Eğitim Sen: Salgında sınav eşitsizlikleri kalıcılaştırır
Salgın döneminde sınav yapılmasının eşitsizlikleri kalıcılaştıracağını söyleyen Eğitim Sen Genel Sekreteri Özgür Bozdoğan, “Eğitimde eşitlik yoksa, bir hak değil, bir ayrıcalık haline gelir" dedi.
Özgür Bozdoğan | Fotoğraf: MA
Koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle tarihi iki kere değişen Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS), hafta sonu yapılacak. Yaklaşık 2,5 milyon adayın gireceği sınavın salgın gölgesinde yapılmasına tepkiler sürüyor. Geçtiğimiz hafta sonu yapılan Liselere Geçiş Sınavı’nda (LGS) sosyal mesafenin ortadan kalktığı görüntüler, önlemlerin yetersiz olduğunu gösterdi.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) ve Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) ve ilgili bakanlıkların, kamuoyundan gelen eleştirileri dikkate almadığını söyleyen Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Yükseköğretim ve Eğitim Sekreteri Özgür Bozdoğan, Kovid-19 vaka sayısında artış yaşanmasına rağmen öğrencilerin sınava zorlanmasının temel eğitim hakkına aykırı olduğunu ifade etti.
Sınavların öğrencilerde kaygıya neden olduğunu dile getiren Bozdoğan, “Öğrenciler geleceklerini şekillendirmek ve kendilerine bir yol çizmek istiyorlar. Ancak salgın koşullarında girdikleri sınav üzerlerinde aşırı kaygıya neden olacak. Öğrencilerin sağlık hakkı ellerinden alınıyor, burada temel itirazımız şu; öğrencilerimizin geleceği ile ilgili kararların, konunun tarafları olan kesimlerin önerileri, eleştirileri, talepleri dikkate alınmadan bu şekilde yapılıyor olmasını, demokratik bir kamuoyu yönetimi anlayışı olarak kabul etmiyoruz” dedi.
SADECE MASKEYLE KORUMA
Geçtiğimiz hafta sonu yapılan LGS sonrası yaşananları hatırlatan Bozdoğan, “20 kişinin olduğu bir sınıfta, virüsün yayılma riskinin ortadan kaldırılmadığı gözüküyor. LGS’de yaşanan süreç her açıdan olumsuzdu. YKS’ye bir gün kaldı, aynı olumsuzluklar devam ediyor. Sadece maske dağıtılarak bir koruma yapılamaz. Hiçbir öğrenci, eğitim görevlisinin sağlık durumunun şansa bırakılması, önlem alınmadan olağan akışına bırakılmasını doğru bulmuyoruz” ifadelerini kullandı.
"EŞİTSİZLİĞİ MEŞRULAŞTIRIR"
Sınava hazırlanan adaylar arasında bir fırsat eşitsizliği olduğuna değinen Bozdoğan, “Bu standartlaşmış ve merkezi sınavlar eşitsizliği meşrulaştırmaya yarar. Öğrencilerin yaşam koşulları, yaşadıkları çevre ve ailelerin sosyoekonomik durumları birbirinden farklıdır. Ciddi eşitsizlikler var ve bu eşitsizliklerin dikkate alınmadan yapılan sınavların doğurduğu sonuçlar meşrulaştırmaktan başka bir anlam ifade etmiyor. Salgın dönemi, salgından önce var olan eşitsizliklerin daha fazla derinleşmesine neden oldu. Eşitsizliklerin dezavantajı, yoksul, mülteci, engelli öğrenciler açısından daha belirgin olduğu bir dönemden geçtik. Uzaktan eğitime erişimi olmayan, erişimi olsa da sadece televizyon izleyerek devam ettiren, tarlada ya da farklı bir iş kolunda çalışmak zorunda olan öğrenciler eşit koşullarda bu sınava girmiyor. Sosyoekonomik olarak durumu yüksek olan ailelerin öğrencileri bu sınava tüm imkanları kullanarak hazırlandılar” diye konuştu.
"YOKSULLAR İÇİN EĞİTİM BİR HAK DEĞİL"
Salgın döneminde sınav yapılmasının eşitsizlikleri kalıcı hale getireceğine dikkati çeken Bozdoğan, “Eğer eğitimde eşitlik yoksa, eğitim bir hak değil, bir ayrıcalık haline gelir. Şu anda eğitim yoksul çocuklar için bir hak değil. Tüm öğrencilerin eğitime erişim hakkı kuramsal olarak var gözüküyor olabilir. Ama gerçekte eğitim hakkı şu an da yoksul, mülteci, mevsimlik işçiler ve farklı birçok çocuk için kullanılabilir bir hak olmaktan çıkmış durumda” diye belirtti.
Bozdoğan, “YKS’nin yapılması durumunda, çıkacak sonuçların geniş halk kesimi için olumlu olmayacağı açık. Duyarlı herkes bu karar karşı çıkmalı. Eşitsizliklere karşı birlikte hareket etmemiz gerekir” dedi. (Ankara/MA)
{{408035}}