Denizli Sarayköy'de JES’ler tarımı tehdit ediyor, köylü nefes alamıyor
Büyük Menderes İnisiyatifi (BMİ) Altınova ve çevresindeki mahallelerin muhtarlarına JES’in zararlarını anlatıyor. Köylü ise JES'lerle beraber nefes alamadığını söylüyor.
Fotoğraf: Evrensel
Hilmi MIYNAT
Denizli
Denizli’nin Tavas ilçesine yapılması planlanan Avdan Termik Santrali projesinin geçtiğimiz günlerde iptal edildiği duyuruldu. Hemen ardından ise Altınova’da JES yapılması için ‘ÇED gerekli değildir’ kararı çıktı. Büyük Menderes İnisiyatifi (BMİ) Altınova ve çevresindeki mahallelerin muhtarlarına JES’in zararlarını anlatmak için çalışmalarını sürdürüyor. Son olarak da Sarayköy ilçesine bağlı Tekkeköy, Hasköy, Kararakıran Mahallelerinde JES için açılan sondaj kuyularının çevreye verdiği zararları anlattıkları kısa bir video gösterimi hazırladılar.
Sarayköy’de Büyük Menderes İnisiyatifi üyeleri ve Denizli Barosu Kent ve Çevre Komisyonundan avukatlar JES’ler yüzünden yaşanan sorunları sıralarken, reenjekte edilmeyen veya sağlıklı bir şekilde edilemeyen jeotermal akışkanın tarım alanlarına, hayvanlara ve insana verdiği zarara ilişkin konuştu.
ORTAK MÜCADELE EDİLMELİ
BMİ’den Ahmet Ergun, Greeneco Enerji şirketinin reenjeksiyon alanında JES’lerin zararına ilişkin, “3 bin 4 bin metre derinlikten çekilirken asit kullanılmakta asitler toprağı tamamen zehirleyecek boyutlara ulaşmakta. Jeotermalden çıkan zehirli gazların atmosfere salınmasında belli bir kütlenin 45 gün askıda kalması ve yağmurla ürünlere akması anlatılabilir. Tek tek anlatmakla belki birçok şeyi atlamış olacağız” dedi. En önemli konunun JES’lere karşı ortak bir mücadele olduğunun altını çizen Ergun şöyle devam etti; “Bu enerjinin elektriğe dönüştürülmesi esnasında çevreye vermiş olduğu tahribat, burada ürünlerimize vermiş olduğu zarar en önemli konudur. Bütün döşenmiş borular sanki bir işgal ordusunun kuleleri gibi saplanmakta. En önemli konu topraklarımızın yok oluşuna karşı jeotermal enerjinin zararlarına karşı duruş gösterilmesidir. Hepimiz ortak bir karşı duruş sergilersek el birliği ile kurtulmuş oluruz.”
"ZEHİRLİ AKIŞKAN İÇTİĞİMİZ SUYA KARIŞIYOR"
Av. Hasan Ozan Orpak da Sarayköy’de JES için sondaj kuyularının açıldığı bölgenin koruma bölgesi olan verimli tarım arazilerinin olduğu bölgede olduğunu belirtti. “Greeneco firmasının sözde her şey kontrol altında olduğu jeotermal alanındayız” diyen Orpak, “Borunun dibinde kaynayan yerleri görüyoruz. Burası normal şartlardan 10 derece daha fazla. Çünkü 200 derece üzerinde akışkan kaynamakta burada. Reenjeksiyonun tam olarak yapılmadığı yerlerde suyun nerelere gideceği belli değil. Sülfat, demir, içerisinde birçok kanserojen madde bulunan bu zehirli akışkan bizim tarım alanlarımıza, içtiğimiz suya karışıyor” ifadelerini kullandı.
"ANAYASANIN 56. MADDESİNE AYKIRI"
Bu yapılanın anayasaya aykırı olduğunu belirten Orpak, “Biz hukukçular bir ihlali konuştuğumuzda bu ihlalin ispatında bazen zorlanıyoruz. Nedir? Güvenlik kamerası kaydıdır, bir tanığın görmüş olmasıdır veya çevrede bu olayı duyan birini aramaktayız. Ancak burada çok açık bir ihlal görmekteyiz. Bu Anayasa’nın 56. maddesine açık bir ihlaldir. Burası tam yol kenarı. Çürük yumurta kokusunu hissedebiliyoruz. Ayaklarımızı bastığımız yer inanılmaz kaynamakta. Ayakkabılarımızın altından biz bu sıcaklığı hissedebiliyoruz. Anayasa 56. madde çok açıktır, çevremizle ilgili olan nokta da herkesin sağlıklı bir çevrede yaşamasına hak ve özgürlük sağlar. Biz bu hakkımızı kullanamıyoruz. Biz sadece yaşadığımız coğrafyada bu hak ihlalini görüyoruz. Buradan çıkan su reenjekte edilmeli fakat bu su tarım arazilerine içtiğimiz sulara salınıyor” diye konuştu.
KÖYLÜ NEFES ALAMAZ OLDU
Sarayköy ilçesi Karakıran köyünden 37 yaşındaki Çiftçi Ümit Arıcı ise hayatı boyunca çiftçilik yaptığını söyledi. Köyünden hiç ayrılmadığını ifade eden Arıcı JES’e ilişkin şunları söyledi: “Son 15 yıldır bu jeotermal gelince nefes alamaz olduk. Hayvanlarımız zarar görüyor. Ağaçlarımız kuruyor. Bir tek biz değil, hayvanlarımız da zarar görüyor. Yaşayınca görebilirsiniz. Diyeceğimiz çok da fazla bir şey yok çevremize sahip çıkacağız.”