Emek Barış ve Demokrasi Güçleri: Keyfi uygulamalara her gün bir yenisi ekleniyor
Beylikdüzü Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, hükümetin antidemokratik uygulamaları sürdürdüğünü ifade ederek tepki gösterdi.
Fotoğraf: Evrensel
Beylikdüzü Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, basın toplantısı düzenleyerek antidemokratik uygulamalara tepki gösterdi.
İstanbul Beylikdüzü Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, Makina Mühendisler Odası Beylikdüzü Şubesinde basın toplantısı düzenleyerek antidemokratik uygulamalara tepki gösterdi. Basın toplantısında konuşan Zeynep Çelik, vekilliklerin düşürülmesi, kayyum atamaları yoluyla halk iradesinin tanınmadığını, işçi ve emekçilerin tüm kazanımlarının teker teker yok edildiğini ifade etti.
Haber yapan gazeteci ve siyasetçilerin sırf muhalif oldukları için hapse atıldığını hatırlatan ve keyfi uygulamalarına her gün yenisini eklediğini söyleyen Çelik, hükümetin son olarak muhalefet dinamiği olarak gördüğü Mimar Mühendis Odaları ile Baroları hedef aldığını vurguladı. Hükümetin, hukukun gücü yerine gücün hukukunu uygulayarak Anayasayı ihlal ettiğini söyleyen Çelik, baro başkanlarının yürüyüşüne dönük engellemeye tepki gösterdi:
“Görevi halkın güvenliğini sağlamak olan kolluk kuvvetleri, adeta yürütmenin zor aygıtına dönüştürüldü ve yasa dışına çıkarak, anayasal haklarını çok iyi bilen hukukçuların haklarını çiğnedi. Baro Başkanları ve Avukatlar insan hak ve özgürlüklerinden, demokrasiden yana tutum sergilediler. Barolara kurulan bu tuzağı bozdular. Barolar 'bağımsız yargı, özgür savunma' diyerek yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti anlayışıyla tek adam rejiminin yargıdaki sultasına boyun eğmeyeceklerini gösterdiler. Buna aykırı davranan Birlik başkanı Metin Feyzioğlu, bu yürüyüşü karalamaya çalışan açıklamalarla barolara tuzak kuranların tarafında yer almış, iktidarın avukatların içine soktuğu sözcü kimliğine bürünmüştür. Kamuoyunun tepkisini yatıştırmak için baro başkanların Ankara yürüşünü göstermelik ziyarete gelen birlik başkanı Feyzioğlu, yürüyüşteki baro başkanların tepkisi ile karşılaşmış ve gerekli cevabı almıştır. Gerek ‘Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü’ ve gerekse ‘Baroların Ankara Yürüyüşü’ bizlere gösterdi ki; Anayasanın fiili olarak askıya alındığı bu koşullarda tek çare, işçi ve emekçilerin birleşik mücadelesiyle, direnmemizle mümkündür.” (İstanbul/EVRENSEL)