Yurtlarda kalan öğrenciler bıraktıkları eşyaları için endişeleniyor
Yurtlarda kalan öğrenciler koronavirüs salgını süresince pek çok yurt binasının karantina merkezi haline getirilmesi sebebiyle yurtlarda bıraktıkları eşyaları için endişelenmeye başladı.
Fotoğraf: DHA (Arşiv)
Koronavirüs pandemi sürecinde 12 Mart’ta okulların tatil edilmesiyle birlikte öğrenciler memleketlerine döndü. Tatil süreci 2-3 haftalık planlandığı için öğrencilerin birçoğu çok az eşya alarak memleketine gitti eşyaların hemen hepsi yurtlarda kaldı. Yurtların bir kısmı karantina yurdu olarak kullanıldı ve bu yurtlardan kimi öğrencilerin eşyaları çalındı; karantina yurdu olmadığı halde eşyaları özensizce kenara atılan öğrenciler oldu. Farklı yurtlardan konuştuğumuz öğrenciler eşyalarının durumu hakkında yurtlardan sağlıklı bilgi alamadıklarını ve endişeli olduklarını belirtti.
Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs pandemisinin (Kovid-19) 11 Mart’ta Türkiye’de görülmesi ile birlikte herkesin hayatlarında köklü değişiklikler yaşandı ve mağduriyetler ortaya çıktı. Bu sürecin yansımalarını eğitimden sağlığa, sağlıktan ulaşıma kadar birçok alanda görüldü. Pandemiyle birlikte 12 Mart tarihinde okulların tatil edilmesi sonucu birçok öğrenci memleketlerine gitmek için yollara koyuldu ve 23 Mart tarihinde de okullar uzaktan eğitim modeline geçti. Tatil yalnızca 3 hafta olarak planlandığı için çoğu öğrenci memleketlerine giderken yanlarına çok az eşya aldı ve eşyalarının çoğunluğu yurtlarda kalan öğrenciler eşyalarıyla ilgili pek de iç açıcı manzaralarla karşılaşmadı. Yurtların bir kısmı karantina yurdu olarak kullanıldı ve bu yurtlardan kimi öğrencilerin eşyaları çalındı; karantina yurdu olmadığı halde eşyaları özensizce kenara atılan öğrenciler oldu. Farklı farklı yurtlardan öğrencilerle yurtların durumunu konuştuk öğrenciler yurtlardan eşyalarıyla ilgili sağlıklı bir bilgi alamamaktan şikayetçi
ÇEMBERLİTAŞ KYK KIZ ÖĞRENCİ YURDU
Çemberlitaş KYK yurdunda kalan Aslı eşyaları hakkında biraz bilgi aldığını ama yine de güvende olduğunu düşünmediğini belirterek; “Birçok yurtta hırsızlık yapıldığını duydum ve sosyal medyada gördüm... Bizim yurdumuz pandemi sebebiyle karantina yurdu seçilen yurtlardan değildi ama bu trajikomik bir durum. Karantina yurdu olamayacak kadar kötü şartlardaydık çünkü... 8 kişilik odada kalıyor, umumi tuvalet ve banyoları kullanıyorduk” dedi.
Ayşe ise İstanbul’a çok uzak bir ilde yaşadığını ve kolaylıkla gidip gelemediğini ifade ederek şunları söyledi: “Yurttan en son çıkan arkadaşımdan dolabımı kilitlemesini istedim. Ancak onun dışında pek bir bilgim yok. Bu süreçte yurtlar da inisiyatif almadı. Bilgisayarını ya da ütü gibi eşyalarını bırakan arkadaşlarımız da var. Onlar için durum daha endişeli. Sürecin en başından önlemler alınsaydı, bizler de eşyalarımızın tamamını alarak dönerdik. En başından ciddiyetle karşılanmadığı için bizler mağdur edildik. Yurdumuz karantina yurdu olmasa da, yurda pek güvenemiyorum. Sosyal medyada karantina yurdu olanların halini görünce çok endişelendim.”
VEZNECİLER KYK KIZ ÖĞRENCİ YURDU
Koronavirüs salgını nedeniyle eğitime 3 hafta ara verildiğinin duyurulmasından sonra birçok öğrenci gibi eşyalarını toparlamadan yurttan ayrılmak zorunda kaldığını belirten Vezneciler KYK’de kalan öğrenci “Daha sonra yurtların karantina için kullanılacağı duyurulunca yurtlarda kalan öğrenciler olarak eşyalarımız için endişe duyduk. Bu endişenin en büyük nedeni yurtlardaki idarecilerden kesin bilgi alamamamızdı. İstanbul'daki diğer KYK yurtlarında da durumun aynı olması sebebiyle “KYK Dayanışma” adında bir Twitter sayfası kurduk. Buradaki amacımız hem aynı sorunu yaşadığımızdan dolayı dayanışma göstermek hem de resmi bilgilerin tarafımıza iletilmesi için ses çıkarmaktı. Bu sayfa aracılığıyla birçok hashtag çalışması da yaptık. Diğer yurtlardan odaların son durumuna ilişkin gelen görüntüler bütün öğrencilerin tepkisine sebep oldu. Böylece bu uzun sessizlik dönemi, eşyalarımıza ne olacağı konusundaki belirsizlik, hepimizin stresini kat be kat arttırdı. Yurdu tekrar tekrar arayan, bilgi almak isteyen her öğrenciye verilen farklı ve kesinliği olmayan söylemlerin devam etmesi biz öğrencilerin mağdur olmasından başka bir işe yaramadı. Şimdi ise yurt idaresini aradığımızda eşyalarımızın bazaların altına konduğunu, bazaların açılmaması için vidalandığını ve güvende olduğunu söylüyorlar. Pandemi sürecinin doğru yönetilmemesi, bu noktada ise KYK yurtlarının aldıkları tutumlar bize ancak kaygı verir, güven değil!” diye konuştu.
CEVİZLİBAĞ KYK KIZ ÖĞRENCİ YURDU
Cevizlibağ Yurdu’ndan Başak ise okulların tatil edilmesiyle birlikte, Cevizlibağ Atatürk Öğrenci Yurdunun karantina yurdu olarak kullanılmaya başlandığını ve sağlık çalışanlarının yurtta kalmaya başladığını vurgulayarak şunları dile getirdi; “3 hafta olduğunu düşündüğümüz tatilde, çoğu eşyalarımızı almadan memlekete döndük. Birçok öğrenci dolaplarını kilitleyerek yurttan ayrıldı. Birçok öğrenci dolapların kilitlenmesi konusunda arkadaşından yardım istedi. Yaklaşık 3 ay boyunca eşyalarımızın durumu konusu bizi tedirgin etti ve bu yüzden yurt yönetiminden açıklama bekledik. Yurt yönetimi resmi olmayan İnstagram hesabından eşyalarımızın güvende olduğunu belirtti. Eşyalarımızı alabilme izni verildikten sonra yurda eşyalarımızı almaya gittiğimizde kaybolan ve çalınan eşyalarımızın olduğunu fark ettik. Bulamadığımız bazı eşyaların diğer arkadaşların bazalarının altında olabileceğini umut ediyoruz. Odalarımızı kirli şekilde bulduk. Kilit sistemini kaldırdıklarını öğrendik ve böylece gün içerisinde odaya kimin girildiği belli olmuyor. Eşyalarını almaya gidemeyen öğrenciler de eşyaların durumu konusunda tedirgin ve gergin. Odadaki dolapların kilitleri kırılabilir mi eşyalarımıza zarar gelir mi? Bu konuda endişelenmekteyiz.”
Bir diğer ismini vermek istemeyen öğrenci ise başından geçenleri şöyle anlattı; “Sosyal medyadan birçok farklı yurttan arkadaşın eşyalarının çalındığıyla ve yurtta kalan misafirler tarafından kullanıldığıyla ilgili haberler gelince oldukça telaşlandım ancak bizim yurttan olmadığı için içim rahattı ancak sonrasında bizim yurtta kalan bir arkadaşın eşyalarının çalındığını sosyal medyada görünce oldukça telaşlandım ve günü birlik bilet aldım. Yurda gittiğimde dolabımdaki eşyalarım yerindeydi bir eksik yoktu ancak banyodaki tüm eşyalarımızı atmışlardı. Onun dışında eşyalarımı hemen toplayıp eve döndüm.”
Son olarak Ayşe ise koronavirüs pandemisi ilan edildiğinde kendini güvende hissetmek için apar topar yurttan aile evine gitmek istediğini belirterek; “Korkudan gözüm yurtta kalan eşyalarımı görmedi. Hızlıca bir bavul hazırladım ve eve gitmek için yola düştüm. İlk başta eşyalarımın durumunu pek önemsemedim ta ki yurdun sağlık personeli için kullanılacağını öğrendiğim zamana kadar. Resmi olmayan İnstagram sayfasından eşyalarınız güvende diye açıklama geldi ancak yine de inanmadım çünkü öğrencileri telaşlandırmamak için böyle bir açıklama yapmış olabileceklerini düşündüm. Neyse dedim giden gitsin sağlığımdan daha önemli değil ya dedim. Bir arkadaştan bizim yurdun öğrencilerinden birinin yurda gidip eşyalarını aldığını ve güvenli bir şekilde kilitlendiğini öğrenince içim rahatlamıştı ancak hemen sonrasında başka bir arkadaşın bilgisayarının çalındığı haberi gelince tekrar bir telaşa düştüm. Eşyalarımın güvende olacağına inanmak istiyorum ama eşyalarımın durumunu görmeden de içim ferahlamayacak biliyorum.” Diyerek tüm öğrencilerin düşüncelerini yansıttı.
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN KYK ERKEK ÖĞRENCİ YURDU
İsmini vermek istemeyen Kanuni Sultan Süleyman KYK Erkek Öğrenci Yurdu’nda kalan bir öğrenci ise “Yurtta kalan eşyalarını almaya gidebildin mi?” sorusuna “Maalesef henüz gidemedim. Gitmeyi düşündüm fakat otobüs biletleri fazla pahalı geldi o yüzden gidemedim.” Diye cevap verdi. Birçok eşyasının yurtta kaldığını söyleyen öğrenci şunları söyledi; “Çalınmamış olmasını umut ediyorum. Akşam 8 civarında anons geçilip sabah 6 ya kadar yurdu boşaltmamız istenince mecburen bazı eşyalarımı bırakmak zorunda kaldım. Evime zor dönebilmişken eşyalarımın hepsini getirmek çok daha zor olurdu. Eşyaları çalınan arkadaşların olduğunu duydum buna üzüldüm. Henüz KYK’dan bu konuda bir açıklama gelmemesi şüphelendiriyor beni. Sorumluk kabul etmeyecek ve mağduriyetlerimiz giderilmeyecek sanırım.” Eşyalarının çalınması durumunda yurdun sorumluluk kabul edeceği konusunda iyimser olamadığını dile getiren öğrenci “Eşyalarımın çalınmış olmasından çok tedirginim. Çalınmış ise eşyalarım, maddi anlamda yaşayacağım zararı telafi edeceklerini düşünmüyorum” dedi.
ATAŞEHİR KYK KIZ ÖĞRENCİ YURDU
Ataşehir Yurdu’ndan bir grup öğrenci ise kaldıkları yurdun 6-8 kişilik odaları olduğu ve ortak kat banyo- tuvalet kullanımına sahip olduğu için karantina yurdu yapılamayacak kadar kötü olduğunu belirterek; Yurt karantina yurdu olmamasına rağmen eşyalarının durumunun çok kötü halde olduğunu ifade etti. Öğrenciler yurt yetkililerini arayıp eşyaların durumu sorduklarını ve “Merak etmeyin, güvende ve yerli yerinde hepsi” cevabı almış olmalarına rağmen yurtlara eşyaların almak için giriş gittiklerinde kötü bir manzara ile karşılaştıklarını dile getirdi. Öğrenciler dolapları dışındaki tüm eşyalarnın karışık bir şekilde çöp torbalarına tıkıldığını ve bir odaya konulduğunu, yurda eşyalarını almaya giden bazı öğrencilerin ise bu karmaşa içerisinde bazı eşyalarını bulamadıklarından bahsetti. Öğrenciler eşyaların gelişigüzel konulduğunu, pek de güvenli ve yerli yerinde görünmediğinden bahsetti.
Genel olarak öğrenciler su sürecin acemice ve öğrenci yanlısı olmayan bir şekilde yürütüldüğünü belirterek gece yarıları yataklarından kaldırılıp yurdu boşaltmaları istendiğini, pandemi esnasında bile “aman ha son ayın yurt ücretini yatırmayı unutmayın” diye tembihlendiklerini dile getirdi. Öğrenciler yurtlarını karantina yurdu olarak seçilmesine tepkilerini şu şekilde dile getirdi; “Çoğunlukla zor durumda olan öğrencilerin kaldığı bu yurtlar karantina için ilk akla gelen yerler oluyor; oteller/ pansiyonlar değil, öğrencilerin zorunlu olarak kaldıkları yerler olan yurtlar. Her seferinde görüyoruz ki; öğrencilere vaadedilen güvencesiz ve belirsiz bir gelecek. Kısacası koronavirüsün faturası yine garibana kesildi, elinde avucunda bir şeyi olmayana; işçilere, emekçilere ve onların çocuklarına.” (HABER MERKEZİ)