Suç olmadan ceza kesen hukuk!
20.05.2016 Tarihleri arasında yatması gereken süreden mahsubuna’’ bu Tahir Canan’ın yatacağı süre ile ilgili Gaziantep 3. Ağır ceza Mahkemesi’nden gelen; kararın Canan’ın yatacağı süre ile ilgili bölümü.Türkiye’nin dört bir yanından duyarlı insanların ortak çabasıyla Tahir Canan’a Ö
Türkiye’nin dört bir yanından duyarlı insanların ortak çabasıyla Tahir Canan’a Özgürlük kampanyası sonucunda Yargıtay Birinci Ceza dairesi bozma kararı vermişti. Bu bozma kararı uzun bir süre Yargıtay Başsavcılığında bekletildi. Yerel mahkemeye gönderilmedi. Avukatların ‘’dosya neden gönderilmiyor’’ sorularına Adli tatil gerekçe gösterildi. Yerel mahkemeye de dosyanın gelip gelmediği sorulduğunda hep ‘’gelmedi’’ yanıtı ile karşılaştılar. Ancak, 8 Kasım 2012 tarihinde Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesinden o beklenen karar geldi. Karara göre ‘’20.05.2016 Tarihleri arasında yatması gereken süreden mahsubuna’’ denerek belirtildi.
CEZA VEREN CEZADAN VAZGEÇTİ
Bandırma Cezaevi’nde kalan Tahir Canan yaptığı yazılı açıklamada, duruşmanın avukatlardan gizlenerek karara bağlandığını belirterek durumu “akıllara zarar veren karar, suç almadan ceza kesen hukuk” şeklinde değerlendirdi. Canan Malatya 1 nolu DGM’nin ‘’Ceza verilmesine yer yok’’ diyerek infazın geri alınmasına ilgili kararını 2003 yılında kaldırdığına dikkat çekti. İnfazın geri alınmasını gerektirecek bir ceza- suç kalmadığını vurgulayan Canan, “Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesi şimdi olmayan bir suç üzerinden infaz alma işlemi yapıyor. Haliyle bu uygulamada ne diyeceğimizi de bilmiyoruz. Hukuk desek Hukuk değil, yasa desek yasa değil! Komiklik desek devlet olma ciddiyetine yakışmaz! Peki, buna ne diyeceğiz?” diye sordu.
HUKUKSUZLUKTA BAŞKA BİR PERDE!
2005 yılında yürürlüğe giren yasa ile ‘’Birden fazla süreli hapis cezasına mahkûmiyette en faz 28 yıl hapis yatacağı’’ tespitinin olduğunu hatırlatan Canan, “32 yıldır cezaevinde olduğum dikkate alındığında bu da hukuksuzluktaki başka bir perde! Bu konuyu avukatım 2011 yılında verdiği dilekçe ile Bandırma Savcılığına, Adalet Bakanlığına anlattı. Bütün yetkililer bu yasal gerçekliği adeta görmezlikten geldiler. Top Yargıtay’a atıldı. Yargıtay’da aldığı bozma kararıyla idare-i maslahatçı bir tutum takınarak işi yerel mahkemeye bıraktı. Yerel mahkemede savunmanın hiç değinmedi hatta mahkeme savunmayı karşısında görmek istemediği için dosyanın kendilerine ulaştığı bilgisini dahi vermedi. Peki bu yapılana yargılama mı denir? Hayır. Burada yargı adına sergilenen şey yargılama oyunudur” dedi. (HABER MERKEZİ)
‘YARGI YASALARA DA SAYGI GÖSTERMEDİ’
SAVUNMANIN olmadığı bir yargılamada adil bir hukukun olmasının imkansız olduğunu dile getiren Canan, “ Şartlı tahliye ile bakiye kalan infazın geri alınmasının hukuksal dayanağı kalmadığı halde hala dayanaksız infazın infazını uygulamaya devam ediyorlar! Bu uygulamaya da hukuk diyemeyiz. Yine infaz yasasının 107/e bendinde içtimalı cezaların yatarı için en fazla belirlemesi 28 yıl olduğu halde ben 32 yıldır içeride olmama rağmen tahliye etmiyorlarsa burada yargının bağımlı olduğu yasalarda saygı göstermediği sonucu çıkar” dedi.