8 Temmuz 2020 01:00

Meşrulaştıran şiddete karşı...

Göksu ALTIPARMAK

Ankara Ufuk Üniversitesi

Gün geçmiyor ki hekime yönelik şiddete hatta şiddetinde ötesinde cinayete dair bir haber almayalım. Oysa içinden geçtiğimiz bu zorlu süreçte büyük fedakârlıklar gösteren, sahada aktif bir şekilde rol alan hekimlerimizin değerinin büyük oranda anlaşılacağını düşünüyorduk. 

Bir yandan biz tıbbiyeliler; hayata dair çoğu şeyi erteleyip, sırf iyi bir hekim olmak, zamanı gelince bizlerin de birer hekim olarak verebileceğimiz hizmetin en iyisini vermek sorumluluğu ve bilincinde olarak emek veriyoruz. Ama ne yazık ki son zamanda kaşımıza çıkan utanç verici bir örnekle yine yeniden bütün hevesimiz kırılıyor.

Bir program, karşımıza çıkan bir kadın,  babaannesini ameliyat eden doktoru nasıl öldürdüğünü anlatsın, yetmesin bir de “alışkanlık yaptı” diyerek pişkin pişkin gülerek gündeme otursun. “Alışkanlık yaptı” kulağa ne kadar da anlamsız ve tuhaf geliyor değil mi? Nasıl rahatça bu cümleyi kurabildiğini düşünürken sadece 7 yıl hapis cezasına tabii tutulduğunu öğrenirsek bu ve bunun gibi olayların caydırıcı olmayan cezalarla birlikte neden daha da arttığını anlayabiliriz. Oysa bir hekim adayının hizmet verme aşamasına gelmesi için verdiği çaba en az 6 sene, bir de uzmanlık işin içine girerse en az 10 sene. Hekimimizin hayattan koparılması ise saniyelikken bunun cezası sadece 7 sene!

MESLEK ODAMIZA SAHİP ÇIKALIM!

Tabii unutmamak gerekir ki sağlıkta şiddet yalnız fiziksel boyutta olmayıp ayrıca psikolojik bir şiddet olarak da toplumsal bir problem haline gelmiştir. Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin nedenlerinin başında ise ülkenin sosyo-ekonomik durumu, sağlık çalışanlarının çalışma koşulları ve medyada kullanılan hekim karşıtı dil gelmektedir. Bu olumsuz nedenler ise bütün sağlık çalışanları için iş stresinin yanında üzüntüye, öfkeye ve tedirginlikle hizmet vermesine neden olmaktadır. Bu nedenlerden ötürüdür ki sahalara çıkan hekimlere, emekçilere verilebilecek destek sağlık emekçileri sendikalarının ve her kesimden vatandaşın sorumluluğudur çünkü şiddet önüne geçilebilecek, engellenebilecek bir halk sağlığı sorunudur ve halkın desteği ile kazanılabilecek bir mücadeleyle önlenebilir.

Burada son dönemde hedefte olan TTB ile kazanımlarımıza da değinecek olursak telefon destek hatları kurarak vakaları görünür kılmaları, çeşitli düzeyde eylemler düzenlemeleri ve uzun süreçli bir mücadele sonucunda sağlıkta şiddetin yasalaşmasından bahsedebiliriz. Bizler verdiğimiz mücadeleyi meslek odamızla birlikte kazandığımızı unutmamalı, yapılmak istenen değişikliklerin karşısında meslek odamıza sahip çıkmalıyız.

Tüm bunlarla birlikte elbette sağlıkta şiddetin sona erdirilmesi için kısa vadede çözüm önerileri sunulabilir ama bu şiddetin esasına karşı toplumsal eşitsizliklerin ve sağlık hizmetinin sunulmasındaki eşitsizliklerin giderilmesi daha uzun vadede kesin bir çözüm olacaktır.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamu işçisi hedefte

Kamu işçisi hedefte

Ücretleri baskılayan Erdoğan-Şimşek programının yeni hedefi toplu sözleşme sürecine giren 600 bin kamu işçisi. Sendikal bürokrasi eliyle işçiden kaçırılan sözleşme taslağı, iktidar medyasına sızdırıldı. “Taleplerimizi karşılamıyor” diyen işçiler öfkeli. Ekonomide, iç ve dış politikada sıkışan Saray iktidarı, toplumu yönetebilmek için yasaklara, gözaltılara ve tutuklamalarla sarılıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et