Hukukçular ve öğrenciler barolara yönelik baskıyı konuştu
Kamu Hukukçusu Dr. Mehmet Cemil Ozansü, Av. Engin Deniz Ergin ve hukuk öğrencileri, Genç Hayat'ın Instagram canlı yayınında barolara yönelik baskıyı konuştu.
Dr. Mehmet Cemil Ozansü, Av. Engin Deniz Ergin ve hukuk öğrencileri, Genç Hayat'ın 26 Haziran Cuma günü yaptığı Instagram canlı yayınında barolara yönelik baskıya konuştu.
OZANSÜ: YARGI, HÜKÜMET PARTİLERİNE BAĞLANMIŞ VAZİYETTE
İlk konuk olan Dr. Mehmet Cemil Ozansü, genel olarak yargı erkinin Türkiye’deki konumunu değerlendirdi ve "Anayasa Mahkemesi’nin kurucu fonksiyonunun zayıflamasıyla başladığını düşünüyorum. 2008’den sonra AKP kapatma davasında vermiş olduğu kapatmama kararı, AYM’nin bu partinin siyasi faaliyetlerine izin vermesi Türkiye hukuk sistem açısından teorik bazda da ilk işaretini verdi” dedi.
2011 yılındaki referandum ile hakim, savcılara dair, usullere dair büyük bir yetki devri olduğunu hatırlatan Ozansü, "Yürütmenin yargı üzerindeki nüfuzu genişletilmiş oldu" ifadelerini kullandı.
Kendisinin de 15 Temmuz’dan sonra OHAL ile birlikte Hukuk Fakültesi öğretim üyeliği görevinden KHK ile ihraç edildiğine, yargının bağımlılığının arttığına ve hükümet nüfuzunun etkisine dikkat çeken Ozansü “Yargı, hükümet partilerine epey bir biçimde bağanmış vaziyettedir” diye konuştu.
Avukatların memur olmadıkları için daha özerk kalabildiğine dikkat çeken Ozansü, barolar ve meslek odaları gibi özerk yapıların tasfiye edilmek istendiğini vurguladı.
“Bütün kamusal hayatı mevcut hükümet partisinde toplamak istiyorlar” diyen Ozansü, 12 Eylül’de bile baroları kapatmaya cesaret edemediklerini belirtti.
İktidarın baroları çeşitli fraksiyonlara bölerek bir kısmını terörize etmeye çalışabileceği uyarısında bulunan Ozansü, yargıda gelinen noktaya dair, “Hukuk fakültesi diye bir şey kalmadı. Hiçbir meselede cevap üretebilmiş değil Hukuk Fakülteleri. Adliye derseniz tamamen hükümetin emrine girmiş durumda…” dedi.
Özansü, baroların savunulması gerektiğini vurgulayarak sözlerini noktaladı.
AV. ENGİN DENİZ ERGİN: VATANDAŞIN HAKKI İÇİN BAĞIMSIZ BARO ŞART
Yayının ikinci konuğu genç avukat Engin Deniz Ergin oldu. İktidarın barolara ilişkin düzenlemesinde hem çoklu baro sistemi hem de delege sisteminde değişiklik yer aldığını belirten Ergin, "Delege sistemi çoklu barodan daha kötü. 5 bin avukata 1 delege, baro başına da 3 delege şartı getiriliyor. 5 binden fazla olan yerlere de çoklu baro kurulabiliyor” dedi
Çoklu baronun aslında orantısız temsile ve baroların farklı siyasi kliklere bölünmesi yol açacağını ifade eden Ergin, bunun da bir merkezileşme sorunu doğurabileceğine işaret etti.
Baroların bölünmesinin mali güçsüzlüğe yol açabileceğini ve bunun da staj görecek avukatlar için bir olumsuzluklara yok açabileceğine değinen Ergin, “Zaten düzenlemede staja dair herhangi bir şey söylenmemiş” diye belirtti.
Ergin, "Çoklu baro sisteminde avukatlar işe gireceği zaman şirket diyecek ki 'Şu baroya geç işe alayım'. Vatandaş içinse hakimler acaba hangi baronun avukatlarına daha iyi gözle bakar, ona göre daha iyi karar verir gibi bir durum oluşacak” dedi.
Geçen haftaki eylemlerin artarak devam edeceğini söyleyen Ergin, “Vatandaşın hakkı için bağımsız baro şart. Herkesin ses çıkarması uzun vadede halkın yararına olacaktır” diye konuştu.
"GELECEKTE ÖĞRENCİLER 'SARI BAROLARA' KAYITLI OLMAK ZORUNDA BIRAKILACAK"
Ardından söz alan İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Mete, düzenlemenin hukuk öğrencilerinin geleceğine bir saldırı olduğunu söyledi.
Kıbrıs Ada Kent Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Ahmet Başbuğ da “Öğrenciler, gelecekte mesleğini icra etmek için sarı barolara kayıtlı olmak zorunda bırakılacak” dedi.
İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Rewsan Aydınarığ ise “Getirilen sistemin çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Bir Hukuk Fakültesi öğrencisi olarak da tedirgin oluyorum. Bu ülkede zaten genç olarak geleceğimden tedirgin oluyorum. Avukat olayım belki bir şekilde geleceğim şekillenir diye düşünürken bir de böyle bir şeyin gelmesi beni daha çok tedirgin ediyor” dedi. (HABER MERKEZİ)