Çirkin’in estetikle imtihanı...
Alman oyun yazarı Marius von Mayenburg’un Çirkin’i İstanbul Devlet Tiyatroları’nın yeni oyunları arasında. Sezona 18 yeni oyunla giren İstanbul Devlet Tiyatroları kara komedi tadındaki ‘Çirkin’i Metin Belgin yönetmenliğinde sahneliyor. Dış görünüşün, algıda yarattığı izlenim özellikle gündelik yaşam
Alman oyun yazarı Marius von Mayenburg’un Çirkin’i İstanbul Devlet Tiyatroları’nın yeni oyunları arasında. Sezona 18 yeni oyunla giren İstanbul Devlet Tiyatroları kara komedi tadındaki ‘Çirkin’i Metin Belgin yönetmenliğinde sahneliyor. Dış görünüşün, algıda yarattığı izlenim özellikle gündelik yaşamın merkezine oturmuş durumda.
‘Eli yüzü düzgün’ iseniz hakkınızda oluşan algı da bir o kadar iyi oluyor. Bu durumun insanlara dayatılan görüntü kimliğiyle ilgisi çok.
Marius von Mayenburg da hikayesine tam da buradan bakıyor ve nasıl da kara komedilik bir sistemin içinde olduğumuzu gösteriyor. Üstelik güzellik gibi önemli bir hayati mevzunun nasıl yanlış anlaşıldığını anlatıyor.
“Günün birinde tüm dünyanın imreneceği bir güzelliğe sahip olsanız neler olurdu?” sorusundan yola çıkan oyun, fiziksel özelliklerin başarıda önemli yer tutan günümüz toplumlarını eleştiriyor.
ESTETİK SADECE YÜZÜ DEĞİŞTİRMİYOR
Lette, yeni buluşuyla kariyerinin önemli bir noktasındadır. Geliştirdiği bu yeni projesinin sunumuna hazırlanırken, proje sunumunu konuyla ilgili hiçbir niteliği olmayan yardımcısının yapacağını öğrenir. Patronuna bunun nedenini sorduğunda aldığı cevap “Bu suratla hiçbir şey satamazsın” olur.
Fiziksel görünüşünün başarısının önüne geçebileceğini aklına bile getirmeyen Lette karısının ve patronunun çirkin olduğunu belirten sözleri onu estetik cerrahının koltuğuna sürükler.
Geçirdiği bu operasyon Lette’i bakanın bir daha baktığı bir yakışıklı biri yapar. İş yerinde, evinde ve geçtiği her yerde ona hayran hayran bakarlar. Yaşamını önemli ölçüde değiştiren estetik ameliyat Lette’nin kişiliğinde de değişimlere yol açar. Karısına o güne kadar sadık kalan kocanın yerine, üçü-beşi aşan sevgilileriyle aldatan üstelik bunu karısına ‘kabulleneceksin’ egoistliğini dayatan bir adam haline gelir.
Lette’nin yaşamındaki bu değişimler erkekler tarafından kıskanılınca aynı cerrahi uzmanın kapısı aşındırılır. Herkes aynı yakışıklılıkla çıkar kapıdan. Bu da Lette’nin bütün popülerliğini yitirmesine neden olur. Bütün erkekler aynı yüze sahip olunca o pohpohlanan güzellik, aynı hızla sıradanlaşır.
TİYATRO BÜYÜSÜNÜN SEYİRCİDEKİ ETKİSİ
Dört oyuncunun sahnelediği ‘Çirkin’de, farklı iki kişiyi aynı adla oynanıyor. Önder Ay’ın hazırladığı ışık düzeni oyuncuların kostüm ve makyajlarını da değiştirmeden bir sahneden diğerine geçmelerini kolaylaştırıyor. Seyirci de bu geçişleri ve karakterleri kafa karışıklığı yaşamadan izliyor. Yazar oyunun bu özelliği için şöyle diyor: ‘Tiyatronun büyüleyici bir hilesi vardır. ‘Bu adam kraldır,’ dediğiniz zaman, sahnedeki aktör seyircinin gözünde bir anda kral oluverir. Bu oyunda aynı şeyi yaptık; çirkini çok yakışıklı bir aktöre oynattık ve böylece bütün seyirci onun çirkin olduğuna ikna oldu.’
Serdar Biliş’in çevirisiyle sahnelenen “Çirkin”ini 14-18 Kasım tarihleri arasında Küçük Sahne’de izleyebilirsiniz. (İstanbul/EVRENSEL)
OYUNUN KÜNYESİ
Yazan: Marius von Mayenburg
Yöneten: Metin Belgin, Çeviren: Serdar Biliş
Dekor-Kostüm Tasarımı: Medine Yavuz Almaç
Işık Tasarımı: Önder Ay, Dramaturg: Selen Korad Birkiye
Asistanlar: Başak Şamlıoğlu - Batuhan Bozcaada
Oyuncular: Lette: Tolga Evren, Fanny: Simay Tuna
Scheffler: Nışan Şirinyan, Karlmann: Şamil Kafkas