Sınavların ülkesinde bir sınav: YKS
TYT sınavında sordukları Türkçe soruları yüzünden döktüğümüz soğuk terleri ve paragraf sorularının nereden çeksen oraya gelen ucu açık cevapları yediğimiz en büyük darbelerden biri oldu.
Fotoğraf: Flickr
Sonat ARSLAN
İzmir
“Dünyayı değiştirebilmek için kullanılabilecek en güçlü silah eğitimdir” der Mandela, çünkü yapılabilecek en büyük devrim eğitimdir. Sınavlar ülkesinde yaşıyoruz. Peki bu kadar sınav içerisinde eğitime ne kadar yer veriyoruz? Nazi kamplarında kalmış Yahudi bir müdürün mektubunu paylaşacağım: “Ben bir toplama kampından sağ kurtulanlardanım. Oradayken iyi eğitilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen insanlar gördüm bu nedenle eğitimden hep kuşku duydum.”
GELİP ÇATAN O GÜN…
Ben 12. sınıfı yeni bitirdim. Sınava hazırlandığım dönemde sabahları güneş doğmadan kalkardım. Özellikle pandemi döneminde erteleme ve geri alma kararlarının neden olduğu ümitsizlik, mezuna kalma karamsarlığı aynı dönemimdeki bütün arkadaşlarımı ve beni adeta kapana sıkıştırdı. Hükümetin ve ÖSYM’nin beraber aldığı kararların yarattığı stres, çalışmamıza engel olacak seviyeye ulaştı. Sınavdan bir gece önce art arda içtiğim sigaralar ve okuduğum Edip Cansever şiirleri olmasa o gece uyuyabileceğimi dahi sanmıyorum. Karışıklık olmaması için bizi sınav başlamadan 45 dakika önce aldılar ve 45 dakika sanki 45 yıl gibi geldi. TYT sınavında sordukları Türkçe soruları yüzünden döktüğümüz soğuk terleri ve paragraf sorularının nereden çeksen oraya gelen ucu açık cevapları yediğimiz en büyük darbelerden biri oldu. Birçok genci bu duruma sokan ÖSYM umarım mutlusundur. Herkesin istediği yerlere yerleşmesini en içten şekilde diliyorum.