda işçinin işten atılması uluslararası ölçekte bir işçi kıyımıdır. Burada dikkat çekilmesi gereken noktalardan en önemlisi, belediyede yıllardır sendikalı bir şekilde çalışan, hakları toplu sözleşmelerle belirlenen ve kadrolu çalışan 100 işçinin tamamının işten çıkarılması ve belediyede kadrolu tek bir işçinin dahi kalmaması oldu” dedi.

Bu durumun en az 30 yıllık mücadeleyle kazanılmış hakların ortadan kaldırılması anlamına geldiğine dikkat çeken Uğur “Bu işçiler, CHP, AKP, MHP, hangi partili olursa olsun DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasındaki örgütlülüklerinden hiç taviz vermediler. Aliağa Belediyesi işçileri, ‘DİSK sadece CHP ve HDP’li belediyelerde örgütleniyor sıkıysa diğer belediyelerde de örgütlensin’ savını çürüten işçilerdi. Bu yüzden, 100 kadrolu işçiyle birlikte KHK’lı ve Genel-İş Sendikasının öncü neferleri olan 250’yi aşkın işçinin işten atılması bu güçlü sendikal mücadele geleneğini ortadan kaldırmayı hedefliyordu. Nitekim bu kıyımla birlikte, doğrudan işverenin çağrısıyla ve baskısıyla, Türk-İş’e bağlı Belediye-İş Sendikası utanmaz bir tutumla Aliağa Belediyesinde kalan işçileri DİSK’ten istifa ettirerek kendilerine üye yaptılar. Ancak şu anda işyerinde bu sendikanın örgütlü olduğuna dair hiçbir emare yok. Her şeye rağmen sendikasından istifa etmeyen az sayıdaki üyesiyle birlikte yine Genel-İş Sendikası işçilerin sorunlarıyla ilgileniyor ve haksızlıklara karşı mücadele ediyor” dedi.

EMEKLERİMİZ VE EKMEĞİMİZ ELİMİZDEN ALINMIŞTI, TAM 1 YIL OLDU

Semra Boracı (İşten çıkarılan işçi): 1992 yılında Aliağa Belediyesinde işe başladım. 26 yıllık iş hayatımda eğitmenlik, spor koordinatörlüğü ve satın alma üzerine görev yaptım. DİSK/Genel-İş Sendikasına bağlı 100 kadrolu, 150 hizmet alımı bünyesine çalışan toplamda 250 kişiyi teknolojik gelişme ve büyükşehir yasası gereği gelirin düşmesini gerekçe göstererek çıkardılar.

Bizler yapılan bu zülüm karşında direniş çadırımızı kurduk ve yapılan tüm haksızlıklara karşı panellerle, eylemlerle ve yürüyüşlerle mücadele ettik. Bu süreç her anlamda çok zor geçti. Psikolojik ve ekonomik sıkıntılar yaşadık.

26 yıl boyunca çalıştığım günler halen şerit gibi gözümün önünden geçiyor. Öfkem çok büyük… Yönetenlerin yaptığı hataların faturası biz emekçilerden çıkarılıyor. Peki, bu adalet mi? Adalete inanmak istiyoruz ve bu hukuksuzluğun bir bedelinin olmasını diliyoruz. Aliağa Belediyesini tarihinde olmayan bir borca sokan Serkan Acar ve yönetimi bu borcun faturasını biz emekçilere kesti. Bizler bu yapılanları asla unutmayacağız ve adaletin er ya da geç yerini bulacağını biliyoruz.

Küresel Haklar Endeksi gibi işçilerin ve sendikaların karşılaştığı hak ihlallerinin analizini içeren raporda 144 ülkenin incelenmesi ve raporda gerek ülkemin gerekse yıllardır çalıştığım kurumun olması beni üzüyor. Aliağa Belediyesinin bu listede olmasının nedeni bizleri işten çıkarmalarıdır.

Reklam